aynen. ve lakin bu ülkenin kuzeyinde deniz var, güneyinde kara. güneyine gidiyorum inatla. bir günlüğüne belçika sınırına. heyecan olsun diye sınırı da geçebilirim, maksat ekşın. ödev ya da tez dizaynı kısmında manasız bi rahatlama var, boşverdim ("olanla ölene çare yok" da denebilir. ama biz lisedeyken "göte giren şemsiye açılmaz" derdik. hatta birileri "sikilen götün davası olmaz" bile derdi, ben kulaklarımı kapar laaa laaa laa der terbiyemi korurdum. küfür dediğin şeyi bipleyerek yazmayı anlamıyorum. sen biz onlar aynen öyle kullanıyoruz, deforme etsek dahi anlaşılıyo. "popo deme evladım toto o" gibi bi şi yahu. bu bi gazete küpürü değil hem ve şu satırlardan sonra bloguma gelecek zihinler: porno vaad etmiyorum).
yani işte günübirlik gitmiş gibi yapıcam ki dönüş depresyonum da olsun. arkadaşlarım "iyi gelicek" diyo. bense "allahım niye trendeyim niye ders çalışmıyorum" lensleriyle yola çıkıcam. çapak yaparsa çıkarırım artık belki eğlenirim bile. deniyoruz kuzum. azim işi bu. deneyanıl.
dün kumsal güneşaçtıbizdeaçıldık insanlarıyla kaplıydı. mayolu veya hatta mayosuz onca insan arasında (ki çoğu eve güneş yanığıyla döndü) "üşüyorummm" diyemedim, kısa kollu bi bluzla havamı korudum. ve lakin hakikaten sıcaktı biraz, hatta denize soktum ayaklarımı. sonra bi baktım, enteresan bir sahne: kimse yüzmüyo ama herkes suda. efendim burda deniz sığ, yürü yürü omzuna gelmez, öyle monoton öyle sıkıcı. millet de "aay ne soğuk oooy ne fena" diyerek dalgalara karşı yürüyo, her dalgada çığlık atan ergenler var. sonra belli bi mesafeye gelince duruyolar. arada bi suya girip çıkıyolar. böyle ayağı yere değen martılar gibi duruyo efendim insanlar. demek ki neymiş, "denize girdim, yüzmedim, öööölece durdum" hali uluslararası bi şiymiş. bi de tramvayın güneş yağı ya da koruma kremi kokması kadar güzel bi şi var mı yahu? yaz gelmiş.
ve gitmiiiş... şu an tabii ki bulutlu. tabii ki yağışlı. ibreti alem için bikaç gün önce SABAH saat 11'de çekilmiş bi foto koyuyorum. odam burası efendim. karanlık diyorum, bulutlu diyorum, acıma bekliyorum. kış aylarından çıkamamış eskimo gibiyim.
baskın oran'ın seçim kampanyası konuşuluyomuş. yahu bi parti var, hiç bi kampanya yapmadan %11'le meclise giriyo radikal'e göre; ama partileşmesinin önünde bir sürü engel var. genel adıyla kararsızlar, aslında 7 cüce tadındalar: bıkkın, sıkkın, umursamaz, üşengeç, şaşkın, tatminsiz.... yani işte bu alt-kimlik bölünmeleri de olmasa koalisyon ortağı bile olurlar bence.
falaaan filaaan.
4 yorum:
kaybolmayan deryik istiyoruz.
beni buralarda bırakmasan valizine sığarım hem ben :(
seçim lafı duymak istemiyorum ben artık deryik..
Ayrıca odana bayıldım. Norveç'te biz sabah saat 11de bile karanlıkta giderdik, sonra öğlen 2 de yine kararırdı falan fülüün...
divad: biz de efendim biz de..
eda: gittim de geldim, kısacık sürdü.
tuğçe: ooy oy yok burası daha o kadar olamadı allahtan :)
Yorum Gönder