22 Eylül 2006 Cuma

büyük hala

annemin halası, Leman hala vefat etmiş. 94 yaşında. onları daha önce yazmıştım, tanımaktan mutluluk duyduğum, nasıl olup da her şeye karşı bu kadar hassas, her şeyin farkında olup yine de iç huzurlarını koruduklarına şaştığım iki çınar.

Leman hala benim için, tuhaf ama, içi boş, yeşil renkli, limon şeklinde ve ebatında bir oyuncaktır- şişe çalar gibi bu oyuncağı çalarsınız. Aşkın nur yengi şişelere dokunmamıştı o zamanlar daha, ilk kez görüyodum. o kadar güzel çalardı ki ben küçükken mosmor olurdum denerken. o da bunu bildiği için muzur muzur gülüp o limonu çıkarırdı dolaptan. Otoriter ve yaşlı, üstelik de eski bir öğretmen olan birinden korkan 5-6 yaşında bir çocuk için büyülü anlardandı.

bir de 10-11 yaşında Ankara'ya taşınırken resmen devraldığım o güzel cam balık biblosu. İçim giderdi elime alıp bakmak için, "kırılır deryik" derdi hep. Gidiyorum diye törenle bana hediye etmişti, hala sapasağlam duruyor. Nedense o bibloyu kırmadan tutacak kadar büyümek diye bir şey yerleşmişti kafama, belki Hala'nın güveninin sembolü. Hediye ettiğinde sadece ikimizin bildiği bir sevinçle almıştım.

o yazıda da dediğim gibi, 94 yaşını huzurla devirdi, zoru başardı. mutlu ve güzel anılarla yaşadı, o çok sevdiği küçük çocuklara hep çok yakındı. daha ne ister ki insan? Hem dedemi görecek işte şimdi bir kez daha.


Şükran Hala'yı aradım demin. "bana iki satır yaz, ses olur, oyalanırım artık" dedi. içim buruk burdan naşi, annemle teyzem yanlarındalar. Tuhaf bir huzur da var bir yandan; çünkü yaşla gelen sağlık sorunları zorluyordu onu. Acı da çekmedi.

neyse, öyle işte...

2 yorum:

Emir Bey dedi ki...

Allah rahmet eylesin..

deryik dedi ki...

sağol emir beyciğim...

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker