22 Mart 2008 Cumartesi

boğaziçi kulüpleri

facebook arada işe yarıyo. bi grup gördüm. durum vahim.

şimdi benim eski okulum boğaziçinin insanın aklında kalan, 4 yılı çekilir yapan 2 şeyi vardır:
güney kampüs ve öğrenci kulüpleri. yazı bu ikincisiyle ilgili. sıkılacak olan okumasın... konu "öğrencisiz maarif ne kolay olurdu" zihniyetidir. benim içim acıdı. içim buruldu, kıyıldı, acıdı işte. manzaranın önüne çit çekilseydi de bu kadar olurdu tahminen.

ben son sınıftayken, 1.erkek yurdunun alt katındaki kulüplerin ordan kışkışlanacağı haberi gelmişti çoktan. MDS yıkılırken... aşağıdakini okusun bi herkes. özellikle maddeleri... yeni rektöre diş bilememe sebep olan şeyler bunun onda biri filandı heralde. kadın kulüplere takıldı. istemiyo. "hep sosyal faaliyetlerle gündeme geliyoruz burası akademik bi kurum"filan gibi şenlikli lafları var. ankara belediyesinden hallice bi rektörlük var karşımızda. Karakışla arada direniyo, ilgilenen tek hoca o sanki. okulun içine turkcell reklam panoları dikmeye kalkışabilen bir "işletme" mantığı, işletme fakültesinde bile yoktur. neyse, işine gelince "kulüplerimiz sosyal ortam" filan diye kaymağını yiyen bir okul yönetiminin kulüplere neler çektirdiği gayet net bi şekilde listelenmiş. bütçe kısıtlamaları filan da buna ek.

boğaziçili olup da buna katılmayan kampüsteki sosyal hayatından vazgeçebiliyor demektir. 1.erkek yurdu'nun alt katı kulüplerindir. nokta. bu kadar bu. akar, kokar evet. ama yüksek tavanı vardır. ders çalışanlar girip çıkar... hareket vardır. sinema kulübü ordadır, enso yanındadır, havacılık ordadır. orda bi düzen işler. ofis değil, öğrenci kulübüdür. insanlar ordadır. garanti bankası çirkinliğinde bir etkinlik yeri yapıldı, MDS'nin yerini alan. habire dışarıya kiralanıyo, öğrenciler sahnesiz kaldı. Kardeş türküler'i çıkarmış kulüplerin şimdi sahnesi yok. öğrenci hakkının ihlalidir o binanın yıkımı. onun yerine yapılan yeni yeri görmediğim için de huzurluyum. öğrenci kulüplerinin yere ihtiyacı var evet; ama çözüm 24 kulübü yerinden etmek değil. zaten toplamda 39 tane filan.

karakışla ilk dersinde şöyle demişti bize: "üniversite diploması yetmez. kendi bölümünüz dışında 2 tane daha alanı da bilerek mezun olmadan, 2 hobi sahibi olmadan burdan çıkarsanız aydın olamazsınız. aydın adam, ders kitabı dışında da bir şeyler bilendir". bu da bizim okulda, kulüplerle yapılır. dans uğuruna okulunu 8 yıla uzatan bir endüstri mühendisine insanlar saygı duyar, onu ayıplamaz. yani çok sayın eski rektörüm, siz kimbilir kime ne kiralayacaksınız diye... maalesef. zaten alttan alta geliyolardı. şimdi okuyanlara bol sabır...

13 Mart 2008 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi öğrenci kulüplerine 1. Erkek Yurdu’nun altında bulunan odalarından daimi olarak çıkarılacakları haberi geldi. 1960’lardan itibaren öğrenci kulüplerinin çalışmalarını sürdürdüğü ve 24 kulübün oda sahibi olduğu 1. Erkek Yurdu’nun boşaltılacağı, kulüplerin GYM’e taşınacağı ve yapılacak olan GYM paylaşımında her kulübe 10 m2’lik bir alanın düşeceği bildirildi. Bu durum, uzun yıllardır Boğaziçi Üniversitesi’nin kültürel, sanatsal ve sosyal ortamına katkıda bulunan ve onu zenginleştiren öğrenci kulüplerinin çalışmalarına ket vuracak hatta birçok kulübün ana faaliyetlerini engelleyecektir. Fakat okul yönetiminin bu tavrı bir anda ortaya çıkmamıştır. Bu tavır Boğaziçi Üniversitesi’nin son yıllardaki öğrenci kulüplerinden başlayarak Boğaziçi öğrencisinin üretkenliğini yok eden ve asosyalleşmesine yönelik politikalarından bağımsız düşünülemez. Bunlardan bazılarını vurgulamak gerekirse:

• 1. Erkek yurduna asılan bez afişlerin “görüntü kirliliği” gerekçesiyle yasaklanması
• Öğrenci kulüplerinin organize ettiği partilerin yasaklanması
• Kulüp faaliyetlerine en çok katılma imkanı bulunan hazırlık öğrencilerinin Kilyos'tan buraya ulaşımları için olan servislerin yetersiz sıklıkta ve paralı olması
• Kulüp gelirlerinin %20’sine, öğrenci kulüplerine haber verilmeden, el konulması
• Kuzey Kampüs’teki 6 öğrenci kulübünün yoğunluklu olarak kullandığı Murat Dikmen Salonu’nun yıkılması
MDS yerine yapılan New Hall’ın Rektör tarafından söz verilmesine rağmen kulüplerin kullanımına kapatılması
• Kulüplere verilen (süreli veya süresiz) kapatma cezaları
• Kampüste yapılan açık hava konserlerinin sayısının azaltılması ve saat kısıtlamalarının getirilmesi
• Kulüp odalarının 23:00’da kapatılması kararı
• Öğrenci Faaliyetleri Binası’nın (ÖFB) anahtarının öğrencilerden alınması
• Saatli Bina’daki Büyük Toplantı Salonu’nun (BTS) öğrenci kulüplerinin kullanımının kısıtlanması
• Kulüp odalarının güvenlik görevlileri tarafından “keyfi bir biçimde” denetlenmesi
• Kulüplerin açtığı tanıtım masalarından müzik yayınına izin verilmemesi
• Okulun yeni öğrencilere tanıtıldığı oryantasyon döneminde kulüp tanıtımını yapma izninin Halkla İlişkiler Ofisi’nde çalışılması karşılığında verilmesi
• Kulüplerin verdiği ücretli kursların kaldırılması
• Kulüp etkinliklerini baltalayan fahiş salon ve mesai ücretleri

Yukarıda bahsi geçenler aslında son 4 yılda izlenen öğrenci faaliyetlerini baltalayan politikaya dair uygulamalardan sadece birkaçı. Bütün bunlarla birlikte düşünüldüğünde, aslında kulüplerin Güney Kampüs’ün merkezinden uzaklaştırılıp birçok öğrencinin yolunu bile bilmediği GYM’e hapsedilmek istenmesi tesadüf değildir. Öğrenci Kulüplerinin yaptığı çalışmalarla övünen ancak üniversitedeki öğrencilerin yer aldığı üretken kulüp ortamını yok etmeye çalışan okul yönetimini kınıyoruz. Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Kulüpleri olarak bütün bu uygulamaları reddediyoruz ve tüm Boğaziçilileri bu anlayışa karşı durmaya çağırıyoruz.
TEPKİSİNİ GÖSTERMEK İSTEYEN HERKESİ 27 MART PERŞEMBE GÜNÜ SAAT 13:00’DA GÜNEY MEYDAN’A ÇAĞIRIYORUZ!!!!

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KULÜPLERİ


netice şu: 27 martta orda olmak gerek. boğaziçi'nden bir gram anıyla ayrılabilmek için. zira üniversite, lise değildir. öğrencilerindir. rektörün işlettiği bi şirket de değildir. yıllar yılı ot liboş bilinen bu okul öğrencilerinin neye kafasının atacağını da az buçuk kestirebiliyorum.

işte bu, onlardan biri. anlayana.

6 yorum:

ycurl dedi ki...

Eski bir Bogazici sinema kulubu uyesi olarak bu okuduklarina inanamiyorum. Onca rektor ve idari 1. erkek yurdu altindaki odalara karismadi simdi bu isi neden Ayse Soysal gorev biliyor anlasilir gibi degil.

ycurl dedi ki...

Eski bir Bogazici sinema kulubu uyesi olarak bu okuduklarina inanamiyorum. Onca rektor ve idari 1. erkek yurdu altindaki odalara karismadi simdi bu isi neden Ayse Soysal gorev biliyor anlasilir gibi degil.

YALNIZLIK OKULU dedi ki...

ulan bunların topu böyle ben bu adilerle uğraşıcam diye okulu bitiremedim ama şimdi orda olsam da o tepkinin önünde olsam.

deryik dedi ki...

ycurl: kadın gerçekten damgasını vurmak istiyo okula; ama yanlış anlamış o kavramı.

yalnızlık okulu: perşeçmbeyi bekliyorum... kıyamet kopsa ne güzel olur çimlerde. bi kıpırtı olsa.

La Santa Roja dedi ki...

çalışan boğaziçi mezunlarını düşünüp bir de akşam seansı yapılsaymış keşke perşembe günü. fakat ne yazık ki boğaziçi aymazlığını da 5 yıl çevremde bol bol gördüğüm için çok umutlanamıyorum bu tepkiye karşı.
ayrıca faaliyetlerden yüzdeleri toplarken pek mutlu olan okul yönetimimiz kendisine başka bir para kaynağı buldu anlaşılan ki bu kadar hızlı ve sert içindekileri dökebildi meydana. e ayrıca sosyal insan tehlikeli bir olgu bazılarına göre değil mi?

someone dedi ki...

merhaba
eskiden beri blog sitesi yazıyorum fakat artık daha da bir dolu yapmaya karar verdim arada bir uğrar anonymus da olsa comment yazarmısınız ? sevgilerle
ruzgarbala.blogspot.com

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker