şimdi efendim, ben aşağıda metodoloji diye kipling şiiri koyduğumda şaka sananlar olduysa, ciddiydim. yarınki sunumda göğsümü gere gere "ne makale var ne kaynak, bi kipling var ki tek geçerim" diycem. onlar da "kızım sen master'ı bırak, git 5N 1K ekibine katıl" diycek. the end.
yok hayır ben ufak bi çökme yaşamıyorum. 5 sayfanın yarısını "case study" açıklamasına harcamış, yarım paragraflık metodoloji kısmında "allaha emanetim" mesajı vermiş; ama yine de "ofofofofof dizayna gel beea hey yavrum sen akademik mi doğmuşun nedir yaaau" diye yollamışken, iki ayrı kişinin nerden geldiğini bilmediğim bi dizaynı kullanarak 11 sayfa yazdığını ve case kısmına sadece 1 sayfa ayırıp geri kalanını metodolojiye adadıklarını gördüm. ha benim metodoloji kısmıyla "muhtemel sorunlar" kısmı eşit uzunlukta. yani olan metodlarımı da yarı yolda çürütüyoruz, vaays.
tez yazıyoruz. amaç analiz. di mi?
bende metodoloji 10:1 oranında var, arkadaşlarda 11:10.
gülmeyin, çok pis dalarım.
zira, arkadaşlar yatıp kalkıp bi 22 sayfa daha yazarlarsa tezleri bitiyo. ben anlamoor.
şu an sunum slaytlarını hazırlıyorum. mevcut dizaynı kullanmayan, kalıpları sarsan aykırı kız imajına yatırım yapıyorum. hocam eğer bi şekilde google'dan bu sayfaya geldiyseniz nolur gidin, açık seçik söylenmek, sinir krizi yaşamak istiyorum. ayrıca yarınki tartışma grubumu azra akınlı bi bodrum afişinin altında kollarımı açmış "türkiyeye hoşgeldiniz!" diye sırıtarak tavlama fantezim var. evet evet, hatta lokum falan da dağıtabilirim. mehter.
bi yandan da 5 yıldır sırtımı dayadığım akademisyen psikolojisine yatırım stratejim tutarsa 11er sayfadan aynı dizaynı okuyan ve beyni süngere dönmüş insanlara "az olsun öz olsun bizim olsun" sevinci yaşatıp artı puan toplayabilirim. türküm kolaycıyım çok pis yırtarım, 7 düvelin aklı şaşar.
zaten şekilciliğimi seveyim, içerik %50 kısılmış durumda ya, başlık göz alıyo, reklamcı olacam sanki: Torba Koyu ve Salih Adası Vakası: Türkiye'nin Çevre Politikalarındaki Balıkçı Düğümünün Tezahürü* . biliyorum, türkçesi gemici düğümü; lakin ingilizcesi balıkçı düğümü, konumuz balık çiftliği, anladın sen. geçici mi kalıcı mı belli olmayan bi başlıkcağız.
şu iş yarın 1 itibariyle bitsin, ne kadar mail varsa cevap yazıcam söz. pıst bap, evet sana :)
türk pop kitlesinden de şöyle dım tıslı, "aslansıııın kaplansıııın, gönülleriiiiin sultanısııııın" sözlü bi şarkı istiyorum, döne döne çalsın gaza geliym, derhal üretile. böyle futbol marşı falan da olabilir. ceddin deden ya da eye of the tiger işe yaramıyo maalesef. oya bora dinlemekteyim ısrarla, bi nevi ana rahmine dönüş sendromu galiba. bu bitsin "kimseye etmem şikayet" başliycak. ağlarım kendi halime.
ara gaz vermek isteyen varsa, hemen derhal.
not: bugün yağmur yağdı, güzel ve ince. benim bi tane şeffaf, kubbe şeklinde şemsiyem var, dolaştık azıcık kendisiyle. mutlu bi şi.
*Torba Bay & Salih Island Case:
Manifestation of the Fisherman’s Bend on Environmental Policies of Turkey
2 yorum:
sen yarın 1 itibariyle bitir ben seni istanbul saatiyle çimlere götüreyim deryikçiğim. anlaştık mı?
diyıl :)
Yorum Gönder