10 Mayıs 2009 Pazar

odadadadada

anneler günü demek, annemin il sınırları içindeki en yakın akrabasını ziyaret demek. annenin yarısı teyze, teyzenin yarısı anne kuzeni. ikinci dereceden anne. ve hatta onun annesi. modada bi balkonda bir sürü çay, yalancı kazandibi eşliğinde turgutreis belediyesi ve hüsnüyusuflar konulu bikaç saat insana çok iyi geliyo be blog. o balkon zaten her daim begonyalı, içine çınar ağacı uzanan, güneşi ve rüzgarı ayarında, en güzel balkondur.

neyse, sevgili odacığımdan kesitler. görmemişin odası olmuş çünkü. hafif dağınık olduğu için ve ben biraz gereksiz bulduğum için odanın tamamı, 360 derece hali filan yok. kesitler ve seçmece karpuzlar var.



öncelikle 1) bakınız beklenen cam şişeler geldi. dünya karması gibi duruyolar burda. henüz hepsine uygun yer olmadığı için bari masanın üstünde, gözümün önünde olsunlar dedim, ondan. lamba ikea'dan, buzlu camlı, dallı budaklı. süs görevi görsün diye biraz, o da görevini ihmal etmiyo. uslu çocuk olursanız fotoyu çeken deryiki görebilirsiniz ama çok da gerek yok. mor-kırmızı ikilisi 2 yıldır benimle. cam göbeği olan ankara kalesindeki baykuşçu'dan.
sonra efendim 2) ıvır zıvır ve bilinçsizce başlayan baykuş koleksiyonu. galiba biriktiriyorum, evet. tam kadro: baykuşlar ve baykuş olmak isteyen kedi. hehe bu dörtlüyü böyle seviyorum ben. ölçü olsun diye şu tealight'ı da kadraja aldım zira o mavi olan baykuş serçe parmağımın bir boğumu kadar, minik ve güzel bi şi. arkadaki vazo da öyle. barbi evi sendromumdan bahsetmiştim. en büyükleri de sevgili baykuşu, tee sevilla'dan. işte sonra yine kahverengi seramik bi vazo, hepsi gibi içi boş. rengi güzel ama. kurabiye kokulu mum bi de. sol köşede de nihayet biten brecht- üçkuruşluk roman. okumayan üzülür.



3) şifoniyer üstü. kuru incir ve bilimum kuru egzotik meyve, defne kalıntısı atıştırmalıklar. sevgili aynası, yansıyan şey de perdem (sanat kaygımı takdir edin). o tavus kuşu da aslında sürmeymiş. boyun kısmından açılıyo. gerçi ucunda resmen metal çivi var ama işte sürme çekiliyomuş onunla... annemle ortaköy avı.

çok özel sanarak zevkle aldığım; ama sonradan defnenin zebille gördüğü orient express afişi. onun yanındaki kumaş yığını ise (aslında yerde duran) taşoda kalıntıları: içine bir büyük bir de orta boy bodrum peştemalı ile bir şişe şeftali şarabı atılmış muhteşem çanta. tatil çantası, zürafalı filan. plaj güzeli. şarap atta gittiği için fotoda yok, üzgünüm.
en güzelini en sona sakladım..


gülin hanım sayesinde küçük kuşlu rüyalar görüyorum artık. ışık yumuşak, kuş uçuyo, rüyalar da öyle. duvar isterse post-it sarısı kalabilir.
bunun dışında mini bi ayin yaptığım için etraf vanilyalı- kurabiyeli tealight dolu. şarj aletleri yığınım masada. su şişeleri, katlanmış poşetler, uykusuz, şal filan. kız odası dağınıklıklarımı belgeleyecek değilim, bu bile fazla.

9 yorum:

birkadin dedi ki...

benim yatagim deryiiik!! baaaak :)
http://karakizinguncesi.blogspot.com/2009/03/sekerpareye-kustum.html
ayy nedense pek bi mutlu olduuum, resimlerin de odan da objelerin de harika, bayildiiimm...

Adsız dedi ki...

merhaba.
bütün eşyaların ve olayların geçici olduğu bir hayatta sana ait ve seni taşıyan eşyalar görmek şu huzursuz halime oldukça iyi geldi.buraya baktıkça kendi yaşantıma dair umudum arttı.ankara'dan kurtuluş sürecini blogtan takip etmiştim,buradan ancak kaçılır ve kurtulunur zaten.umarım seneye bende istanbulda yaşama fırsatı bulurum.senin için çok sevinçliyim,hayatın kıyısında durmayıp içinde olmayı tercih etmiş kaç insan var ki?
istanbul'a en son gelişimde bir kez daha gördümki bütün hikaye istanbul'da ve hikayenin içinde olmak için orada yaşamak gerek.
huzurla,güzel zamanlarda oturasın odanda,evinde.sevgiler.

Damlo dedi ki...

hiii çok tatlı her bi şey.

birincisi odanın rengi favorim:
sarı her zaman güzeldir bence. ve pütürlü olması çok hoşuma gitti öyle jiiiletkaydı duvarları sevmiorum, pek aristokrat.

şişelere bittim, şişe yapanlara -şişeci olmaz galiba- da hep bitmişimdir. bi gün yaparsam, oldu ki şans güldü, hediye ederim :)

aydınlatmalar da güzel olmuş, kokulu mumlarla daha çok şey ifade ediodur eminim ki sana.

hehe o kuş üzümü ve kuru kayısı tabaağı da çok tanıdık :Pp

değinilmemiş ama olsun, yatak beyaz: 10 puan 10 puan 10 puan.

mermaid dedi ki...

beyaz yatağa bayılırım.
şişeleri kıskandım, bir gün gelirsem fil edasıyla hepsini zıplatabilirim hasetten:)
ama o kuş yok mu, en güzeli:)

hep dedi ki...

Odanızı rontlamış kaçmış gibi olmayalım, iki kelam edelim. Her şey çok güzel. O güzel odada güzel günler geçiresin. Gerçi yıllar geçtikçe insan, o çok sevdiği objeleri yalnız ve yalnız toz toplama objesi ve alengirli toz alma mecburiyeti olarak olarak görmeye başlıyo:) En azından ben öyle oldum artık, bir kaç taşınmanın ardından kolilerinden bile çıkarmaz oldum çoğunu. Güle güle otur.

narsis dedi ki...

en sağdaki baykuş!
onu ben yirim.

yagmur dedi ki...

baykuslar guzeldir..
bir de gule gule oturman dilegiyle.

Adsız dedi ki...

eğer o yatak tahmn ettiğim gibi bir ikea yatağıysa ok gıcırdar çooook

deryik dedi ki...

n7e: en sağdaki favorimisss.

kirpik: teşekkür ederim. baykuşlarla yeniden tanışma halindeyiz :)

adsız: yoo, gayet iyi bence :)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker