25 Kasım 2009 Çarşamba

böhöhö?

domuz mu bilmem, fena hastayım. ciğerlerim hırıltılı, ateş de mümkün. fenayım işte. iş aşkı bambaşka olduğu için yola bile çıktım ama otobüste bayıldım. tıpış tıpış eve döndüm. niyeyse bayılmadan kendimi kaale almama huyum var.

yarınki "nihayet ben aldırma operasyonu"mu iptal ettirdim, sepet gibi yatıyorum. ilaç depoladım, bütün gün napıcam bilmiyorum. kar tatili olsa oynardık ama hastayım. allahtan dün tam 5 kitabım bi de ajandam oldu. kitap da depoladım yani. uyurum, uyku da depolarım. oh mis.

bi öksürüyorum ki... 10 yıldır temizlenmemiş bacanın içine kuş yavrusu sıkışmış da kanatlarını duyuyomuşsunuz gibi. öyle içinizi acıtır gerçekten.

o kadar kaale almadım ki bu salgını, tabii ki öcünü alacaktı.
ama yine de ben kazanıcam, biliyoruz, dert etmiyoruz.
ellerimde kan kalmamış gibi üşüyorum. çavbella.

6 yorum:

tavsan dedi ki...

Derya domuz gribiysen ona gore ilac almanda fayda olabilir. Bir de simdi kizicam uyariyorum: senin gibi dusunen, yasadigi dunyayla ilgili sosyal sorumluluk sahibi birinden domuz gribi olmus olma ihtimali varken evden cikmamasini, hele otobus gibi baska insanlara kolayca bulastiabilecegi bir ortama hic girmemesini beklerdim. Kendi sagligini dusunmemen bir yana, baskalarinin da sagligini tehlikeye atmis oluyorsun. Ki, bircok insan domuz girbini hafif gecirse de kimin nasil bir bunyeye sahip oldugunu, ne gibi kronik hastaliklari bulundugunu, asi yaptirip yaptirmadigini bilemeyiz.
Elestriye acik bir insan oldugunu dusundugum icin yazdim (diyip kendimi saglama alayim:) yok ya ciddiyim valla).
Cok gecmis olsun. Bence bir doktoru ara, danis.

deryik dedi ki...

teşekkürler ama sosyal sorumlulukla ilgisini çözemedim. otobüse ne şekilde bindiğimi dahi bilmiyosun çünkü.

söylediğim gibi, otobüste bayılana kadar pek de ciddiye almadığım bi haldeydim, alt tarafı burun akıntısıydı, sonradan vurdu niyeyse. yüksek ateşim de hala yok. otobüste bayıldığım için de 2 duraklık mesafede halk sağlığını tehdit edecek vaktim olmadı.

yüzüme maske alacak vaktim de olmadı, özür dilerim, sabahın köründe eczaneler açılmıyo. atkıya doladım yüzümü. mümkün olan en boş yere geçip, camı açıp dışarı dönük durdum, kendime iyi geldiği için değil, yanımdakiler için. insanların yüzüne hoh yapmamayı da akıl ediyorum.

ayrıca evden de zevk için değil, iş için çıktım. keza otobüse de o yüzden bindim. yoksa pek istanbul turu havamda değildim açıkçası. bunları yazmıştım zaten. işim nerde, taksi param olmalı mı, bunları geçiyorum. nasıl izin aldım, o bile şaşırtıyo beni. izin isteyince "bugünkü işini bitirip çık" diyen bi patronum var normalde. bayılmasam izin vermezdi tahminen.

bu savunma değil, sadece ben de insanım, doğrucu davut imajım olsa da. her daim "sosyal sorumluluk" adına yaşamıyorum; özellikle hastayken.

bi de dip not, hastanelerde artık domuz gribi tahlili yapılmıyor zaten, her hasta otomatikman öyle değerlendiriliyor. haliyle ilaçlar da ona göre. verilen öncelikli reçete de ateş düşürücü ve dinlenme.

aşı yaptıracaksanız da, bildiğim kadarıyla novartis'inki dışındakiler insan üzerinde denenmedi, yumurta safhasında kaldılar ve yapılan aşıların çoğu novartis değil. sağlıkçılardan duyduğum bu. kendilerine o aşıdan yaptırmadılar ama infial yaratmiym şimdi. duyduğum bu.

bu salgını kaale almamam, okuyup bilgilenmedim anlamına gelmiyor. konuyu enfeksiyon uzmanlarından dinledim. aksine, normal gripten bile binlerce insanın öldüğü, sağlık sisteminin nanay olduğu bi ülkede panik yaratılmazsa beter sonuçları olacağını idrak edebiliyorum. ha nedir, yaratılmış panik esnasında, en azından gösterdiğim belirtileri doğru okuyabiliyorum. domuz gribi geçiren 3-4 tanıdığım oldu. hayır, onlardan bulaşmadı çünkü ankaradalar.

"geçmiş olsun"u kızmadan önce söyleseydin sanırım bu kadar defansa geçmezdim. eleştiriye açığım ama kasten otobüse binip insanların suratına öksürmüşüm gibi bi tutuma gerek yok bence. hastayım ama beyinsiz değilim.

Bespelled dedi ki...

çok geçmiş olsun, sevgili deryik

mermaid dedi ki...

:) sesin de korkunçtu. çabuk iyileş daha benlerinin fotoğrafı çekilecek, hem istanbul turu yapcaktık:)
gelip sana çorba yapim mi deryikko!

tavsan dedi ki...

Gecmis olsunu da kizmayi da ayni ictenlikle yazmistim. Birine kizip bunu yazmak benim icin o kisiye saygi duymakla baglantili. Yoksa birsey demeden gecerdim. Gerginlikten hoslanan biri degilim; polemik de sevdigim birsey degil. Yani cidden birilerine birsey gostermek icin degil sana belki birseyleri unutmussundur onu hatirlatayim diye yazmistim. Ama diyorsan ki hakkin yok, ona birsey diyemem.
Maske takmaliydin ya da insanlarin yuzune oksurup hapsiriyorsun da yazmadim. Beyinsizsin ya da kasten otobuse binmissin diye hic yazmadim. Atesinin kac oldugunu yazmamissin; atesin olmasi, cok oksuruyor olman ve otobuste bayilmis olman da bana bayaga ciddi gorundu, dolayisiyla domuz gribi olabilecegini dusundum.
Domuz gribi icin burada da tahlil yapmiyorlar hastalara; ates ve diger belirtiler varsa tamiflu cinsi domuz gribi ilaclari ve evde istirahat veriyorlar.
Benim calistigim kurumda dagitilan yazida domuz gribi oldugunuzdan supheleniyorsaniz doktora gitmeyin, doktora telefon edin, ya da durumununuz kotuyse acile gidin, acilde domuz gribi icin ayrilmis yerler var diyordu. Haliyle insanlar bu kadar ciddiye alinca ben de aldim.
Ve sonucta senin patronunla benimkiler ayni degil, bunu da gayet iyi anliyorum.
Ve sosyal sorumluluk lafini yazarken cok dusundum; yerine baska birsey bulamadigim icin yazdim. Genelde yorumlari uzerine yarim saat dusunup yazacak kadar vaktim olmuyor.
Boyle.
Tekrar gecmis olsun, umarim iyilesmissindir bile.

deryik dedi ki...

tavşan: hastayken alıngan olurum ben, bkz.şekil 1-A. özür onun için. yoksa iyi niyetten şüphe etmedim, ne demek :) doktorla konuştum, iyiyim.

bespelled: teşkür teşkür.

mermaid: ay ben fotoğrafı işi kaldı yahu, en çok ona sinir oldum ben. çorbayı da ileride faiziyle içicem :)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker