22 Kasım 2009 Pazar

pazar gecesi anca.

bir pazar günü santral, çok isabetli bir tercihmiş. yüksel arslan sergisinde beynimizi bırakıp çıktık. 50 yıllık bi emekten neler çıkabilir, hepsi hepsi. döne döne 3 kat boyunca. kızının yorumu ne kadar doğruydu: arture dediğin şey, düşünmekle ilgili, resimle değil.

tek itiraz: posterler. öyle yüklü bi sergiden sadece 6 resim seçmek, bunların 4 tanesinin aynı seriden olması. cık. vardır bi sebebi ama cık işte.

müzeyi kapadık, kovulduk ve gibi bi şi. sonra akşam yemeği. ne kolay aslında bi mekanı alıp mis gibi yapmak, di mi? işte öyle şeyler. onca zamandır atıl duran santrali al sen, içine müze kuuur, tamirhaneyi yaaap, otto konduuur, kampüs olsuuun. niyet. bence mis gibi. enerji müzesi var, gözünüzü seveyim. yahu ilhan komanı bile var.

darısı mecidiyeköydeki likör fabrikasının başına. orasıyla ilgili öyle hayallerim var ki. likör fabrikası gibi müthiş bi malzeme şehrin göbeğinde, öylece duruyo. bahçeli filan. mis gibi bi mimarın elinden çıkma mis gibi bi bina. kırpmışlar baya bi ama olsun.

yıkıp yerine bok kondurmazlarsa, bence çok güzel bi yer olabilir. devasa yapılar, bkz o stat, ordan gidemiyo işte. üstten geçit, yandan stat, mecidiyeköy bir adet tost makinesi. çok basık, gürültülü ve bi an önce geçip gitmek istediğiniz bi yer. o yüzden likör fabrikasının içine yapılacak bi "tekel müzesi"ne, güzelleşmeye ihtiyacı var. tadımlık likörlerin satıldığı, likörlü çikolataların olduğu, tekeli anlatan bi yer. içki deyince alkol tedavisi anlaşılmasaydı bunu da yapabilirdik. ne fena di mi, o fabrikanın müze haline gelme ihtimali yok. alkol totemi filan sanacak insanlar var. tuhaf. yoksa gönül isterdi ki müzemiz olsun, girişine hayyamdan nameler döşeyelim filan. neyse ne yani, müze işte.

aklına söviym gugıl. ucube araç seni.

bak işte arattım, TOKİ'ye devredilmiş fabrika. gösterme bana şunları, bulma sonuçları, gizle. gugılda duygusal filtre olmalı. sınırsız kat, ofisler ve plazalar ve boklar yapılacakmış:

İBB Meclisi, TOKİ'ye devredilen Mecidiyeköy'deki Tekel Likör ve Konyak Fabrikasının da bulunduğu 23 bin 711 metre kare yüz ölçümlü alana ilişkin plan tadilatını onayladı. Plan değişikliği teklifinde yükseklik serbest bırakılırken, bodrum katlar da emsale dahil edilmedi.


aman dahil etmeyin bodrum katları. 5 kat bodrum yapın sonra, olur mu?

bi diğer senaryo da KEY ödemelerinin burdan yapılacağı.
konut edindiricez dedik diye fabrikadan etmek.

mimarlar odası olsam ortadan ikiye çatlardım. ne asap bozucu bi şi mimarlık. bi kere bu ülkede kesinlikle sanatla ilgili görülmüyor, taş işçiliği gibi filan devlet gözünde. duvar örmekten ibaret. sen yap ya da yaptır, fiziki bi şi var, o kadar emekle, illa ki bi değeri var; ama hayır, osmanlıdan kalmadığı sürece hiçbi binanın bi kıymeti yok. bi alan yaratıyosun insanlar için, bi sonraki insanlar dümdüz ediyo. yani aslında, insan ömrü ötesinde bi şi yaratıyosun, öyle bi sorumlulukla, ama işte ömründe 5-10 yıl otorite sahibi olmuş bi cingöz çiğneyip tükürüyo emeğini. ne ayıp.

içim kabardı, gidiyorum ben ya. yeter.
böyle hayallerimi iğnelerle patlatıyolar ya gece vakti... çok gürültülü oluyo blog, ondan.

binalara bakınca "arsa" yerine "mimari" görmemiz dileğiyle.
böylece çirkinlerini yapmayıp güzellerini tutma gibi bi becerimiz de biraz olsun gelişebilir belki.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker