7 Eylül 2006 Perşembe

dennnn haagg

evveeaaatt geldim yerleştim memnunummm.... hemen durum özeti geçiyorum, sonra yazarım. manyak yorgunum yürü yürü.. bisikletsiz ölüm buralar.

-hollandalılar nasıl? bilmem, hiç tanışmadım daha. kızları güzel evet. erkekleri de düzgün. hepsi turp gibi, sağlık fışkırıyo. fazla sarılar. pek tanımıyorum ama hal tavır; çünkü den haag ve bizim okul hele, dünya karması halinde.

-hayat 6da bitiyo. bugün perşembe, den haag'ın "bu şehirde hayat var" deme günü. her şehrin böyle bi günü varmış. perşembeleri hayat 9da bitiyo.

-"istanbulda gece 11den önce çıkmıyoruz" dedim. inme indi bi kaçına.

-bi heves kahve ve cezve getirdim ya ben... hatta annem teflon tava verdi falan.. işgüzarlık tamamen. zira ocaklar induction dediğimiz yöntemle yanmakta. hatta yanmıyo, kızıyo, o derece teknolojik. neyse işte belli bi büyüklüğün üstündeki çelik tavaları ısıtıyo bi tek. yani cezvede kahve bi hayal. fazla teknoloji sevmem ben. uzaktaki bi otelde bildiğimiz gazlı ocak varmış.

- annem her şeyi düşündü ya hani... asetonu atladı ama. yarısı yolunmuş bordo oje çok çirkin bi şi. çabuk buldum allahtan.

-ahahah tabii ki ilk iş türk marketi buldum. silifke yayık ayranım bile var, hiç acımam. nuhun ankara makarnası, baldo pirinç falan...

-bugün,hatta az önce, kayboldum ilk kez. şimdi ilk gün beni hulusicim ve divadcığım karşıladılar. divadla geldik buraya, sonra hulusi de bize katıldı, bi yerde oturup bira içtik falan. allahım bugün bi baktım, istemeden o bira içtiğimiz yere gitmişim. e okul nerde?! harita özürlüsüyüm üzerinize afiyet. gerçi dün kendimi aştım; ama bugün aptal oldum. sağa gidicem o kesin de, sonrası yok. "bankayı mı arıyosun?" allahım bizim okuldan biri, çünkü bugün banka hesapları verildi. "yoo okulu arıyorum". çocuk sağolsun paket teslim getirdi beni. bi ara "sen git ben bulurum yolu, burdan dümdüz işte" dedim. "hayır sağdan gidicen! geliym ben yaa of" dedi. afro-swedish diye bi şi var mı bilmem, ondandı işte.

-isim hafızam berbattır. ve bugün 2 endonezyalı, 2 de nijeryalıyla tanıştım. ben hı hı diyp geçiyorum onlar uzun uzun adımı tekrar edip anlamını soruyo. utandım tabii ama boşa bi çaba. nasılsa onlar da unutur. di mi?

-ben bu kadar lakayıt memleket görmedim kardeşim. yemişim avrupa disiplinini. adamlar part-time çalışıyo, o da içinden gelirse.kafayı yedim iki gündür. "sabah 9da gel" diyolar, dakik adamlar sanıyorum tabii, hadiii koşuyorum okula... eefendim hanfendi 12den önce gelmezmiş. allahtan okula yakın yurt. mali işler 12-2 arası açık. bilmem ne boku 3-4 arası. sefaretlerine kızmıştım, geri alıyorum.

-nijeryalılar çok komik el sıkışıyo. tokalaşıyosun, sonra yavaşça elini çekerken, parmaklar birbirine değdiğinde karşı tarafın parmaklarına vurarak şaklatıyosun. yapana ödül var. bi de nijeryalı bi kız tokalaşırken avcunuzu gıdıklarsa "kalk gidelim" demekmiş, ona göre.

