hücrelerime işlemiş kum. dutch yağmurları olmasa da dutch rüzgarları tam gaz görevde. bi sahile gidelim dedik, şamar oğlanına döndük. adamlar rüzgarlık yapmış şeker, oh mis gibi rüzgarı kesiyo ama kum tuhaf bi meret, delikten kovuktan giriyo.
bissürü güzel mail. fiyuu. teknoloji bağımlılığının iyi yanı.
bir masa ki yani şu an turuncu bi tef, bitmiş iki bira tenekesi, yumurta kabukları, 3 kolye, haribo kolalı jelibon, bitmiş sigara ve yoğurt kapları, kulaklık, tabağı kırık türk kahvesi fincanı, makyaj temizleme pamukları, fındık-fıstık kabuğu, kablo kablo kablo, kitap makale zarf.... yemin ediyorum boş yer yok. hani bi şi okumam falan, imkansız. böyle canlı bi şi bu masa, birlikte yaşıyoruz. alıştım bu fikre. valla şikayet etmiyorum artık, içimden gelince toplarım. dert ettiğime değmez.
Tenten ve asterix'in bütün sayılarını bilgisayarına indirmiş bi kahraman arkadaşım var. bilgisayarına el koymak üzereyim. "tenten batman'e karşı" desem, parmaklarınızı yer misiniz?
benim 3 çatlak kız grubu bugün lunaparka gidip çocuklar gibi şen eğlenmişler, ellerinde oyuncak ayılarla döndüler. bense o sırada her yanım kesik içinde, ölümüne kanadığımı görüyodum rüyamda. bu ara böyle. stres falan da yok hayatımda ya da çaktırmıyorum. geçen gece 3 farklı şekilde öldüm mesela, böyle önce bıçaklandım, başa sardım, sonra birisi beni boğdu, başa sardım, ateş açtılar üstüme. hastalıklı geliyo yazınca, korktum. o kadar beter değildi.
deryik bi bok okumadı anacım. yine çar çur. 3. kez saçlarını yıkiycak zira hala kumluymuş gibi hissediyo. kendisinden 3. kişi olarak bahsetmeyi de sevmiyo. annemi arasam koliye bi de ROLL koysa tam olsa.
Marx'ın gençliğinin filmi çekiliyomuş. kraliçe elizabet bir marx iki zaten. ah bi de örümcek adam.
ilerde bi gün anket defteri doldurmam icap ederse "kim olmak isterdin" sorusuna piyale madra cevabı vereceğimi biliyorum artık. atilla atalay demeyi de düşündüm; ama espri yeteneği uğruna erkek olmanın alemi yok. hem ben atilla olsam bi 3-5 seferde dersimi alır daha fazla kalp kırmazdım, 11 kitaplık malzeme çıkmazdı falan fülün.
sevgilim istanbul diye bi film yapmışlar. istanbul sevgilim olsaydı keşke adı. zaten ortalama bir şeymiş. falan folon.
cemal süreya'mız ne der?
Evet, gün geliyor bıkıyorum senden
Ama İstanbul'dan bıkmak gibi bir şey bu*
ah sahi, kaç çift ödünç aldı bu satırları? ve kaç çift "istanbul sevgilim" dedi ki? hani demiştim ya, "artık kimse birbirine 'günaydınım' demiyor" diye tarihlerden bi gün... onun gibi. ve kaçak gelin miydi, julia roberts bir sürü yumurta pişiriyodu hani. işte biz de arada yapmalıyız sanki, gerçekten ne olduğumuzu, ne sevdiğimizi bir gün hatırlamak için.
bi de patates kızartmasının en biricik hali makinadan alınmış plastik sundae dondurmayla yenen halidir. evet vanilyalı dondurma ve tuzlu patates kızartması.
iki yastıkla yatıp birine sımsıkı sarılmadan uyuyamayanlar. çatal-bıçak-kaşık bölmesindeki düzenden bıkanlar. zamanın geçtiğini uzayan tırnaklar ve biriken tabaklardan anlayanlar. birleşin ve "şehiriçi yalnızları" melankolinize sıçtırmadan silkinip kendinize gelin. aaaaaa....
*Süreya- Banko.
4 yorum:
deryik ya bak sormicaktim ama ikinci kere dikkatimi cekti artikin sormam lazim, sen sigaraya mi basladin?
su rüyayi tekrar tekrar basa sarip ölme hikayesi bende de varr. 2. dunya savasi zamanlari. bir restoranda miyim neyim. ilkinde silahla olduruluyorum. ikincisinde akillandim erken tuyuyorum. Ama bu sefer saklandigim odaya kapi altindan gaz vererek (?) olduruyorlar beni. Ve tabii sonuncuda kargi midir kilicimsi midir bir kesici alet ile olduruluyorum. -bir de siyah takim elbiseli adamlar bir kere oklarla beni kovalamis, yaralamislardi, bir kere de bicaklamislardi-
-hem hem ben ruyamda ibrahim tatlises'le beraber arabasinda kaybolan ayakkabimin tekini aramis bir insanim!-
PBBC: arada bi ickiyle yahu, baslamak sayilmaz. hele bu ara iyice yok gibi bi si. icime de cekmiyorum ortmenim :) (nickini de boyle kisaltirlar:P)
szn: ooy oy fenaymis bu.. yani ibrahim tatlises kismi :P niye boyle defalarca olduruluyoruz bi meali vardir belki freud amcada falan.
Banko'ya bayılıyorum. Hiç benzememize ama o kalabalıklığınla beni bile kapsayabilmene de bayılıyorum galiba.
Yorum Gönder