5 Temmuz 2007 Perşembe

dişi

bir gün gelecek, kadınlara yönelik hizmetler "anne ve çocuk sağlığı"nı aşacak. kadına bakınca anne görmeyi bırakacak politikacılar. bir anne illa ki kadındır da bir kadın illa ki anne değildir. hele "evli ve anne" olmayan o kadar çok kadın var ki türkiye'de; imam nikahı yasal bir şey değil biliyorsunuz.

ya da bir gün belki "baba ve çocuk sağlığı", "babanın ailedeki yeri" gibi zavazingo haberler de duyarız. ah ne o, erkekten baba anlamak tuhaf mı geldi? söylesem gülerler di mi? ne de olsa bi erkek yeri geldiğinde işveren, politikacı, emekçi, köylü, işçi, zengin, fakir, sakat, kürt, eşcinsel, milliyetçi, solcu (...) her şey oluyor; ama henüz bu sıfatların altında kadınları göremedik doğru düzgün. bütün bu sıfatlar bayaa erkek. gözünüzün önüne ya göbekli ya bıyıklı ya da pipolu; ama illa ki bi erkek geliyor. türkiye'de tarım işgücünün %75'i kadın... kaç kişi farkında? türkiye'de de lezbiyenler var, "cinsel yönelim" politikalarının kaçı bunu görüyo? Türkiye'de mal sahipliği ve miras konusunda kadınların elinden alınan sermayenin haddi hesabı yok, kim takar?

Kadın dendiğinde "aile bütünlüğü korunsun" diyen politikacı için ben yeterince kadın değilim henüz. bana dair bi politikayı bırak, fikri bile yok. çocuğum olsun kadınlık statüsü kazanıcam. Sonra artık aile içindeki yerimi korur, dayak yersem falan. çocuğu geçtim, evlenmek istemezsem tamamen görünmez bir TC vatandaşı olarak göçüp gidicem. Ay ne fena, evde kalmışşş. mesele "Aile bütünlüğü korunsun"sa eğer gerçekten, ensesti, evlilik içi tecavüzü de çözmek gerek, sığınma evi açınca adresini bangır bangır yayınlamamak gerek mesela. kocannerdehanım kurumu inceden çökertilmeli mesela. yerse.

Kadın ve aile ve çocuk ve kadın ve kocası. Elif Şafak'ın Bit Palas'ta bi karakteri vardı, "Karısı Nadya". Nadya elindeki davetiyeye bakıyor, adamın adını hatırlamıyorum şimdi, "Ahmet San ve karısı Nadya" diye gelmiş misal davetiye. Nadya ki Rusya'da bilmemne profesörünün asistanı olmuş falan; ama ne fayda, artık soyadı yok, sıfatı var: Karısı.

Hepimiz böyleyiz. "türk politikacılar ve karısı kadın". öyle icap ediyor. birisinin karısı olmadan olmuyor. birisinin "çocuğunun annesi" oluyoruz biz. "tayyip erdoğan ve eşi emine hanım". karısı emine. kadından sorumlu devlet bakanımız da bi kadın olsun, tadından yinmez.

bu illa "sağcı işte, kadını ne anlar" değil, din kaynaklı bir şey de değil. mesela bütün o sendikalar boyu insan "kadın emekçinin yeri" konusunda ne yapıyor acaba? fabrikada kadınların başında niye hala bi erkek bekliyor? DİSK devrimci de kime devrim? bunca yıl "engelliler" konusu konuşulurken kaç kadın vardı orda? Yani kadının politikadaki yeri, tıpkı gençler gibi, niye partinin yankolu olarak var olabiliyor anca? "CHP erkek kolları"na gerek duymuyor oluşumuz tek başına bi şi değil mi? Tabibler Odası mesela, sağlıksız kürtaj koşullarından kaynaklanan kadın ölümlerini azaltmak için napıyor? Bunca yıl "türk erkeğiiii ibna değildiiir" desturlu heteroseksüel nutuklarda bi kez bile olsun lezbiyenlik geçmedi, niye, fantezilere hizmet ediyor diye mi kimsenin aklına gelmiyor diye mi? "Varoşlar"da kadın anca greyder önüne (tabii ki çocuğuyla) atlayınca mı görülüyor? "doğu'da kadın" dediğimiz kişi anca namus cinayetiyle ölen biri mi? ya çocuk ya başörtüsü mü gerek konuşulmak için?

Hadi diyelim kadınlar baskıdan zengin olamıyor... kadın yoksul da olamıyor ki. anca anne olabiliyor işte, hele bi de erkek doğurursa artı puan, valide sultan olucak. kadının ekonomik/ toplumsal bi statüsü yok. kadının bi tercihi de yok pek. o, zaman-mekan ve paradan bağımsız bi anne. hatta nerdeyse "Meryem Ana" eşiğinde, anneliğin öncesi ve sonrasından bağımsız, tek sıfatlı, sınıf/gelir/ çıkar tartışmalarından uzak, hafif romantik bir anne. okuma yazma öğrenirse iyi olur, çocuğun eğitimi için mühim, kadının değil. üniversite bitirmiş, tez yazıyor olsa ne fayda, annesinin, kardeşinin, kendisinin, ülkesinin geleceğini düşünse ne fayda, henüz anne değil, kadın da değil. nasıl ki vatandaş tek tip değilse, "kadın vatandaş" var olamadıkça, anneler bile yeterince kadın değil aslında. yalan mı?

anneler işte, karısı ve annesi birilerinin. onların mal sahiplik sınırları içinde. nadya birilerinin karısı. erkeğin sınırlarına girdiği sürece önem kazanan varlıklarız. dayak yemiyceksek sebebi birilerinin karısı ya da annesi oluşumuz... ve bazı kadınlar memnun bu karısınadya hallerinden, "erkekler topyekün düşman" demiyoruz monşer. bazı kadınlar var ki işte, först leydilik kurumuna kör bağlılıkları ve karısınadya olmaktan doğan bulanık statülerine aşklarıyla beni bayıltıyolar. karısınadyalıktan vazgeçme ihtimali bile kanlarını donduruyo kocacım kocacım kadınların. karısınadyalık fayda sağladığında tabii.... bu kadınları "benim kocam bilmem ne müdürüüüü" derken görmek mümkün, çok hazin; ama işte... müdür ve karısı.

ama bu hazin tablo bile kadınların da güç derdinde olduğunu, doğrudan değilse bile dolaylı bi güç açlığı içinde olduğunu, elde ettikleri en ufak bir sıfattan doğabilecek en minik bir iktidar hissini bile (çocuklarından daha sıkı) sımsıkı kucakladıklarını gösteriyor. o masum konken masası, müdür karısı anneleri işte, önce insan.

kadın göz oyup çelme takabilir. hırslanabilir. kazık atabilir. bomba da patlatabilir mesela, insan çünkü. bi erkeğin sahip olduğu her kapasiteye, üretkenliğe, nefrete ve saldırganlığa da sahip. sonra "mini etekli makyajlı bombacı yakalandı" haberine dehşet içinde bakan erkek ve kadınlar denizine gülersiniz. ne o? bi kadın, o kutsal anne.. a-aa hiç beklemezdik! hem belki o da karısınadyalık kurumu için orda elinde bombayla, onun nadyalık hali onu gerektirmiş... kimbilir. kendi yapacak değil ya! karısıdır birilerinin anca.


ah ah.. anne değiliz. saf değiliz. masum değiliz. tüm kirlenmemiş duyguları rahminde koruyan, sonra en masum canlıya hayat veren insanüstü varlıklar da değiliz. iktidar açlığımız belki de erkeklerin hiç hissetmediği kadar yoğun. kadınlar iktidara, söz sahibi olmaya, güce, karar verebilmeye aç ve bunda kötü bir şey yok. bunda korkulacak bir şey yok. "kadının yeri sağlamlaşırsa erkeğe de fayda sağlar" gibi en fason sebebi gösterecek değilim, zira erkeklerden güç/ iktidar dilenmiyoruz ki onları ikna etmemiz gereksin. erkeğe fayda sağlamasa kaç yazar? bunca yıl "erkek iktidarı kadına faydalı" yalanını zorla yutmuşlar olarak biz, belki daha dürüstçe, "size değil, kendimize faydamız olacak" diyebilsek keşke.

annelikten öte, kadın olduğumuzda.
bir gün bi yerde dişilik ya korkunç ya da görünmez olmadığında.

11 yorum:

enne dedi ki...

En acı olan da yüzyıllardır bu konuda bir gıdım ilerleyememiş olmamız. Hala "valide sultan" lık makbul, hala "benim kocam müdür" lük geçerli, hala "elinin kiridir, olsun" lar revaçta, hala "evlenince çalışmam" hayalleri. Sadece erkeklerin dayatması değil bunlar, kadınlarda da bilinç gelişimi yavaş sanki. Gıcık oluyorum böyle kadınlara.

tavsan dedi ki...

Katiliyorum bu yazdiklarina.

Adsız dedi ki...

merhaba
tespitlerinize sonuna kadar hak veriyorum,artık onlar için değil kendimiz için bişeyler yapmamız lazım.birde benimde hep aklıma takılır kadından sorumlu devlet bakanı varda neden erkekten sorumlu devlet bakanı yok...

bu makaleyi bir gündemi yazdınız yoksa bilgisayarın başına geçip direkt yazabiliyomusun merak ettim...

funda

deryik dedi ki...

enne: bi de manavdan karpuz seçer gibi gelin seçme hali var ki... "gelinim olur musun" programı şeklinde tezahür etti.

tavşan: teşekkür ederim.

funda: "cinsiyet rollerinden sorumlu bakan" olsa, her iki taraf da artık şamar oğlanına dönmese bu erkeklik hallerinden, ne güzel olurdu.
gazeteyi okudum da ondan yazdım, ikinci seçenek yani :)

Adsız dedi ki...

işte bu çok iyiydi deryik!

mahallenin delisi dedi ki...

tesbitlerin o kadar doğru ki, bu ülkede kadının siyasete katılımı ya aile (babadan kaynaklanan) bağları dolayısıyla ya da hep destek kuvvet (kadın kolları) olarak olmuş. cinsel kimliği hala tabu, evli olduğu sürece sıfatı mesleği ne olursa olsun önce birilerinin eşi bunu öyle kanıksamış ki aksini o bile düşünmüyor...hep hem anne, hem işinde başarılı, hem eşine destek, hem güzel yemek yapan, hem yatakta iyi olmak zorunda. hem bi'sürü şey, hem de kimliksiz.

hemcinslerimiz ancak birilerinin bir şeyi olmayı reddedip, kadın olmayı başarabildiği gün, gerçekten iktidar sahibi olabilecek bu ülkede...

Emir Bey dedi ki...

eline sağlık efendim,

şunu da itiraf etmeliyim ben bu yazıya yorum atarken millet "lan bu çocuk da iyice gay oldu" diye düşünür mü acaba diye düşünüyorsam, daha atılacak çok adım vardır.

ama bir yandan da şunu söyleyeyim kadınlara çok daha fazla saygı duyuyorum herhalde ben ve çok daha kibar davranmaya çalışıyorum, bunu da iyileştirici bayan yönü olarak görebiliriz sanırım.

of aklıma bir ton şey geldi de ifade edemeyeceğim şimdi. ben öyle ..... gibi yazamıyorum ne de olsa =)

narsis dedi ki...

Bu yazıya yorumda ek bir yazıyla girişmek isterdim, girişirdim de, ancak bavulla birlikte aklım da dağıldı.

Sadece: Lezbiyenler doksan-altmış-doksan sarışın mavi gözlü ve durmadan kameraya bakarak gülümserken birbirini okşayan insanlar değil. Fantezinize sıçayım dedirtiyorlar bazen. Sıkça.

Konu hakkındaki en ciddi konuşmada bile iki erkek birbirine bakıp bıyıkaltıgülücüklerdiyarına yelken açıyorsa, o yelkene delikler açmak da benim görevim. Sinir oluyorum.

Adsız dedi ki...

daha bgn namus temizleme töre cinayeti haberi vardı gazete de. nerde bu yazdıkların nerde hala yaşananlar.
adem sıkılmasın mutlu olsun die yaratılan havva değil miydi?

deryik dedi ki...

littlematchgirl: mersi mersi :)

mahallenin delisi: kadının ve cep telefonunun bol fonksiyonlusu makbul :P

emir bey: efendim millet sizin ancak başkalarına saygılı olduğunuzu düşünür. ha gay olduğunuzu düşünseler de bunda kötü bi şi yok, gaylik kötü bi şi değil. di mi?

narsis7ekho: ahaha delik deşik edilesi hepsi.

gülin: valla bilemem neden yaratılmışız da, amaca uygun davranmak zorunda değiliz. "tasarımda sapma olmuş, fabrika hatası" diyebiliriz belki :P

Emir Bey dedi ki...

işte yani yukarda ayzdığım cümlede belki 10 tane yuh dedirtecek nokta vardır ama hâlâ yeri geldiğinde de çat idye kurarız bu tip cümleleri, dikkatli olmak lazım halbuki değil mi daha daha !

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker