oda oda oda. bikaç film. gollum'muş, wolverine'miş, ihmal ettiğim kafayormayangil tayfası. ankaradan kitaplarlar taşıdım, nihayet. sırayla, sakin zamanlarda. yatağıma yastık aldım, yaşasın indirim. camlarımın bi kısmını sildim; çünkü yükseklik korkum var. sevgilimin hediye ettiği bütün kuş bibloları artık rafta. şu an odama baktığımda, huzur dolu burası. bi de bu sıcakta yokuş yukarı yürüyüp sonra yarım saat otobüste durabilmeyi çözersem tam olcek.
şimdi, tam şu an kiraz yerken aklıma geldiği için anlatıyorum:
küçükken kimonom vardı benim, böyle turkuaz üstü beyaz- pembe kiraz çiçekleriyle dolu, halis mulis capon işi kimono. bunu duyan örtmenler 23 nisanda japon kızı olmama karar verdiler. 3. sınıftaki bendeniz de ağlayarak "ama sarışın capon yok kiii, kimse inanmiycak kiii" diye kendilerini akla mantığa davet ettim. sınıf arkadaşım gizem, ki kendisi enine ve özellikle boyuna benden uzundu, kısa ve küt kesimli siyah saçlarıyla japon kızı oldu. ben de içten içe "kimono kısa kollu bi şi diil kiii, kimono giyince göbek görünmez kiii" diye söylenmeye devam ettim. gerçekçiliğim ve ben 23 nisanda sahneye çıkma şansımızı japon halkının temsiline gölge düşmesin diye reddetmiş olduk. gerçi önemli gün ve haftalara ve hele hele şiir okumaya pek meraklı diildim ama güzel fotoğrafları olmuştu hepsinin.
aynı yaşlarda bir sonraki sahneye çıkışımda burnumda ve yanaklarımda rujla çizilmiş birer kırmızı top vardı ve kukla rolündeydim. fosforlu renkteki geometrik şekillerle kaplı kostümlerimiz ve mor ötesi ışık altındaki süpersonik elektronik dansımız hafızalara kazındı. daha da önemlisi ben "kukla palyaço diil ki, bu makyajla kukla olmaz kiii" kıvamı itirazlarımı arkadaşlarıma ve aileme iletmiş, örtmenlere söylemememin daha iyi olacağını hissedip susmuştum.
bundan yaklaşık 8-10 yıl sonra, kardeşim kendi okulundaki kostümlü partimsi yıl sonu şeyinde japon kızı oldu. aynı kimonoyla ve aynı sarı saçlarıyla. yüzündeki pudra, elindeki yelpaze, dudağındaki noktamsı kırmızı ruj ve kafasındaki yapma kiraz çiçekleriyle dolu taç sayesinde kimse saç rengine takılmadı. çorapla giydiği parmak arası terlikler son nokta olmuştu zaten. sonra annem kardeşime dönüp "bu ablan var ya, sarışın japon olmaz diye ağlamıştı sinirinden nıhohaha" diye mazimi kardeşime anlattı. ben de "olmaz işte napiym" dedim. kardeşim de "olmaz da ablam bazen çok takılıyo" dedi.
sonra üşenmeyip bana artık tshirt boyutlarında olan kimonoyu giydirdiler, annem makyajımı yaptı, tacımı taktım, defne elime yelpazeyi tutuşturdu, ben minik penguen adımlarıyla yürüyüp aniden "vataşiva kendi" diyerek zafer işareti çaktım, güldük. the end.
1 yorum:
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ardic/2009/07/09/kacak
görmediysen die link vrym dedim :s
Yorum Gönder