türk solu neden birleşemez literatürümüz ben doğduğumda fezaya ermişti zaten. hani "ah ama SHP'ye noldu gördün monşer" de denebilir, " bi kemal derviş vardı, noldu ona" denebilir, "kapatılacak parti niye DSP oluyo da CHP'nin adı geçmiyo" denebilir, cevaben "Atatürk'ten hatıra romantizmi" yapılabilir, duygusal içsel politikalaşılabilir tabii. ha ben olsam, "hani nerde, ben sol görmüyorum" derim, konu uzar falan filan. yani dallan budaklan bana, ben çarpıldım ben sana.
ya da mesela şak diye bi deja vu hissiyle "demokrat parti" oluvermiş DYP-ANAP ikilisine de şaşılabilir. fiyuuu yani, tam da beren saat'le karavel saçlı post-darbe dönemi hezeyanları yaşarken milletimize "şekil 1-A'daki parti olduk" demek. enteresan tabii, popülist olmasa şaşar idik di mi, "e-muhtıra sonrası 1960 hatırası fotoğrafı, alt başlık: DP dönüyor".
bundan hareketle "aman tanrıııım solun oyları yine bölünüceeek" demek de abes. yani tabii bölünüyo, "locikman". ama bi sonraki seçimde "soft orta sağ" bi koalisyon beklenirken, bu gidişle yürü ya kulum ikinci el demokrat parti MHP'den AKP'den oy çalacakken, soldan soldan kim gelir? CHP gelir mesela. baykalımız yine engin denizlerde muhalefetçilik oynar. hükümet olma fobisi iyileştirilemeyen bi zat kendisi. Baykalcım gel başa geç dendiğinde (çiller mi demişti, der o valla) ı-ıh asla ve nasla. yani CHP dediğiniz nedir? şu an hiç. hükümet olmaktan korktuğu sürece hiç. en fazla yapacağı koalisyon kurup koalisyon içi muhalefeti olmak. inancım sıfır monşer.
ben "creative destruction" taraftarı olduğumu ve hatta bunun eşiğine geldiğimize ikna olduğumu fark ettim. yıkılsın anacım. "yenisini yapamayız ki" diye bi şi yok. yaparız. boktan olur; ama bizim olur. 1982'de postal bağcıklarıyla imzalanmış bi anayasadan iyi olur. ha baktık olmuyo, yine yıkılmakta, malzemeden çalmamayı öğreniriz işte böylece. deneme-yanılma metodunun gözünü seveyim. yanılmamak için denemiyoruz şu anda.
annemizin babamızın yapamadığı devrimleri (ya da "yapmış gibi bile yapamadığı" diyelim) hedeflemekteyiz biz. Devrim gündemimiz 1970-80 arasına sabitlenmiş işte. yürüyüşlerde hezeyanlarda aynı şarkıları saçlarına ak düşmüş aynı ex-gençler söylüyo. her şey aynı. hala "gomünist misin anarşik misin" denebiliyo yahu. hani ikinci dünya savaşı'nın bittiğini duymadığından 1990larda bile kore ormanlarında saklanan japon askerler gibiyiz.uzaklarda bi yerlerde kadın, çevre, çocuk işçiler, yaşlı hakları falan dert ediliyo; duymuyoruz bilmiyoruz.
türk solu birleşmiş, ayrışmış, atomlarına ayrılmış... nolacak ki? nazım hikmetin mezarı gelmiyoken hala, bana ne ki. türk siyasi yelpazesi en ortasına bi mıknatıs yapışmış gibi sağı da solu da kendisine çekiyoken, amaaaan.
bugün 6 mayıs gençler.. HIDIRELLEZ.
gül fidanlarına çaput zamanı. resmi iyi olanlar birleşen türk solu da çizsin madem. geri kalan gelinlik, araba, ev falan takılabilir yine. ekonomi eğitiminin günlük hayata etkisi: mikro-makro sıçramalar fazla. makro makro türk solu, mikro mikro saçım yağlandı dertleri. ben kocaman bi bavul çizicem galiba, çok gezmek için.
siz yine her bahar aşık olun, renklere bürünün, coşun coşturun. etrafta salkım söğüt ne varsa bi koklayın. fondaki dertler içinize işlediğinde bileğinizi 270 derece çevirip bi AMAAAN çekin, benim için bi tavşan kanı için. biz oyverenin ruh sağlığı yerinde olanını severiz.
ha çok dertlendiyseniz, bakınız TEKEL "cool black" isimli yeni tütünlemesini piyasaya sürmek üzereymiş, az bekleyin.
3 yorum:
iktidarsızlıktan kaynaklı bir birleşememe durumu var bence.
ahahah senin su eski blog dursaydi keske bi yardimci olurduk genclere :)
Ya ben hidirellez oldugunu gecenin son yirmi dakikasinda hatirladiysam? Gul fidani da yoktu yakinlarda
Yorum Gönder