19 Haziran 2009 Cuma

cennetten çıkanlar ve cennete girenler

"dayak cennetten çıkmadır". böyle bi laf var. neresinden çıkmış acaba? hani ademle havva da cennetten kovuldu filan, nihayetinde bildiğimiz her şey cennetten çıkma o zaman.

dayak cennetten çıkınca, vurulan yerde gül bitince filan, sosyo-kültürel araştırmacılar ne der bilmiyorum; ama sado-mazo bi ruhumuz olduğu tescilleniyo sanki. dün link verdiğim haber işte: "onun bi suçu yok, evlilik bana zor gelmişti". öldüren 26, ölen 17. güce tapanlar tenhada kendi güç denemesini yapıyo. babasından dayak yiyen erkekler önce gecelerce kabus görüp altına yapıyo, sonra biraz palazlanınca kız kardeşlerini dövüyo, errkek oluyo. o kızlar da oyuncak bebeklerini tekmeliyo. hepimizden cennet taşması, cennetlik cinnetler. ama babalar oğullarına sarılmıyor, abiler kız kardeşlerine bir "nasılsın" demiyor. sevgi çünkü, cehennemlik.

engin çeber, biliyosunuz, işkenceden öldü. dövülerek. cennetten çıkan dayakla cennete girdi resmen. 12 yaşında bir çocuk öldürüldü. işkencesiz, üzülmeyin; DOKUZ kurşunla. adli tıp olayı özetliyor: "Sırtında 9 kurşun yarası olan bu yaştaki çocuğun ateş açmasının mümkün olmadığına"... mahkeme diyor ki: kendini koruyan bir polismiş beyefendi, ondan. koruya koruya bir hal oldular zaten. kolluk kuvetleri gerçekten korunmaya muhtaç sanırım. gelen vuruyor giden vuruyor, eh onlar da cennetten çıkmışlarını toparlayıp kendilerini koruyor haliyle. daha doğal ne olabilir ki? 12 yaşında sivil bir çocuktan kim korkmaz? polis dediysek o kadar da değil, kör cesaret istemeyelim devletten. 12 yaşında bir çocuğa neredeyse yaşı kadar çok kurşun atan bir polis haklıdır.

mesela karakollar, tamamen ürkek polislerin nefsi müdafaa kozası. korunmak için sığınıveriyolar. bu arada 2 yılda 13 kişi öldüyse, o onların saldırganlığı. celaleddin cerrah gitmeden önce bize öğretti: mağdur her zaman suçludur. öyle yani. vergi mükellefleri olarak, bizi dövecek kişilere bakmakla yükümlüyüz, her an korunmaları gerekebilir, silahları dolu, copları parlak, kendilerini korumalılar. polis mi saldırdı? çünkü en iyi savunma saldırıdır. adeta büyük taarruz, izmirden denize dökercesine. hatta bu bi zaferdir, adam dövünce annenize müjdeleyebilirsiniz, az önce ülkeyi kurtardınız.

hani kore savaşının bittiğini bilmeden yıllarca ormanda yaşayan, savaşı sürüyo sanan bir(kaç) adam bulunmuştu... o hesap. daimi taarruz hali, orman dışındaki öcülerden ülkeyi korurken olmayan bir savaşın saldırganlığı. askerde yemeğe şap katılırmış ya, polisinkine de komplo teorisi ekleniyo galiba. ne ara, nasıl oluyor, nasıl bir eğitim, teşkilatlanma ve görevlendirme sonrası insanlardan "anne bak bak naaptım ben, adam dövdüm, sev beni" diyen bir tuhaf hal yaratabiliyorsunuz ki? aslan oğluyla gurur duyan anneler, oğlunu karakolda kaybeden annelerle altın gününde yan yana düşer mi? ne bileyim, daha küçükken mahallede kavgaya karışsa telaşa kapıldığınız oğlunuz palazlanıp devlet adına adam döver hale gelince gurur mu duyuluyor? ne oluyor nasıl oluyor? o polisler evlenince eşine çocuğuna pamuk şeker mi? cennet mi vaad ediyor yoksa?

üniforma fetişi midir nedir, hepsini düşünüyorum. ya bu konuyu ben uzun zamandır düşünüyorum, kim düşünmüyo ki. netice, daireler çiziyorum. malum hikaye: ferhan şensoy, nazi üniforması ve istiklal caddesi boyunca her dediğini yaptırması. askerci bir milletiz tamam ama zabıta bile kendini terminatör, sokak arası tanrısı filan sanıyo. sınırsız bi haller. avukat cübbesi, doktor önlüğü bile kimi zaman terörize edebiliyo ülkeyi malum. "üstüne bi şi geçirmişler"den gelecek her türlü hasar yan etki sayılıyor galiba.

kimin lafıydı sahi: psikoloji ilmi der ki savaş anında çıplak birine ateş etmek, giysiliye kıyasla daha zordur. soyunun!

neyse. küçük çocuklarınıza silah almayın, sarı vosvos minibüs alın. sünnetinde filan üniforma giydirmeyin. çok isterse kaptan üniforması giysin bari, en azından evlendirme yetkisi filan var, daha romantik. diğer üniformalılardan da ne korksun ne de onlara tapsın: sevsin. diğer herkesi sevdiği kadar.

sevmeyi bilenler tenhalarda, gizlice, çocuklarına sevmeyi öğretsin. en zorunu başarsın.
bütün bu korunması gereken cennetlik saldırganlara sımsıkı sarılalım, bi şi olsun, uyansınlar. geçsin bitsin. yetermiş artıkmış, bitsin. annesini arayıp "anne adam dövdüm affet" desin bari, ağlayamadıkça adam dövmek yerine. cennetten çıkanlarla cennete girmesin insanlar, dünyevi takılalım bir süre. nolur ki yani.


içimde bi yerde hep imagine çalıyo yarabbim, napiym.

2 yorum:

derya dedi ki...

çok güzel bu yazı. alıntılanması farz cümleler geçidi olmuş.

Melmoth dedi ki...

dayak, iyi bir sey olsa cennetten cikmamasi gerekirdi gibi geliyor bana.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker