bugün pazar. izolasyon işi bitmedi. çünkü tamirat hastalık gibi bi şi. uzadıkça uzuyo, ilaçsız 7 gün, ilaçlı bi hafta. ayrıca nasıl lafazan bi izolasyoncumuz var, aklınızı alır. ortaçağda iksir satıyo olsa hepimiz o kellik ilacını alırdık ve kuyruğumuz filan çıkardı. "beyfendi dün niye başlamadınız işe" diyorum, "sıva yarına kurur sonra badana zaten" diyo. "onu sormadım, dün niye başlamadınız" diyorum, "ondan sonra da iki kat boya, bi güne kurudu mu oooh mis" diyo yine. resmen telefon sanatı. neyse, ustalar candır. ustalar işi bilir, halden anlar ve bu tip aracılara kibarca höt demenize yardımcı olurlar. ustalarla iyi geçinmezseniz sıvanızın içine tükürebilir, uyarırım.
ikisi de çalışan ev sahibeleri olarak resmen evi açıp içeri ustaları alamadığımız için 4 gün ara vericez, perşembe boya, falan feşmekan, uzadı işte diyorum ya. anca önümüzdeki haftasonu. ben de seferigül.
filmekimi görevimizi dün thirst ile büyük oranda yerine getirdik. bi filmden aptala dönerek çıkmak güzel bi hismiş, hatırladık. film sonrası susamış olmamsa artık gecenin ironisi olsun, ho ho ho gülelim. güzel film, çok güzel sahneler, kamera aslında çok esnek bi aletmiş. arada kahkahalarla gülmemiz, film abes olduğu için değildi, bu da güzel. kara mizahı da tadı tuzu. falan filan. filmin adını "kan arzusu" diye çevirenleri tebrik ederim, zaten mümkün olsa senaryoyu da baştan yazacaklar ve bir tam cümlelik başlıkta hepsini özetleyecekler, maksat gizem filan kalmasın, böyle afaki göndermelere yer yok. sonra hop santral. hop konser. sabah 7de kalkmalar bitse de geceler uzasa iyice.
salı gününden beri kudurmuş vaziyette telefonla ofis işi halletmeye çalıştım ve telefondan nefret ettim. allah borsacılara filan gani gani sabır versin. hem de al sat koş saniyesinde filan, bana gelmez. ayrıca okuduğunu anlamayanlar yazı yazmasın. yazdığını da anlamıyo sonra, 20 dakika boyunca türkçe ve dilbilgisi tartışıyosunuz, gerzek bi gerginlik. "beyfendi o cümle o anlama imkanı yok gelemez, değiştirsek?" diyorum: "bence gelir". "beyfendi sorun bende mi diye 10 kişiye okuttum, kimse öyle anlamıyo, ne var değiştirseniz?" diyorum sabıııırla, yine "ben anlıyorum ama?" diyo.
napiym yani, ne diym?! konu basit bi ekonomi yorumu. ki basit bi konu olduğu için de yazması atla deve değil aslında, türkçe bilse yetecek; onu bilmiyo. kelime bilgisi yeter: küçülmek nedir, yavaşlamak nedir bilseniz, tamam. eksi artı bilseniz, yine tamam. inadım inat kıçım iki kanat, sinir harbi yaşattı yemin ederim. bu ve benzeri. ayyh ne sıkıcıyım yine. sürekli "ama ama ama" diyerek vızıldayan 5 yaşında kız çocuğu.
bana gelmez demişken, bana gelmeyecek şeylerin listesini yaptım gibi.
ondan sonrası, iyilik güzellik.
kasıma az kaldı ki hepimizin bildiği gibi kendi çiçeği olan güzel bir ayımızdır kasım.
filmcem şimdi. pek şen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder