19 Mart 2008 Çarşamba

zam-an.

afilli bi adı var bunun. time management. zaman idaresi filan... daha önce vakit-nakit üzerinden yaptığım her teklifin aynen arkasındayım, talep ediyorum. citibank mesela, kesin bu işe girebilir, öğrenciyi bi de vakit üzerinden söğüşleyebilir, kampüslerde kredi kartını böyle pazarlayabilir. istersen olur citi.

nisan ayı var ya, ne lanet aymış yahu. nisan 2008, gelmeden ödümü kopartıyo. sürreal rüyalarla kabus eşiğindeyim yine. hatırlamıyorum uyanınca; ama ciddi bi adrenalin ve kalp çarpıntısı kalıyo. artık gece napıyosam... ışın kılıcıyla yanardağ ağzında filan çarpışıyorum heralde. abes; ama gerçeklik hissi son raddede olan rüyalar. ve her gün aynı şekilde uyanış: deryik, tarih: 19 mart. saat: 9. kıpırda.

önümdeki azıcık kalan mart ayı, ki bilirsiniz dert ayı, yavaş geçmeli. 12 gün sonra ben, muzaffer bir edayla halkı selamlayabilmeliyim. 12 de çokmuş aslında. yazınca moralim düzeldi. bugün yazı bitmeli... sonra 1 nisanda şaka gibi, iş başı koş koş delicesine koş, kör ol, oku filan... ne o son haftan boş kalsın. o hafta boş kalmalı, gelecekten misafirim var. back to the future hey-yo. nasıl olucaksa artık. olmalı. meli malı.

ve bu esnada nolur teknolojik kazıklar yemiym ben. kahve taşmasın, ocak batmasın. nolur ya. yoruluyorum. bi de artık telefon sapıkları ödemeli aramasın. bari kendi cebinden sapıklık yapsın. adamın tacizlerini de ben karşılamiym.

bi de turkcell'in nar uygulamasında bi cinlik var, hediye kontörler bi köşede dursa da kullanamıyorum. yani çünkü belirtmeyi unutmuşlar: 1) sadece turkcelllilerle kullanılıyo. 2) sms'te kullanılmıyo. nar gibi kazık. ne anladıysam ben bu işten.

*_*_*

bu ara sürmanşet devam eden brezilya dizisi dışında, patır patır ölen çocukları fark eden var mı acaba? "iski doğalgaz borusunu deldi, 9 yaşında bir ölü", "hastane hastane gezerken komaya girdi, 5 yaşında bir ölü". "1,5 ytl'lik ameliyati ipi yoktu, kanamadan öldü"...irili ufaklı, hemen peşinden "ihmalimiz olduğunu düşünmooruz" açıklamaları gelen... çocuk ölüler. bok yoluna niyazi... iski çukurları, kalas düşmesi filan.. niye normal ki? iski'ye çukurunu kapattıramamışken daha, sen ben biz ve siz, kime ne yaptırabiliriz ki, pardon ama? haşmetlüm kamuoyunu kim takar ki, bunu bile talep edememişken? dertler bizi germeden, olmuyor bu işler. boyundan böyyük sorunları malum olan bu topraklarda, biz niye hala, biz derken sen ben siz onlar; şehirdeki pamuk beyazlar, bile, dahi, bi bok talep edemiyoruz, ve onu elde edemiyoruz? çok bi kaymak elit bile, allah aşkına, kendini şehir dışındaki sitelere hapsetmeden, istediği gibi bi hayatı nereye kadar talep edebiliyor? peki ya mamak'ta bir metan gazı dağı üstünde oturanlar? ankarada metro kazısı yüzünden çürüğe çıkmış binalar var kızılayda. "deprem olsa dayanamaz" dendi, boşaltıldı. aralarında eski fransız kültür binası da var. çok normal di mi? metro yaptık diye... konyada zümrüt apartmanı, yalovada bütün bir şehir çökünce mesela, o da normalleşmiyor mu o zaman? bir başkent yonca şeklindeki köprülü kavşaklar ve oy oy eminem bileziği modeli üst geçitlerle dolarken... mamak.

"cumhuriyetçi chp ve demokrat akp" gibi mini amerika modellemelerinden geriye, ne kaloor elimizde? tayyiple bush arasındaki fiziki benzerlikler anketi mi? rögarda bitiveriyo işte hayat. çok sıradan, çok normal. iski doğalgaz borusunu delivermişmiş. tüh tüh. hay allah. geçiniz, sıradaki... baykal tayyip'e demiş ki.. tüh tüh vah vah.. geçiniz. sıradaki... bir adet bezgin bekirler ülkesi. bence. sokağa çıkan olursa da, 3 katı sayıda çevik ve çelik kuvvet var malum. yunus filan. sevimli. gazete manşetlerinden gündem takibi yapıyoruz, o kadar. o da sıkar iki güne kalmadan. ergenekondan da sıkılıverdik. tuzla'dan da. sosyal güvenlik yasası da bitti, sınır ötesi de... türbandan bile sıkıldık işte, tüh tüh vah vah geçiniz... bu ülkede kızılay AIDSli kan vermişti. noldu geriye ne kaldı? başka ihtimali olanlar kızılayı seçmez kan almak için, geriye kalanları allah kurtarsın. geçiniz...

sen ben biz siz onlar, bi gün mesela çıkıp "geçme kardeşim bi dur, bitmedi, konuşmadık" diyebilecek kadar aynı fikirde olsak. yani en azından, konuyu gündemde tutma konusunda uzlaşsak... bari. birden fazla gündemimiz olabilse... büyük, göbekli ve kel adamlara kalmasa bizim hayatımızın mühim maddelerini gündem diye sıralamak. iskinin doğal gaz borusu delmesi önemsiz olmasa. ne bileyim, çocuk yuvalarını, sığınma evlerini filan da dert edebilsek. laf sulukule'ye, tarlabaşı'na gelebilse... detaylarda boğulabilme lüksümüz olsa birazcık. azıcık. piinatcım batırcım demişti daha önce, sahi, siyasete biraz de sen ben biz siz onlar el atsak... hani bizim için ya kendisi aslında, bizim hayatımız ya konuşulan...

ufak meseleleri de çözseydik keşke, vatan millet kocaman konularda müsveddelenmek yerine. ne kadar becerebiliyoruz, bir de şu iski çukurları üzerinde deneseydik. mesela. sonra belki böyle sürreal, hafif gerzek, hafif esnaf cini gündemlerde taraf olma zorunluluğumuz olmazdı.. bu zorunluluğun getirdiği yorgunluk, bezginlik halini de üstümüzden atardık. insana benzerdik biraz. hani yemek yaparken "aldığı kadar" diye bi ölçü vardır, aldığı kadar su, aldığı kadar un filan... bize de aldığımız kadar dert, yüklenmezdi belki.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker