yani sümüklüböcek. blog dediğin iz bırakan bir sümüklüböcektir. ben küçükken o izleri simli sanırdım. büyüdüm, hala öyle kalmış aklımda.
la hanım arada kelimelerin tanımlarını yazıyo postlarında. bildiklerini yeniden bilmek, hatırlamak vs amacıyla sanki. ya da benim o işime yarıyo ve o yüzden benimki o amaçla olucak. iki kişi aynı kelimede anlaşamıyoken sözlük diye bi şi olması bence çok komik.
nefret etmek:
1.birine veya bir şeye karşı nefret duygusuyla dolu olmak:
"Şu dakikada senden nefret ediyorum, senden böyle hareket beklemezdim."- P. Safa.
2.tiksinti duymak:
"Küstahlık edip kendisini aşağıladığı için ondan nefret edeceği yerde, onu seviyordu."- İ. O. Anar
nefret: isim, arapça
1.Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
2. Tiksinme, tiksinti:
"Şimdi bu satırlarımı hiddetle, nefretle, iç bulantısı ile yazıyorum."- A. Gündüz
yanlış anlaşılma olmasın yani: nefret sevmemek değildir.
nefret, tiksinmektir.
cümleten iyi sabahlar.
1 yorum:
peki ters dusunursak... yani 1. Nefret - Sevginin tersi 2. Nefret - Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu... yani sonuc olarak "sevgi" - "Bir kimsenin iyiligini, mutluluğunu istemeye yönelik duygu"... xmmm... yok tersi degil degilmis haklisin... :P
Yorum Gönder