9 Aralık 2009 Çarşamba

türkün kendiyle imtihanı

6-7 eylül olayları çok sık aklıma geliyor.

bir sürü sebebim var. en basiti, tam bir "devlet eliyle provokasyon ve toplu histeri" örneği olduğu için. böyle belgeleriyle, kabak gibi. içimizdeki nereye neyle saldıracağını bilmeyen canvarcığı "kopar zincirlerini gülsarı" emriyle ortalığa salıverdiği için. 6-7 eylül olayları, bence okullarda okutulması gereken yegane vaka. gerçekten. nasıl olsa tüm yakın tarihi hayatta okutmazlar. birini seçeceklerse de bence bunu seçebilirler.

türkün kendiyle imtihanı hatırladıkça unutabilme üzerine kurulu çünkü. hani lunaparklarda filan olur, bir sürü delik, delikten bi şi çıkar kafasına vurup içeri sokarsınız, aynen öyle. bi şiler pörtledikçe kafalarına vurup susturuyoruz. halbuki o oyun şundan saçma gelir bana: oyunun başında hepsi zaten içeride. jeton atıp o çıkan şeyleri içeri sokmaya çalışacağına, atma jetonu, kalsın öyle. di mi yani? hem sen vurmasan da onlar bi süre sonra içeri girip çıkıyo otomatik olarak. neyse, anladınız.

benim kardeşim 17 yaşında, dersaneye gidiyor ve hayır, otobüste kucağına molotof kokteyli atılarak yanmasını istemem. yani bunu normal veya bi hak görmüyorum. ama molotofçu VS asker hezeyanlarını da anlamıyorum. o çocuk askerliğini yapsa ve o 6 ay içinde ölse, milletçe ona ağlayacaktık. üniformasına. kişilere, içindekilere pek bakan yok çünkü. askerlik yapmak istemiyosa da eşcinsel ilişki halinde fotoğraf isteyecekti ordu. mesela. ya da profesör çıkana kadar okuması gerekiyor. illa yani.

askerler aşkla ölmeye gitmiyor. yani normal şartlarda gitmemeli. üniformayı giydiği anda "bırakın beni ülkem için ölücem" diyorsa eğer, intihara eğilimli bi ruh hali bu. çok istediği "savunma"yı ölmeden de yapabilir. 6 ay vatani hizmet, sonra sivil yaşam. bana bu da normal gelmese de prosedürün aslı bu: ölmeyi kapsamıyor. şimdi birçok insan beni taşlayabilir ama, ölmek bazen yaşamaktan kolay. sıkıyosa yaşayın hemşerim. bak kadınlar şehit filan olmuyor, tey tey tey. sabi sübyanı telef ederek kahraman olunmasına bi de alkış tutuluyor, aklım almıyor benim. neydi o yunan atasözü: ölmeden önce ölürsen, ölürken ölmezsin.

işte neyse, böyle üniformalar üzerine aforizmalanırken filan her daim aklıma 6-7 eylül olayları geliyo. bkz daha önce bal gibi gaza gelmişiz, salakça galeyanlarla kendini dövmüş bir ülke, sonra da hop kafasına vurmuşlar, unutmuş. resmen acizlik tablosu bir olay. öğrendiğim ilk zamanlarda gözlerimi aça aça şiştiğim, yargıçın günlükleri nihayet kitap olduğunda haberlerini takip ettiğim olay. ve tek bir şey gösteriyor: böyle bir potansiyelimiz var. galeyana eğilimimiz vallahi dertten.

"atatürkün evi bombalandı" haberini düşünün bi. atatürk öleli 20 yıl bile olmamış üstelik. bir galeyan, o sürülerce insanın başında birkaç çoban, evlerin kapısına X işaretleri atılıyor. beyoğlu cehennem. tonla fısıltı. gerçekten ama bi düşünün. evden çıkıp sokağa dökülenleri anlayabiliyorum ben. "ben çıkmazdım" diyen kaç kişi var? ülkenin daha 30 küsuruncu yaşı, savaştan dönebilenlerin çocukları ülke kurmaya çalışırken, sahiden, kim galeyana gelmeyecekti? o çok yüce devlet, o çok sevdiği vatandaşlarına bunu yaptı ve yaptırdıysa, bi daha kime güvenirsiniz? öncesi ve sonrası zaten ayrı birer hikaye ama sahiden: neye güvenebilirsiniz ki?

peki ne için yaşandı tüm bunlar? kaç kişi özür diledi? o sürülerce insan, "sürü gibi güdülmek"ten pişman mı? şimdi geriye bakınca ne hatırlıyor? "oğlum evladım, bi gün amcanlar, dayınlar filan toplandık, stavronun dükkanı indiriverdik" diye gençlik anısı mı anlatıyo? o imtihandan kaç veriyo kendine, yıldızlı pekiyi mi? kim ne hatırlıyo ki?

ne bileyim, benzincide linç edilmişti birileri. trafik miydi, sollama mıydı, bok yoluna. bu ve daha birçoğu, her dakika. cnnturk'te 2003'teki istanbul patlamaları vardı. sinir hastasına döndüğüm zamanları hatırladım. şişlide otur, okul için hsbc metro durağını kullan, taksimde takıl. istediğin kadar kendine mantık fısılda, cık. olmuyor. o patlamalarda ölen ingiliz büyükelçinin eşi ingiltereye dönememiş. daha doğrusu dönünce duramamış. "bi tek türkiyede insanlar o acıyı anlıyordu"diyo, e çünkü topluca yaşadık, bu doğal.

sahi, ne kadar fazla acıdan anlıyoruz di mi? hiç normal olmayan şey bu işte.

6-7 eylül olayları ve diğer tüm galeyanlarımız önemli. kendimizi bilmek için. çünkü bu türk-kürt filan ayırt etmiyor. bence biz havasından suyundan galeyanla beslendik. "arttıran var mı" kıvamı bi siyasetle güdülmekteyiz. sırayla dağa çıkıyorlar, bakın. bu ülkenin dağa çıkmaya ihtiyacı var belki de sahiden, oksijen alırız, nefesimiz açılır. beyne kan pompalanır belki, bilmiyorum.

haberleri seyrederken içim daralıyor. açılım, açılma ilerisi boy, el sık tokalaş, iki ileri bi geri, dönülmezden dön, dönülmez akşamın ufku falan filan. milyonuncu abd'yle pkk toplantısı, yüzüncü kırışıksız baykal mimiği filan. devlet bahçeli konuşuyor, benim gözüm arkadaki detaylara filan kayıyo, dikkatimi veremiyorum. bana ne diye bağırmak istiyorum. o molotof elinde ölen çocuğa ne, 12 yaşında 13 kurşunla taranan çocuğa ne? ölebilenler sen, ben ve o, size noluyor? bu kadar. e onlarla ilgili henüz yeni bir şey söyleyebilmişliğin yoksa, git. yıkıl karşımdan, sus. birbirinize karagöz-hacivat, takılın tenhalarda.

yani hadi ben kendimle imtihandayım, sorularım da fazla dandik be blog. aptal mıyım neyim.

*

ha bir de, alakasız dip not: konuyla ilgili tüüüüm hislerimi en iyi şekilde anlatan zaytung.com'a radikalin tecavüz haberi fotoğrafı haberi için teşekkür ederim. bu kaynağı gösteren divad beye ayrıca milmersi.

4 yorum:

divadeiwob dedi ki...

(bu yorumu çok salakça bulursan yayınlama, rezil olmayalım elaleme)

benim merak ettiğim galeyan ekonomisi diye bir şey var mı, bence araştırılması gereken bir konu. (ben bugün bunu söyledim) hep kitlesel psikoz gözüyle bakıyordum ama şimdi sen iktisatçısın bunun politik ve psikolojik yanı sıra ekonomik bir boyutu da var mı


ayrıca bir dahaki sefere çok daha fazla yorum yazıp prime-line'da çıkmak istiyorum. böyle en sonda filan olmuyor : )

sfk dedi ki...

bende 6-7 eylülü düşünüyorum buaralar kafama takılan en önemli soru da neden batılı devletler bu olayın üzerinde o kdr durmamışlar neden bugun bi ermenistan sorunu gibi gözümüze sokmuolar bizi bununla sorgulamıolar.. bu noktada içimi gıcıklayan bişiler var??

deryik dedi ki...

divad: yok soru salakça değil efendim. ama uyarı notu süper :) galeyan ekonomisini bilmem de çoğu ekonomik galeyan oluyor. bence yani. mülkiyet, haklar, kıt kaynaklar. bkz. önceden yapılmış geyikler.

sfk: ermenistan sorunu kadar büyük görünmüyor sanırım. yıllarca değil, 2 gün. bir de gidenler sürülmediler aslında, kendi istekleriyle gittiler teknik olarak. yani "devlet eliyle"liği şüpheli. ama varlık vergisi filan, bildiğim kadarıyla konu oluyor AB raporlarına.

Damlo dedi ki...

yuh. evet aynen öyle. anladın sen ben şimdi anladım ama.

bi de tüm gün gençler için bi gaste düşündüm durdum. ne bileyim alıp okusunlar araştırmaya tembellerse birileri araştırsın ama okusunlar illa okusunlar ilk başta varlık vergisi 6-7eylül falan olsun ama. böyle böyle düşündüm bugün. korkutma deryik beni.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker