hani bi zamanlar bahsetmiş miydim sanki, kırmızı şapkalı, mor elbiseli kadınlardan... "when i am an old woman, i shall wear purple". şiirin adı warning. buyrun burdan okuyun. "yaşlı hakları" literatürü var ya, en şirin kısmı bu.
kabaca soldaki gibi görünüyolar. aynen budur görüntü, bazen bi de kırmızı ötriş oluyo boyunlarında. zaten bu bebeği bulsam alıcam.
bi masa dolusu tonton teyze, mor bluz ve kocaman kırmızı şapkayla pizza hut'ta sınırsız pizza yiyordu, az önce gördüm.
camdan el sallamakla içeri girip "böyle yaşlanıcam ben deeeee" demek arasında kaldım, elim kolum doluydu zaten, biriyle göz göze gelince gülümseyip başımla selam verdim.
oysa
"ben size gülmüyorum. ben böyle olmak istiyorum, ben sizi biliyorum, niye böyle köyün delisi gibi oturduğunuzu da" demek istedim. bilmem, belki anlamışlardır. Hem benim Sabuş'um var. şapka sevmez ama yani eşiktedir, bilen bilir. moru sever, kırmızıyı da.
boşuna tante rosa'yı okuyun demiyoruz heralde.
ne demişti sevgi soysal tante rosa için?
"bütün kadınca bilmeyişlerin tek adı". ah rosa canım rosa.
neyse işte....
Ben demin çok mutlu oldum da. ondan...
4 yorum:
Şöyle bir kelime üzerinde link vereceğin zaman kelimenin rengini değiştir de "Hani link mink, hani, a unutmuş galiba?"lamayalım.
İmza: Linkinsanı
ama ama onun rengi var: koyu bordooo... görünmüyo anlaşılan.. hımms... bold yapalım madem. maksat hizmet:)
beyaz saçlarımla beraber sallanan koltukta kitap okumaktır hayalim.
eysean: o da olur da, hangi gezsek tozsak bi de? :)
Yorum Gönder