-günün en eğlenceli olayı: hintli bi kız, öğrenci işlerinin başındaki martin'e "martin siz süpürge kullanmıyo musunuz kuzum bu memlekette" dedi. martin "kullanıyoruz, niye ki" dedi. cevap: bugün markette süpürge istedim prezervatif verdiler! hala gülüyorum.

-bisikletsiz hayat çook zor. hele manasız bi alışverişten geri yürüyosanız... kollarım daha uzun, bacaklarım daha kaslı.

-dün akşam ev hasretiyle tanıştım. ocak yüzünden oldu galiba. "ne işim var len benim burdaaaaağğğğ" cümlesi yankılandı. bugün daha iyi gibi. dersler başlasın, o zaman nefes alamiycam galiba. cumaya bi sunumum varmış, iki kişiyle.biri çekik gözlü bi hintli, adı benjamin. bi de john ernest adında bi tanzanyalı. yani isim ezberleriniz bozun. herkes her adı alıyo bu dünyada.

yemek yapıcam. bu arada yeni bi blog açmam mümkün. ama bu blog yorum ağırlıklı olacak, "keep me informed" temalı. beni habersiz bırakmayınız, taze yorum yapınız diye. polemiğe girmeyiniz, sizce "günün haberi" olan şeyi yazınız diye.. kısmet.

aa bi de yarın amsterdam gezisi var. ekim sonu da paris görünüyo falımda. okulu sevdim :) foto falan da koyarım inşallah bi ara. o da kısmet.

9 yorum:

Parizyen Ay Lambasi dedi ki...

ekim sonu paris gezisinde ariyorsun, gidip sarap iciyoruz. nokta.
operim.
kolay gelsin sana cok.

deryik dedi ki...

teşekkür ederim efendim davetinize.. inşallah diym. bu adamlar atmış ortaya bi şi, tamamına ererse neden olmasın :)

Donna Quijote dedi ki...

hosgeldin! (nispeten daha yakina geldin ya, ondan diyorum.)
cabucak alisirsin buralara umarim. bi de, böyle sikayet edip duracaksin anlasilan, acilen bi bisiklet alalim sana.

Burak dedi ki...

herşey hayırlı, uğurlu, güzel, bol neşeli olsun!

deryik dedi ki...

donna: hoşbulduk :)yakın zamanda el atıcam bisiklet sorununa. mezunlar satıyomuş okul önünde. geç gelen, geç bilen oluyo haliyle :))ilk bi hafta kendime şikayet izni verdim. kota dolsun, susucam, söz :)

burak: teşekkür ederim iyi dileklerin için :)

enne dedi ki...

Oh be, meraktan çatlıycaktım, naptı bu kız diye? lütfen sen de "keep us informed" olur mu?

Hollandalılar fala manyak meraklı bu arada, ne yap et, kahve pişir. Fal bakarak para bile kazanabilirsin söyliim! (sıcak suya koyup karıştırsan içilmez mi ki acep?)

divadeiwob dedi ki...

Patrick Maitland'in Den Haag'da yasadigini ve onu gordugumuzu yazmayi unutmussun :) Oranin yerlisi sen oldugun icin ben bahsetmedim :-))

Aleksi dedi ki...

deryik benim hiç görmediğim amcam hollandadan geldi geçen gün. O da la hey de oturuyormuş.
Dedi ki istersen sen de gel
ben de olabilir dedim, bakalım, gelecek sene yanına gelebilirim...
(bu nedenle derslerde iyi not tutuyorsun, tamam mı?)

deryik dedi ki...

enne: şimdi "buldumcuk derya turist modu" halindeyim. hevesimi alıym ne hikayelerim var size :)
fala meraklılar hakikaten, bikaçına bahsettim "biz sana ocak yaparız" dediler :)

divad: yaa yaa evet patrick!! adam arka sokağımda oturuyo resmen :) bi daha göremedim gerçi kendisini, sana göründü :)

alx: bekleriz efendim. ben burda fahri turizm elçisi gibiyim niyeyse.kafama vurdu galiba. her dilden ders notu mevcut merak etmeyiniz :)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker