saklanabilmeyi çok isterdim. teknik olarak mümkün, uygulamada çuvallıyorum.
bi de saçmalamamayı çok isterdim. bu da aynen. belki teknik yetersizlik de vardır, bilmiyorum.
der?
der-yik. der? orda mısın der?
der-yiiik?
yik hecesi böyle kuyruğunu kıstırıp viykleyen yavru köpek edasında... ve benim şekil 1-A'da sevgili sadidas'ımızın çizdiği gibi dans etmemi sağlayacak bi dizebağlanasıdiskmen'im de yok ki. der? duymuyorum evet.
ben şu an görünmez değil de... bakılmaz olsam. bakmasa insanlar bi süre, aramasalar beni.
cep telefonu komik bi icat. "batarya zayıf" diyo. ve son gücüyle ışıl ışıl bi uyarı çakıyo bana. madem zayıf, madem son demlerin, idareli kullan di mi? hiç işte.
tesadüf diye bi şi yok hayatta. söylediler mi bilmem. haliyle geçişmek diye de bi şi yok. yani tesadüfün tersi geçişmektir ya hani... ikisi de yok haliyle. öyledir di mi? şekil 2-A. stabil. durağan. neyse işte. diskmeni olmayanlar yogası.
ağız şapırdatılmasına tahammülüm yok. napiym. "ağzını kapaağ" diyebilirim. ağız kapalıyken şapırtabilenleri de inceler, "yemeği arka dişinle çiğne, damağına sürtme" falan... demem yahu. aklımdan geçer sadece. fena. "ay yeme bırak, allah cezanı versin" teyzesi olucam 60'ımdan sonra. menapoz sonrası gelişmiş bi yelpazelenme tikim olucak bi de.
psikolojik destek ünitesi der. der-yik. "e peki sonuç?"
sonuç, sonu olan şeylerden kıssadan hisse çıkarma hissiyatı yaratan uyuz bi kelimedir. sevmem. ben sonuçlara varmam. varamam zaten.
varabilsem saklanabilirdim, gidebilirdim. teknik bi şi yani. uygulamaya da yansıyo istemeden.
varmak gitmek.
c'est ça.
bu da kırmızı beyaz siyah bi yazı olsun madem.
11 yorum:
sahiden hizmette sınır yokmuş, üç yüs dört yüs'ü tam okudum, yeni yazı geldi. gerçi ordaki yorumları da okudum, okurların hepsi temiz kalpli sanırım ;-)
önceden söyledim mi bilmem ama çok kuul bir abla sınız :D
turuncu: herkes kalbi kadar temiz bi sayfaya yorum bırakmakta :)
emir bey: oov.. vaaoouv hatta. kabardım :)
sen nereye gitmek istiyodun deryik? hangi ülke??
ben kesin menapoz doneminde cok fena bir insan olucam. eminim simdiden.
bu senin keske gorunmez olsam sendromun bana bu donem o kadar sik geliyor ki.. Ben acmiyorum telefonu. caliyor, caliyor, caliyor. oyle, bakisiyoruz, sonra ben kenarina dokunuyorum, caliyor ama sessiz.
normalde kalbin kdr temiz sayfa die söylenir, senin okurların kendini beyenmiş kalbim kdr temiz sayfa dio :p
bu da kırmızı beyaz siyah bi yazı olsun madem.
beyaz arka plan a alışamadık mı ne?
Sanki çok popüler olup ama olmamayı istemek arasında kalmışsın gibi geliyor bana. Yazıların böööle değişiyor, farkında mısın?
O popülerlik sana "cangılda 6 ay" kazandırabilir, diğer yandan yalnız kalamamanın sıkıntısını da verebilir bazen. Hangisi? Seç bakalım.
İşte böyle saçmalamayı da bi tek ben başarabilirim.
telefonlaştırılamadıklardanız mütemadiyen...
lavender: fark etmez yahu. ama peru bir, endonezya iki, hindistan üç. görmeden ölmiciim.
tuğçe: dün kapımı kitlemiştim, 2 kez açmaya çalıştılar "orda mısıın" diye. yani böyle fazla kaynaşmış bi haldeyiz küçük okul diye, fenalıklar basıyo.
gülin: alışıyo gibiyiz efendim... :) fazla "soft" bir hali var bazen.
enne: yok popülerlik değil yahu... okul çok küçük, lise gibiyiz. o kadar bile yok belki ve herkes birbirinin tepesinde. arkadaşlar iyi de "bugün git yarın gel" demek olmuyo... ingilizceden de daralıyorum bazen. şikayetim arkadaşlar değil yahu, benim yıllardır var bu halim. niyeyse...
star_starcrazy: telesekretere konuşamayanlardanız tadında olmuş :)
Telefonum o kadar çok çalsa keşke ki benim de reddetme lüksüm olsa :)
Yorum Gönder