başbakanın adına yaraşır şekilde baş "bakan" olmasına artık şaşırmıyorum. adeta köşesinde oturuyo, olan bitene sadece öylece bakıyo ve ilk akla gelen, en ipe sapa gelmez, en ruhsuz yorumu yapıyo. her şeyin ötesinde: duygusuz. bunun adı da dobralık hani.
"başbakanım kızın tekini öldürmüş zengin bi velet, maaile kaçtılar tutamadık, delil kararttık, adli tıpta tarihe geçtik, size ne dersiniz?"... yani ne der insan cidden?
"ee kendi başına bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya.."
davulcu ve zurnacılar alınmasınmış, sanatlarına saygısı varmış!
oysa bu mesleklerin cinayetle zaten bi ilgisi yok. çünkü katil davulcu veya zurnacı olsa on defa yakalamıştınız beyfendi, dert etmeyin.
hey allahım incelikten kırılıyoruz. kahrımdan gülmek demiştim, buraya da uygun. "recep bey böyle ağzınıza geleni söylüyosunuz infial çıkıyo, hoş olmuyo" demişler. bu bilgi, işlemden geçmiş. yalnız sorun kime uygulanacağı. davulcuymuş, zurnacıymış. alınmayınmış. hepimize topumuza: saalaaak salaak.
kızlar için bu arada bu uyarı, dikkatinizi çekerim. zira kadın davulcu ve zurnacı olmadığı gibi, erkeklerin bunlara "kaçması" da pek mümkün değil. davulcular zurnacılar alınmasın yani, bizim derdimiz nüfusun kadın kısmıyla! hafazanallah, başı boş kalırsa kaçı kaçıverir. kadın dediğin bi tür civciv çünkü. hele kız çocuğu, tam tecavüze cinayete açık alan, mevlam kayıra. gıt gıt gıt gider, görmez bilmez düşünmez. hatta parmağımızla gösteriyoruz: salaak salaaak.
adam diyor ki: kızınızı gitar kutusunda buluyosanız sebebi ahlaki erozyon.. sizin ahlakınız ama! gitar dediğin neredeyse zurna, sanki bir davul, öyle de bi müzikal çağrışımlar akışı. adam dedim demin de, başbakan kendisine bi dönem "adam" denmesine de kızmıştı. öyle hassas bi ruh. ama kızı öldürülmüş ve katili korunmuş ve kızının cesedi bile rezil rüsva edilmiş bir babaysan, kendi de bilmemkaç çocuklu bir baba olarak başbakan sana şunu diyo: "bak ben krallar gibi babalık yaptım, altınını taktım, davullu zurnalı düğün yaptım, kocasına teslim ettim, içim rahat". salaak salaaak yani.
hani bi laf var, herkes cehenneme kendi ateşini götürürmüş. cehennem diye bi yer varsa anca bu sistemde çalışıyodur bence. ne bileyim, yunan mitolojisi de günaha göre cehennem azabı anlatır, o sistem de uyar bana. hah işte tam bu sebeple, bazılarımız arzın merkezi kadar sıcak lavlarla giriş yapacak cehenneme. içerde de kıyamet gününe kadar solunda davulcu, sağında zurnacı, sürekli lilililililili müzik dinliycek. delirene kadar. bu sürede, tek ayak üstünde zıplayarak, durmadan, tarihte gelmiş geçmiş bütün kadınların hayatlarını, tek tek, gün gün anlatacak. kraliçesinden kölesine. kıyamet günü dediğin zaten sonsuzluk, başlasın ister homo sapiens'ten, ister havva'dan, anlatsın. davullu zurnalı, sıcak sıcak, seke seke. daha ne planlarım var da susuyorum. kadınların "sahipsiz bırakılmayacak değerli kısrak" gibi görülmediği günler dileğiyle.
bu arada, tüm yunanları, homo sapiensleri ve havvayı tenzih ederim, sanatkar olarak size saygım sonsuz. hahaha. sinirim çok bozuldu be blog, ondan.
2 yorum:
allah belasını versin. ve kusura bakma deryik belki yeri burası değil ama kendi yumuşak karnından sınanmasını bütün kalbimle diliyorum. davul sensin zurna da sana.. diye bşyle diyesim geliyor. terbiyesiz adam. yazıklar olsun ya.
BBG nin final anlarındaki şuursuz ve gerilim altındaki yarışmacılar gibi ağzına ilk geleni söylemek terbiyesizlikten başka bir şey değildir.
Yorum Gönder