7 Ocak 2007 Pazar

uyuyamamak

şimdi bu başlığı attım ya, yeni gugıl ziyaretçilerim belli. amaan neyse. insomniya oldum anne ben, nasıl yazılıyo unuttum. iya yerine ia yazınca biritiş ingiliş oluyo. çok eğlendim kendi kendime.
hintli bi arkadaşım (ki anadili ingiliş) dedi ki: "türkler de bi tuhaf. c'yi (si) j gibi (cey), j'yi g gibi (ci) okuyosunuz" itirazım geldi, üzülmeyin: "iyi de c harfi si ise, niye alfabenizde s harfi var?" cevap yok. g'nin üstüne çizgi çekip ğğğğ sesi çıkaran bi milletmişiz, çok güldü.

uyku tutmadı ama feci uykum var. inşallah bu postun sonunda sızıcam.
la hey efendim den haag. her şey aynı. her şey aynı; sanki bööle buzdolabında bi yemek, ısıtıp ısıtıp yiyoruz. merak edenler eylülden beri okusun.

hayattaki amacımı hiç sorgulamıyorum. neden bilmem. sanırım bireyi o kadar önemsemiyorum. yani benim amacım ne olursa olsun benden büyük şeyler var, allah aşkına yani... hayattaki fonksiyonum çekirdeklerini çıkartıp reçel yapmak da olabilir, şehirleşme ve kırsal yaşam sorunlarını incelemek de... yani süperman erkekti zaten. ben baştan listedışıyım. umutsuzluk değil bu geldi içimden. bu kalıbı her duruma uygulayabilirim.

bi kitap vardı, içimizdeki tanrıça. pek bilmem ben; ama bir yahudi hikayesi anlatıyordu, ya da inanış mı demek gerekir, evet sanki: lilith. lilith anaerkil çoktanrılı dinlerle ataerkil tektanrılı dinler arasında köprü adeta...

lilith ademle birlikte yaratılmıştır, onun kaburgasından değil. o kadar güzeldir ki tanrı dayanamaz, ona gizli adını söyler. tanrının gizli adını bilirsen bi dileğini yerine getirmesi gerekir. lilith kanat ister; çünkü ademe itaat etmeyecektir; o eşittir, adem'e hiçbir şey borçlu değildir ve gidecektir. kanatları alır, mısıra gider. doğan bütün bebekleri öldürmeye başlar hıncından; pek anaç diil di mi? melekler araya girer, cebrailin paçası tutuşmuştur. "aman lilith" der, "canım lilith... bari mavi boncuk taktığımız bebeklere dokunma"... böylece bütün ortadoğuda nazar boncuğu takılır bebeklere, lilith'den korumak için. lilith özgürlüğünü kazanır; ama adem yalnız kalmıştır. tanrı oturup düşünür, öyle bi kadın olmalıdır ki, varlığını adem'e borçlu olsun... ki itaat etsin. sonra adem'in kaburga kemiğinden havva'yı yaratır. gül gibi yaşayıp giderler.

ve bazı kadınlar lilith'den gelir işte... bazıları havva'dan. bunu o kitap dedi, ben değil. kusur varsa söyleyiniz. şimdi nerden geldi aklıma bilmiyorum. bu bi "özgür kızım ben lilith'den geldim" postu değil, biliyosunuz beni. dolaylamam hiç-çataçat. çatapat gibi, daha az sesli.

den haag ne kadar aynıysa o kadar gitme isteği var içimde.

bi insan gitmek istiyosa, gider. valla bak. mesela "ben duramam buralarda" diyen insanlara saygım sonsuz. gidebilsinler diye her şeyi yaparım; yani kovmak değil, yardımcı olmak. hareketi seviyorum ben. o adam ki/hareket memuru/ ikamete memur edilir mi hiç. demiş can yücel babamız. can yücel olsa sanki lilith'in dudaklarını ısırırdı. neyse.

resmen uykum geldi. teknolojik koyun sayma aleti olarak blog.


mutluyum, biliyooooğ musuuğğn?
(iğrenç; ama ata demirer vurgusuyla)
iyi ki.
hadi bakalım.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

den haag'a lâf yok ama, oradan bana tepsi geldi bir tane :) yılbaşı hediyemmiş, gözlerim dolmuş.

jelatin dedi ki...

Ne güzelmiş ya hikaye. Çok hoşuma gitti. Kitap adını bir yere not alıyorum.

Şahane bir pazar sabahı yazısı olmuş bu Deryik Hanım. Sevgilerimi sunarım.

Adsız dedi ki...

ne zaman döneceğini bilirsen orada kalmak daha kolay olmuyor mu kii?

Adsız dedi ki...

o ustu cizikli g yuzunden ismimi paramparca ediyorlar benim.. tagsi diyen mi ararsin, tugsi,tugse diyen mi.. her tur var.. benim adim tou-che, hani touché der gibi ama benimkinin u su uzun.. kisacasi ben cekiyorum cok..
seninkini derja seklinde yazmiyorlarmi ki? :) isin komik yani, latinler bizim derya yi, derja okurlar.. digerleri, adogu avrupa derya yi derja yazar.. bitmez...

Adsız dedi ki...

gidesim varla yok arasında bir yerde.bazen çook ;sonra aaaz...
ve gitmeye karar verdim şimdi:)
az sonra kesin yine karar değiştiricem.yaza kadar böyle sürer bu ,sonra uçar giderim:)

deryik dedi ki...

silgi: yılbaşı hediyesinden fazlasıydı ya, neyse :)

jelatin: teşekkür ederim efendim, beğenmene sevindim :)kitap enteresan bi kitap ama oluyo okuyalı çok..

lavender: yoo :) askerlik değil ki bu şafak sayalım.

tuğçe: benimki daha çok daria, darya halini alıyo. seninki bayaa zor ama :)

benim hala umudum var: gitmeye karar vermişken kalkıp gidilmeli bazen, karar değişmeden :)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker