ankara haddinden fazla soğuk ama kuru bi kış geçirdi. yazın su işimiz meçhul. kızılırmak suyu konusunda ayağa kalkan çevrecileri ve bilim adamlarını püskürtmek için türlü hakaret kalıpları elbet bulunacaktır.
ama ben unutmamanız için, DSİ'den yetişmiş bir adam olan mevcut çevre bakanımızın diyebildiği cümlelerden seçmece yapıyorum... hazır tazeyken dondurup stoklamak gerek:
“Siz yüzdelere bakmayın. Ankara’da şu anda su seviyesi binde 5 görünüyor ama Ankara’da sular akıyor. Bizim kendimize has tedbirlerimiz var. Bu meslek sırrı. Ankara’da su akmaya devam edecek, yüzde sıfır olsa dahi” kasım 2007
"Biz Cenab-ı Allah’a güveniyoruz. İşimiz tabii ki Allah’a kaldı, Rabbimizin yardımını her zaman hissettik, çünkü biz onun yolunda devam ediyoruz." (su sıkıntıları için) şubat 2008.
"Sanayileşmiş ülkelerin sera gazı emisyonları ile mücadele kapasiteleri sanayileşmekte olan larınkinden yüksek. Alınacak önlemlerin, ekonomik büyümeleri sekteye uğratacağı endişesi var. Bu durum Türkiye için de geçerli." (Türkiye'nin Kyoto'yu neden imzalamadığını izah ederken.. sanayii diil çevre bakanı bunu dert eden) şubat 2008
bu da bonus:
"Biz kimseden emir almayız. Kesinlikle imha edeceğiz. İmha etmeden Mehmetçik oradan dönmez." (niyeyse harekat hakkında fikir beyan ederken.. "çöp imhası" konusundaki kelime haznesini cümle içinde kullanıyor) şubat 2008
AKP'den hazzetmediğim doğru; ama üzülmesinler, genel olarak devlet kurumuyla gül gibi geçinip giden bir insan değilim. rantçılık da, gerzek beyanlar da akp'yle başlamadı. Ahmet Haşim estetik dersi veriyordu güzel sanatlarda biliyorsunuz... estetik bulmadığı davranışlar yüzünden nişan atmışlığı varmış. Beşiktaş meydanını da mesela, zamanında yine aynı sebeplerle eleştirmiştir. ben kendisini sırf bu estetik anlayışı yüzünden, yani hayata karşı, günlük detaylara karşı böyle bir kıstasla yaklaşması yüzünden severim. şu kısacık ömürde dert etmeye değen, günü güzelleştiren bir şey bu. etrafta güzel şeyler görmeyi (murat belge de yazdı geçenlerde bunun hakkında) hak ediyoruz, bu bir lüks değil.
tüm bu bahsettiğim şeylerden sonra, yıl 2008, türk politikacıları bir gün toplaşmışlar. melen suyu gelicek...
bordo kravatlı protokol üyesine dikkat: fotoğraf çekiyo filan...
4 yorum:
yanlış görmüyorsam bordolunun fotoğraftan falan pek haberi yok sırıtmakla meşgul, fotoğraf makinesini tutan kol, boy haddinden yüzü gözükemeyen bir bahtsıza ait sanırım =)
ben asıl muammer güler paşamın sağındaki bıyıkbey'e hayran oldum. ilk defa kolektif bir aktiviteye katılmış, üç çocuk kadar şen!
aa evet kafa varmış orda... koyu renk takımlardan görünmüyo. ahaha hatta adam görmeden çekiyo :)
onlar suyu borusunu açan düşmeye basıcaklar. her kurdeleyi 10 kişinin kestiği memlekette düğmeye de sığdığı kadar adam basıyo :)
bahar gelmeden yaz geldi ankaraya zaten. susuz bir yaz daha nasıl geçer düşünemiyorum. bu kadar büyük bir soruna önemsizmiş gibi davrandıkları için nefret ediyorum onlardan. bir arkadaşımın babası büyükşehir belediyesinde kurul üyesiydi ve bu sorunu sorduğumda ağzından tükürükler saçarak hakladı beni.
hepsi yavşak!
Yorum Gönder