istanbuldaki sefaletle ilgili açıklamalarda "altın odun" ödülünü valiye veriyorum.
belediye başkanı "insanoğlunun çevreyi doğayı maalesef çok hoyratça kullanmasının faturası" demiş. hangi insanlar? evinde oturan vatandaş mı, bu kararları alan yöneticiler mi, 50 bin meşenin kesilivermesinin hiç de mühim olmadığı iddia edenler mi, kimler bunlar kadir bey? adını koyalım.
yatağından uzak düşen derelerle ilgili konular bunlar. yüzyılın yağmurunun yağmasını pek de bahane göremiyorum. çünkü bu gezegende muson yağmurları oluyo. onu da geçtim, hollanda deniz seviyesinin altında bi ülke. isteyen yapıyo yani. suyu pompala, çalkala, uzaklaştır. mümkün. "bişcik olmaz" altyapısıyla şehircilik nanay. felaketi düşün. yağmurdan değil, dereden sebeple düşün ama. depremi düşün. depremde çökse o yollar, yine dere suyu basar.
neyse, ödül valiye demiştim.
çünkü sel sonrasında yağma yokmuş.
evet o insanlar eşyalara sevgiyle sarılan sevgi kelebekleri.
en çok da:
"Su baskını olan yerlerde araçlarının başında olan vatandaşlarımız yok değil ama hiçbirisinin şu anda mahsur kalıp sel tehlikesine maruz kalan bir durumu can güvenliği açısından yok."
türkçesini sevdiğim, hakikaten. geveleme demagojisi.
2 yorum:
eheh ne demiş yaa hakkaten anlayamadım ben. noktalama işareti eksikliği mi cümle düşüklüğü mü anlatım bozukluğu mu, içinden çıkamadım :D
huuu komşuu koşş vali olmak bedafaaymışş!
deryik dişlerine de iyi bak daha çok diş bileyeceksin çünküü, lazım onnar sanaa
dedim zaten, bi sen bi ntv. içimi kararttınız.
Yorum Gönder