benim sokağımda çocuklar top oynuyo (kızlar voleybol, erkekler futbol tabii ki), pencereler balkonlar sardunyalı. ben yürürken havaya bakıyorum, aklım saksılara gidiyo, yola bakıyorum şut ve gol. iş dönüşü hep aynı çocuklar aynı noktada "abla geçiyo" konulu muhabbete giriyolar: abla geçiyo vurma, olur mu lan abla geçiyodu sayılmaz o gol, ne biçim kalecisin lan abla geçince görcen sen vs vs. ablageçiyoyum ben yani. kızlar voleybol konusunda sakin, her türlü servis serbest. iki grubun da ortak noktası yokuşlar topu yutmasın, yeter. bir de pencerede bir kız var, zemin katta oturuyo. tam onun camının önünde oynuyolar zaten. cam açık, o da camın önünde, sürekli öne geriye sallanıyo, kimbilir aklından neler geçiyo. göz göze geliyoruz hep, o beni görmüyo galiba ama ben gülümsüyorum. bazen voleybol topu temposunda sallanıyo, bazen yokuşa top kaptıran şişko sümüklünün koşuşu temposunda. dışarı çıkmak istiyo mu yoksa orda güvende ve mutlu mu hiç bilmiyorum. nasıl düşündüğünü asla anlayamayacağım bir çocuk için onun yerine üzülmeyi ukalaca buluyorum bazen: belki de mutludur. ama gözü genelde topta. top gidip geliyo, o da öne arkaya. kırmızı iki tokası var, tokalarında çiçekler var, yanında da bi saksı sardunya zaten. çocuklar sanki o da oynuyomuş gibi hissetsin diye hep onun camının önündeler, o da oynuyo içinden. ya da öyle olsunmuş, ben öyle istiyorum. sonra artık yolun sonu, yokuşun dibi. derken merdivenler. alt kat komşumuz komün ve tonlarca ayakkabı çifti. sinirden illa ki bir iki tanesine tekme. akşam güneşiymiş, yemek yaparken morla kırmızının dibini sıyırıyorum.
mutluyum be blog. kendine ait bir eve sahip olmanın güzellemesini en iyi pbbc yaptı, hep hep katıldığım... komşuculuklarımı çok sevsem de "ablageçiyo" olmak yüzümü güldürüyo her seferinde. aplageçyo hatta.
2 yorum:
Çok keyifle okuduğum öykü tadında bir yazı olmuş bu, mısraya döksen şiir tadı verir. Eline sağlık yoldan geçen apla...
:) teşekkür ederim.
Yorum Gönder