dün gece yağan kar, kocaman kocaman, en bi pofuduk. eskiden kurt inen yerlerde oturmanın güzelliği, uslu bi çocuk olursanız bi an için ormana benzemesi. göğü bulsam, görebilsem, ne kadar salak işlerle uğraştığımı haykırıcam, görünmüyo.
rilke bitti. bitmiyodu, bitirdim. su gibiydi. üzerine bi demokratikleşme raporu okudum, karardım. böyle ama nasıl bi kararmak, sadece rapordan da değil işte. 1-2 yılda hamlaşmışım sanırım. tonla rapor ve makale indirdim, niyeyse evde çalışıyorum. hatta kaptırırsam evden ödev, tez filan hazırlama havasına dahi girebilirim. tez hazırlayanları tenzih ederim, benimki oyuncak olucak, fasulyeden. özlediğim şeyler var. uyumadan önce okursanız düğüm olabilirsiniz; ama olsun. şimdi güzel güzel erasmus ve takımı tamamlamak için more. mis gibi şimdi.
şu haber var, ki hiçbirimizi şaşırtmadı, o ayrı. live!'ı izlemediyseniz izleyin demiş olayım bu vesileyle. eva mendes de bağımsız takılıyor arada.
habere denecek bi şi yok, gazeteci öldürülmüşse televizyoncunun bundan reyting bekleyeceği günlerdeyiz. yanlış anlaşılmasın, cezasını çekmiş eski hükümlülerin günlük hayata devam edebilmesi, iş bulabilmesi, yeniden suça itilmemesi filan, önemli endişeler. gönül isterdi ki "hapse girmek= bir ömür işsiz kalmak" olmasaydı, hapis yatmanın ıslah ediciliğine, cezanın ödendiğine inansaydık. o başka konu. hem, çıkışını 5 yıldızlı otele yapan bir adamın, meslek olarak "star"lığı seçmesini normal bile bulabiliriz. ama konu, etik. konu, "o artık arınmış, sıradan bir adam" deme çarpıklığına "madem öyle, manav kamil abiyi de davet et" diyebilmek. haksız yere hapis yatmışlar da var misal, "kader mahkumu" veya "siyasi suçlu" olanlar da. onlar yeterince aklanmış sayılmıyor, star potansiyeli taşımıyor. bu adamın potansiyeli, elindeki kanın koyuluğundan, cüretinden ve kabul edelim, saçmalamasından, saçmalamasındaki o karanlık "aslında gayet kendimdeyim" havasından geliyor. donunu kafana geçirsen şov malzemesi. bu ülke hala, spastik, otistik hastalara, tikli adamlara gülen bi ülke. buna mı gülmiycek, bu mu satmiycak? nefretinden izleyenlerin bile reytingi yeter."renk"li kişilik anlayışı bu: me.sih katil. resmen reyting fışkırıyo iki kelimeden. aralarda sorulacak sorular, 8900'e kimbilir ne yazıp ne elde edeceğimiz aptal bant yazıları... benim derdim, sadece edebiyle savunsun fikrini, yan yatıp çamura batarak değil. neysen o olabilmek, bu kadar dipte bile, meziyet.
film demişken, anayurt otelini izlemediyseniz, en karanlık haliyle, ömer kavur'un gözüyle, mis gibiydi. hani okuduktan sonra izlersiniz ve eksiktir ya, tamdı. benim için yani. macit koper'in zebercetliği o kadar iyiydi ki, iyi bi şi mi kötü mü, bilememiştim. divad'la konuşuyor idik geçenlerde, pek film hatırlayamam ben. görsel hafızam anca kitapta çalışıyo. bu ikisini hatırlıyorum. öyle bi kıstas, bi anlamı varsa.
kardeşim bu yıl, hatta 6 ay içinde filan, üniversite sınavına girecek. bölüm tercihi yapacak. bense onun için okul tercihi yapıyorum kendimce. kampüs seçiyorum filan. üniversiteden mezun olunmasında sorun yok da, mezun olunacak bi kampüsü de olmalı insanın. şehri olmalı mesela, vakti, isteği, sevinci olmalı.
resimli olsun dedi mermaid, yine yapamadım, boynum kıldan ince.
2 yorum:
resimsiz ve uzundu ama tamamını okudum.:)
Dün kocaman bardak, hiçbir şeyi yokken, elimde parçalandı. Korktum. neyse, yalnız değiliz.
Yorum Gönder