şunca zamandır ispanyolca öğrenmek istiyosam eğer, yegane sebebi meramımı belki de bu dilde anlatabilme ihtimali. öğrenmek için bi şi yapmıyosam eğer, sebebi kendinden belli.
hönkürerek konuşulan bir hollanda dili (hollandaca demiycem hiç, üstelemeyin) ve fenalıklar bastıran bir ingilizce arasına sıkıştım. ilkini kesinlikle anlamıyorum ve duymaya bile dayanamıyorum; zamanında almanca hakkında yaptığım bütün o vasat "edebiyat falan tamam da kulağa kötü geliyor yaau"yorumlarını bi seferde yuttum. hasretlerdeyim.
ingilizce duymak istemiyorum. ingilizcemin amerikan aksanlı biritiş kelimelerden oluştuğunu fark ettiğimde nedense durumu kanadalı lise öğretmenime bağlamıştım, alakası yok galiba.
yetmiyo anacım, bildiğim mevcut diller yetmiyo.
bildiğim tattığım içkiler sarhoş etmiyo.
beni en güzel ben sarhoş ediyorum, susmak da ifade ediyo.
aa işbölümü yapmışız yahu.
bi de feci halde kadınlar gününe sinir olmaktayım. "364'ünü erkeklere bıraktık; ama hadi bugün dişiliğimizi kutlayalım"trak "ama en azından halkı bilinçlendiriyo ablası; iyi ki var" girişimlerini sevemiyorum. yani nasıl desem, hani utanmasa 8 mart diye bi günlüğüne koltuğunu bi kadına bırakıcak tayyip. böyle bi hava yok mu yahu? "kadın AMA başardı, kadın VE başardı" haberlerinden rahatsızım. engellilere de yapılıyo bu...:
"şu halinle senden beklemezdik ama vay be, bize rağmen ha.." haberleri...
"kadın tır şoförü 'göz makyajını seviyorum, mutfakta bi numarayım'dedi" haberleri var ya, geriliyorum.
yani dişiliği konuşmayan, sevişmeyen bi toplum 8 martı kutlasa nolucak ki kuzum? neyi kutluyo zaten, yasını tutsun daha evla... sevişmekten utanıyoruz yahu. kafa göz birbirimize girmemize şaşmamalı. böyle pıtırcık pıtırcık "kadın"lar gününü kutluyoruz; ama medyacım hala "bayanlar günü" kutlaması halinde: bekaret odaklı bi beynimiz var. kadın erkek demeden bekaret avıyla tahrik olmaktayız. genç kızlarımız var bizim, evlenmeden kadın olmayacaklar asla!
biz dans ederken mesela, ya göbek atarız kadın kadına ya da kılıç kalkan kuşanır erkekler... halay/ horon sayılmaz, grup seks ihtimali düşük olduğu için toplumumuz göz yummakta. ama eşli dans demek, ortaokulda bi kol boyu mesafeyle birbirinin omzunu ve belini tutmak demek. ayıp günah, bari hormon salgılamayın!
biz en çok kadına küfretmeyi seviyoruz mesela. erkekler kavga ederken küfrü yiyen yine anaları oluyo. bizde gizli eşcinsel travestiye yeğ tutulur, en azından imajı sağlam. zeki müren de bizi görebiliyosa diye.
zaten bizde kadın eşcinselliği var mı? ben daha adını duymadım. cinsellik girmek ve girilmek diye görüldüğü için kadın eşcinselliği fasulyeden sayılıyo sanki. hani giren yok girilen yok, sen sağ ben selamet bi psikopatlık.
yahu bizim meclimizde toplasan %4 oranında kadın var, onlar da meclisteki cinsiyet dengesine bi sorun görmüyo!!! biri kadından sorumlu devlet bakanım, bakmıyo görmüyo. üstlendiği rolden ezilmiş büzülmüş tuhaf, yamru bi şi olmuş. oryantal starda zorla takım elbise giydirilen tanyeli sendromunda.
kadın oldun diyelim, o zaman da dişi olunmuyo. kadın olarak anca anne oluyosun. bunun edebiyatı çok yapıldı. ama acı yanı şu: bi biz değiliz. yani bi türkiye olsa rahatlamaz mıydınız insanlık adına? ama değil. her yerde. ve bu konu hakkında bilinçlenmek için 8 mart şenlikleri düzenleyeme ihtiyacı duyuluyo. o derece vahim. yani kim neyi kutluyo o bile karışık.
bilmem ki anlatabildim mi...
yok işte, valla ispanyolca öğrenmem gerek.
kesin şimdi böyle cümlelerce anlattığım şeye denk gelen tek bi kelime vardır falan.
hem bu yazının ortasında niye bi 8 mart dellenmesi yaşadım bilmiyorum. başka bi şi diyecektim.. ispanyolca bilmiyorum diyedir belki. vaheeeeyy..
speşıl not: içimden feci halde arşivimdeki yazılardan seçmece yapıp link vermek geçiyo, zira aynen katılıyorum kendime, yerinde tespitler, anlamlı alıntılar... canım ben. konu yine defne olsun mesela: bok deryik.
bi de feci halde seramik çamuru özledim. hani icabında fırında patlasın el emeğim, yine de susar temizlerim. okuldaki seramik atölyesinden hala almadığım 3 parça eserim gelecek nesillere ibret olsun; ama o 3lü figür için çok uğraşmıştım yahu. diğer ikisini parçalasanız dönüp bakmam.
hönkürerek konuşulan bir hollanda dili (hollandaca demiycem hiç, üstelemeyin) ve fenalıklar bastıran bir ingilizce arasına sıkıştım. ilkini kesinlikle anlamıyorum ve duymaya bile dayanamıyorum; zamanında almanca hakkında yaptığım bütün o vasat "edebiyat falan tamam da kulağa kötü geliyor yaau"yorumlarını bi seferde yuttum. hasretlerdeyim.
ingilizce duymak istemiyorum. ingilizcemin amerikan aksanlı biritiş kelimelerden oluştuğunu fark ettiğimde nedense durumu kanadalı lise öğretmenime bağlamıştım, alakası yok galiba.
yetmiyo anacım, bildiğim mevcut diller yetmiyo.
bildiğim tattığım içkiler sarhoş etmiyo.
beni en güzel ben sarhoş ediyorum, susmak da ifade ediyo.
aa işbölümü yapmışız yahu.
bi de feci halde kadınlar gününe sinir olmaktayım. "364'ünü erkeklere bıraktık; ama hadi bugün dişiliğimizi kutlayalım"trak "ama en azından halkı bilinçlendiriyo ablası; iyi ki var" girişimlerini sevemiyorum. yani nasıl desem, hani utanmasa 8 mart diye bi günlüğüne koltuğunu bi kadına bırakıcak tayyip. böyle bi hava yok mu yahu? "kadın AMA başardı, kadın VE başardı" haberlerinden rahatsızım. engellilere de yapılıyo bu...:
"şu halinle senden beklemezdik ama vay be, bize rağmen ha.." haberleri...
"kadın tır şoförü 'göz makyajını seviyorum, mutfakta bi numarayım'dedi" haberleri var ya, geriliyorum.
yani dişiliği konuşmayan, sevişmeyen bi toplum 8 martı kutlasa nolucak ki kuzum? neyi kutluyo zaten, yasını tutsun daha evla... sevişmekten utanıyoruz yahu. kafa göz birbirimize girmemize şaşmamalı. böyle pıtırcık pıtırcık "kadın"lar gününü kutluyoruz; ama medyacım hala "bayanlar günü" kutlaması halinde: bekaret odaklı bi beynimiz var. kadın erkek demeden bekaret avıyla tahrik olmaktayız. genç kızlarımız var bizim, evlenmeden kadın olmayacaklar asla!
biz dans ederken mesela, ya göbek atarız kadın kadına ya da kılıç kalkan kuşanır erkekler... halay/ horon sayılmaz, grup seks ihtimali düşük olduğu için toplumumuz göz yummakta. ama eşli dans demek, ortaokulda bi kol boyu mesafeyle birbirinin omzunu ve belini tutmak demek. ayıp günah, bari hormon salgılamayın!
biz en çok kadına küfretmeyi seviyoruz mesela. erkekler kavga ederken küfrü yiyen yine anaları oluyo. bizde gizli eşcinsel travestiye yeğ tutulur, en azından imajı sağlam. zeki müren de bizi görebiliyosa diye.
zaten bizde kadın eşcinselliği var mı? ben daha adını duymadım. cinsellik girmek ve girilmek diye görüldüğü için kadın eşcinselliği fasulyeden sayılıyo sanki. hani giren yok girilen yok, sen sağ ben selamet bi psikopatlık.
yahu bizim meclimizde toplasan %4 oranında kadın var, onlar da meclisteki cinsiyet dengesine bi sorun görmüyo!!! biri kadından sorumlu devlet bakanım, bakmıyo görmüyo. üstlendiği rolden ezilmiş büzülmüş tuhaf, yamru bi şi olmuş. oryantal starda zorla takım elbise giydirilen tanyeli sendromunda.
kadın oldun diyelim, o zaman da dişi olunmuyo. kadın olarak anca anne oluyosun. bunun edebiyatı çok yapıldı. ama acı yanı şu: bi biz değiliz. yani bi türkiye olsa rahatlamaz mıydınız insanlık adına? ama değil. her yerde. ve bu konu hakkında bilinçlenmek için 8 mart şenlikleri düzenleyeme ihtiyacı duyuluyo. o derece vahim. yani kim neyi kutluyo o bile karışık.
bilmem ki anlatabildim mi...
yok işte, valla ispanyolca öğrenmem gerek.
kesin şimdi böyle cümlelerce anlattığım şeye denk gelen tek bi kelime vardır falan.
hem bu yazının ortasında niye bi 8 mart dellenmesi yaşadım bilmiyorum. başka bi şi diyecektim.. ispanyolca bilmiyorum diyedir belki. vaheeeeyy..
speşıl not: içimden feci halde arşivimdeki yazılardan seçmece yapıp link vermek geçiyo, zira aynen katılıyorum kendime, yerinde tespitler, anlamlı alıntılar... canım ben. konu yine defne olsun mesela: bok deryik.
bi de feci halde seramik çamuru özledim. hani icabında fırında patlasın el emeğim, yine de susar temizlerim. okuldaki seramik atölyesinden hala almadığım 3 parça eserim gelecek nesillere ibret olsun; ama o 3lü figür için çok uğraşmıştım yahu. diğer ikisini parçalasanız dönüp bakmam.
5 yorum:
- Hello, one way to Den Haag please
- Where??
- Den Haag
- ??!!
- Den Haag, The Hague, whatever
- You mean Den haaaggğğğggğghhşghşsjg?
- ??!!??!!
Bilmem hatırladın mı?
Ikidir gezindigimiz ruh halleri paralel gidiyormus gibi hissediyorum. benzesmek gibi olmasin, sevmem zira, korkarim, anca iyice emin olduktan sonra, anca ayri oldugumuzu bildikten sonra olur. niyse. ben de ispanyolca ogrenmek istiyorum yillardir ve ben de bu konuda bisi yapmiyorum. gerci son 3-4 yildir istesem de yapamazdim cok anlamli bisey; keza ispanyolca kursuna gitmek icin once guzel almancamizi biliyor olmak gerekiyor. yine niyse. ama bu yaz gidicem guney amerikaya, onun icin que tal'dan fazlasini bilmem gerek.
bi de kadinlar gunu, evet, bilmiyorum niye var boyle "bir gun". o gunun adi kadinlar gunu mu hakkaten yoksa emekci kadinlar gunu mu, emekci kadin ne demek, emekci erkek gunu var mi, kadin erkek burada cinsel tercih mi yoksa ne belirtiyor, turunden sorular geliyor aklima.
ve her daim uzun yorumlarla verdigim olasi rahatsizliktan dolayi ozur dilerim (bu da Otostopcunun Galaksi Rehberi 5lemesini hatirlatiyor bana). bitti.
karanlık: "hiç aklımdan çıkmıyor ki" diym ben... hala aynı şekildeyiz.
tavşan: uzun yorum için özür dilenmez, teşekkür beklenir. bizde adet böyle :) ben bi atalet hallerindeyim ama hayırlısı...
Kadınlar gününe burun kıvıracak lüksümüz var mı? Bence henüz yok. İdeal dünyayla pratik küçük faydalanımlar arasında kalıyorum ben hep. Üstünü çizip atamıyorum senin gibi.
Kadınlar gününe burun kıvıracak lüksümüz var mı? Bence henüz yok. İdeal dünyayla pratik küçük faydalanımlar arasında kalıyorum ben hep. Üstünü çizip atamıyorum senin gibi.
Yorum Gönder