4 Haziran 2009 Perşembe

feşmekan

ayh 3 gündür çok saçma bi şekilde ofiste değildim, can sıkıcı bir şeydi. gerçi iyi bir zamanda ofise ara verdim, ama 3 gün uzun. ofis de sıkıcı ama napiym en azından iş güç hallediyosun, her daim koket durman gerekmiyo. bir kez daha: benden organizasyoncu filan çıkmaz. pazarlamacı hiç çıkmaz. "10 saat süren toplantıda dikkati dağılmadan dinleyip not tutan kız" çıkar; o da konuya bağlı. cık yani. zaten öyle bi meslek yok, ona öğrencilik diyolardı, onu da geçtim artık. ne sıkıcı bi ilk paragraf şeker.

yıllardır blogunu takip ettiğim kişiler mezun oluyo/ oldu. öyle tek tük de değil yani, topluca. bildiğin "bloggır mezun günü" filan yapılabilir, online balo gerçekleştirilebilir. kep töreni hatta.. haliyle burdan anlıyoruz ki ben ağırlıklı olarak benden küçükleri okuyorum. ellerimle büyüttüm hepsini. az önce saydım, en az bi 5-6 çıkardım mezuniyet vakti gelen. eh az diil. şimdi bu insanlar mezun olunca bi süre bi "ay napcam ben" krizi yaşiycaklar, ki doğal. sonra ne yapacakları belli olucak. işte bütün bu sürede ben bencilce "ya blogu boşlarlarsa" derdindeyim. yahu az değil gerçekten. yarısı doğrudan işe girse ve bloga vakit bulamasa, 3 blog kaybı eder. daha bile fazla sayı. okumaya devam etsinler o yüzden bence. blogır bursu konsun. bi yandan da, hayat onları nereye sürükleyecek (ne kadar tavuk suyuna çorba bi kalıp bu) merak ediyorum.

ay yazdım sildim. olur öyle.

"iş kıyafeti alışverişi" denen depresif şeyi bitirdim. döne döne giyicem, permütasyon kombinasyon, her şey hazır. bi akşam vakti delirip bi batında hallettim. bundan sonra da anca "acaba rahat ütülenir mi" derdi olmayan ürünlere bakıcam ve hiçbirini almiycam. yeter. yok ütüsü, yok temizliği, yok kuru temizlemesi, yok paçası, yok yakası.. aaaaa. sırf tulum giyiliyo diye kaynak işçisi olmayı düşünmeye başlamıştım.

akp demek edepsizlik oluyomuş. yüksek seçim kurulu basıp basıp önümüze oy pusulası diye koyarken haberi yokmuş demek ki. bu ara okuduğumu anlamıyorum resmen. işsizlik maaşlarını diyo heralde. memur maaşına gelene kadar, asgari maaştan filan da konuşabiliriz ama yine nakaratlanmak isteyen var mı bilmem. bence başbakanın tatil vakti gelmiş. geçen senelerde de olmuştu, bi deniz havası iyi geliyodu.

mevsim bitkileri güncellemesi: kayısı, kiraz ve dut. mahallemizin meyvelerinden. ağaçlar dolusu kayısı kaplı etraf. ayrıca sabah bastığım dut da açılışı yapan bi diğer meyve. sarmaşık güller de açtı ayrıca.

geçen gün balkondan kafama "buzla karışık artık yemek" atan 2 velet... allahtan sıyırıp geçti. hem kafamı yaracaktınız hem de içine havuç dolduracaktınız. kikir kikir içeri kaçtınız zaten, kızamadım. bu ne yani, hem buz, hem de yemek. iyice gaddar olmuş bu çocuklar.


mezunlar günü geliyo. burdan sothyz hanıma açık davet: görüp de merhaba demeyeni aynı gün pelin öpsün. çimler çimler ne güzel olucak. mezunlar gününü bütün garabet kalabalıklığına rağmen seviyorum ben.

geçen seneki mezunlar gününde el ele, şimdi yine. yineler güzel şeyler blog. yineler boyunca güzel şeyler yinelenince filan.


kış fotoğrafları da. kış fotoğraflarına bakmak da. manzara da.

8 yorum:

Damlo dedi ki...

ayy beni senelerdir okumuosun ama ben de mezun oluorum ne mutlu bana diğ mi :)
ben de depresif iş kıyafeti alışverişlerine çıkmak istiorum hatta öyle bi iş bulayım ki tekrar alışveriş yapmaya gerenk kalmasın istiorum. çok şey mi ki?

Tugc dedi ki...

2. paragraf mensubu insanlardan biri de benim. Şaka maka 1. sınıfın sonuydu Deryik, senin yazmaya başladığını hatırlıyorum. Sonra sen de yurt dışındaydın, ben de; sen döndün, ben de mezun oldum yeni döndüm. Çok stresli. Off ne çok saçmaladım sabah sabah.
Ama merak etme. İş bul, ev bul telaşı sırasında az yazma olayım gerçekleşse de, blogu bırakmaya hevesli değilim. Kendisi rahatlamaya kaynağım lakin, seviyoruz blogu.

ESTHER dedi ki...

ütü olayı büyük dert olmuş sana. bana yazdığın yorum falan ciddi ciddi umutsuzluğa sürüklenmiş gibisin :) ama bunun bir çözümü var tabii. çamaşır kurutma makinesi!! çamaşırlar yıkandıktan sonra, çamaşır kurutma makinesine yerleştiriliyor. çıkardığın zaman, çoğu ütü gerektirmediği gibi, ütü gerektiren parçalar kolayca açılıyor. üstelik (benim bildiğim) 20 yıldan beri var bu yöntem. ben kullanmadım, ama kullananlar mutlu.

mezun olanlardan biri de benim :( iyiydi ya öğrencilik. bakalım nolucak.

deryik dedi ki...

eğreltiotu: mezuniyet güzel şey evet, ama özleniyor okul. tebrikler şimdiden. alışveriş gerektirmeyen bir iş zor yahu. gerçi ben şu an kotlayım mesela:) şimdiden giyimini daha bi klasik hale getirirsen 2 sezon içinde rahat edebilirsin :)

parilda: ay valla beraber büyüdük gibi :) blog güzel, blog cici :)

esther: tabii ki böyle bir alet mevcut. maalesef ütülemem gereken şeylerin üstünde dev harflerle "kurutma makinesine atmayınız" yazıyor. hatta talimatlara göre, tercihen çerçeveletip duvarıma asmam daha hayırlı olur. misal, kirlenmese de takım elbise ütülemem gerektiği için, acayip hassas kumaşlarla boğuşuyorum. kuru temizlemeci gerektiriyor hepsi. yoksa 5 yıllık yurt hayatım boyunca bağımlısı olduğum bi aletti kendisi, candır. gerçi evde nereye koyardım bilmiyorum, o ayrı.

Zeynep dedi ki...

hehehe, tamam bu sene söz :)

Püstüklü Mama dedi ki...

Ben gidemiyorum ki mezunlar gününe :(

E gidenler eğlensin o zamansa benim yerime :)

Adsız dedi ki...

ah! yıllar su gibi akıp geçti :p ben senin mezuniyet kıyafeti krizini okuduğumu bilirim siyah üstüne beyaz blogda, şimdi ben mezun oluyorum :) şaka gibi gelio ne zaman dank edicek bakalım bana şu an normal gibiyim :)

deryik dedi ki...

sothyz: miyopum var, iş sana düşüyo.

püstüklü mama: anlaştık :)

gln: ay di mi ya, mezuniyet elbisem:) evi boşaltıcak olursan, o zaman dank ediyo. ben yurdu boşalttığımda oturup ağlamıştım.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker