10 Aralık 2007 Pazartesi

sessiz sedasız

Koku. koku her zaman güzel bir şey değil- bakınız istanbul ve kurbağalıdere, ankara ve mamak. Belirli kokulara tahammülümüz yok. mesela bayat yumurta. o yüzdendir ki gaz kaçağı erken fark edilsin diye bozuk yumurta aromalı bi uyarı sistemi yerleştirmiş doğalgaz yetkilileri. bizim apartmanın tamamı koktuğunda öğrenmiş olduk birkaç yıl önce. yani bir uyarı sistemi olarak koku. koku algısı da tuhaf bi şi, diğer duyu organlarıyla takılmıyo, ayrı bi yeri var beyinde. kitabı var filmi var; ama o değil konumuz.

konumuz şu: siz uykunuzdan berbat bir kokuyla uyandınız mı hiç? gürültünün aksine kokudan pek kaçışınız yoktur. ya burundan girer, ya ağızdan; ki koku değil aroma olarak algılamak istemeyeceğiniz bir sürü şey var. nefesinizdir koku. çam ağacıdır, çöp kamyonudur; ama nefesinizdir. kaçınılmaz bir algı koku yani- tabii herhangi bir sağlık problemi yoksa (önceki örneğe ithafen: bütün apartman çıldırmış vaziyette bozuk yumurtayı ararken apartman görevlimiz hiiiiç koku almıyordu). ya da mesela balık kokusu. sevmeyen için haşlanmış karnıbahar. yani koku illa güzel bir şey olmadığı gibi, üstelik bir de kaçınılmaz.

şimdi bi de bu kokunun genzinizi yakarak sizi uykunuzdan uyandıran kimyasal bir bir kimbilir ne olduğu düşünün. her sabah. rüyanızın ortasında, 2 saatlik uykunuzda, çocuğunuzun hasta halinde...1 yıl boyunca. sanayii bölgesi. her gün her gün her gün. mesela deri fabrikası. mesela zeytinyağı fabrikası. ilaç fabrikası. her gün. ve bu kokuyu aldığınızda beyninizden tek bir cümle geçsin: "bu kadar kötü kokuyosa, kimbilir ciğerlerime noluyo?"... zira bunca evrim sürecinde koku algımız bizi bissürü bissürü kötülükten korumuş süper bi şi aslında (misal bozuk yemek. zehirlenmemek). haliyle her sabah böyle uyanan burnunuz çıldırmış vaziyette, milenyumlardır süren görev bilinciyle sizi uyarıyor. hüstın, sıçtın. böyle yani. bi tuhaflık var, farkına var.

şikayet ettiniz, belgeler imzalar, tutanaklar. koku tutanağı var mı acaba? on yüz bin bakanlık "bu sanayii işi/ ama sağlık şikayeti/ ama çevre sorunu/ ama belediye sınırı" şeklinde paslaşa paslaşa sizi kudurttu ve hala fonda tabaklanan deri kokusu var. ceza kesiliyor, ceza kesmek süper bir aletidir devletin; kirleten öder-- ve ödeyebilen kirletir. böylece kokuyorsunuz, koku koku. bilmediğiniz kokular üstelik, genzinizdeki acı size burnunuzu ciddiye almanız gerektiğini söylüyor. koku sınır, bölge tanımayan bir şey, rüzgar göre savruluyor, insan algısının "kim yaptı, hanginiz?" takıntısıyla alay edercesine her yere her yere yayılıyor. bir koca ilçe kokuyor ve kokluyor. her gün. ciğerlerine. sessiz sedasız. kimse bilmez kimse görmez.

tuzla'ya hoşgeldiniz.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker