her kitabı film yapmasınlar. bu bir.
kızım olursa ya da etrafımda birinin kızı olursa, filmi ne kadar güzel olursa olsun izletmeyeceğim, önce kitabı okunacak bir kitap varsa o matilda'dır. bu iki.
matildayı sevmek, ondan bahsetmeye kıyamamaktır. bu da üç.
matilda'yı okuyan her küçük kız için matilda'nın yeri bambaşkadır. can yayınlarının sunduğu çatlak kız çocukları serisinden pippi ve diğerleri bir yana, matilda bambaşka ( hatırlatmalı edit: zaten bambaşka, çünkü bendeki yky'dan çıkmaymış. dar ve sarı kapaklıydı). matilda okumuş olanlar birbirini bulur, ben buna çok inanırım. kan çeker. matilda'yı roald dahl küçük kızlar için yazdı, öylesine değil (yine edit: ve onu okuyan erkek çocukları da vardı, daha bile özeller). matildayı okumak, onun dünyasını görmek, sevgisiz ailesi, yoksul öğretmeni, tüm her şey gerçek ve mühim şeylerdir. çocuklara şeker kaplı yalanlar sunmaz. hollywood'un sansürle yumuşattığı, reyting kaygılı törpülenmeleri olmadan dan dun anlatır dahl ve komiktir işte. ve eğer birisi size matildanın fantastik öğeler içerdiğini söylerse inanmayın, matilda çok sıradan bir öykü anlatır. "fantastik" diyorsa bilin ki kitabı okumayıp filmi izlemiştir.
tüm bu sebeplerden, etrafınızda ilkokula giden bi kız varsa, matilda'yı hediye edin bence. nickelodeon karakterleriyle kaplı, doğrucu davut bi dünyada, kitap okumaya üşenerek dizi seyretmesin diye. çünkü quantin blake'in çizimleriyle hiçbiri yarışamaz ve roald dahl harika bir yazardır. belki de dünya çocuklarının başına gelen en iyi şeylerden biridir ve tüm neşesiyle bize matilda'yı sunmuştur. gülerken bi şilere içiniz acır, çocukken bile, adını koyamadan anlarsınız bir şeyler; ama büyüdüğünüzde bi gün, aniden bi sabah "ah" dersiniz, "teşekkürler roald".
okula gönderilmeyen kızlara koli koli matilda kitabı dağıtacak bir sistem olsa keşke, süper güç iksiri gibi dertlerine koşsa matilda. can yayınları olsam, sanırım her okula bağışlardım.
özetle, dahl okumayıp depp seyreden çocuklardan olmasın sizin/bizim/onların ufaklık. hem blake'in çizimleri hayalgücüne yer bırakır, "burda sizin yerinize düşünülmüşü, efektlerle donatılmışı var" diye beyin tembeli yapmaz çocukları. o yüzden işte, kitap kitap. matilda ma bella. böyle de kesin, böyle de net.
6 yorum:
evet! matilda ennnnn sevdiğim kahramanlardan. ve evet, filmi hiç güzel değildi. benim evde bir çiçek kızım var; adı matilda.
çizimleri de ayrı güzeldi dimi?
Off Matilda tabii ya! Nasıl okumuştum bir çırpıda, sonraları nasıl da sığındım ne zaman sıkılsam yine Matilda'ya. YKY'dendi benimki, uçuk sarı ciltli. Eni kısaydı, dolayısıyla biraz kalınca dururdu diğer "çocuk" kitaplarımın yanında.
Okulda korkunç bir müdür vardı hani. Korkunç asker postalları giyer, yaramazlık yapan çocukları içi çivi, cam kırıklıklarıyla dolu bir tabuta kapatırdı. Bir de Matilda'nın tatlı öğretmeni.. Bir keresinde evine öğleden sonra çayına gitmişti. Margarin vardı kahvaltı masasında. Öğretmeninin fakir olduğunu tereyağı değil de "margarin" kullanmasından anlamıştı Matilda. Kitabın sonunda o tatlı öğretmen zengin olunca, (hani kötü müdür kadının köşküne yerleşmişti?) ("O benim teyzem.") tereyağı görmüştü masasında. Oh be, nasıl sevinmiştik! Kötüler kötülük görmüştü. İyiler iyilik.
Bir de Matilda'lar yemeklerini (genelde kızarmış balık olurdu) hep TV karşısında yerlerdi. OFff, ne sevimsiz aileydi be o! En sonunda üzülmemişlerdi bile Matilda öğretmeninin evine taşınırken. (Matilda'nın sihirli güçleri sayesinde babası saçlarını yanlışlıkla platin sarısına boyamıştı hani?)
Dün Şebnem Bozoklu'nun bir röportajını okudum. En sevdiği kitap kahramanı Fedor Amca'ymış. O Fedor Amca ki, (ki aslında kendisi küçük bir çocuktur!) günlerimi gün etmişti. Dün bunu hatırladım, nasıl mutlu oldum. Bugün de böyle Matilda'yı hatırlayınca.. Ah be, ne güzel büyümüşüz dedim. Hakikaten.
ben küçükken matilda yok muydu? nasıl atlamışım? bütün çocuk kitaplarını okuduğumu sanırdım. çocukken daha çok kitap okurdum. ilk fırsatta okunacaklar listeme alıyorum. teşekkürler deryik...
benim hiç çocuk kitabım olmadı. hiç okumadım böyle şeyler. (evde hep büyük kitapları vardı, onları okudum) ondan sonra tabii ki sen deryik olmuşsun, hayalgüçlü, duyarlı, dinamik falan. ben de anca alx olabilmişim, düz mantık, uyuz, statik.
Kızım bugünlerde matilda' yı okuyor. Bir ara çok güzel hiç bitmesini istemiyorum dedi. Şimdi azar azar okuyor, tıpkı çok sevdiğimiz çikolatayı yerken bitmesin diye minik minik ısırdığımız gibi.
Yorum Gönder