20 Nisan 2007 Cuma

şeftali kokulu mum

kafam karıştıkça acıyor. boğazım domuz bağı, noktalarım kapanıyor. gönlüm vecde* kapılmış, cumhurbaşkanı olacakmış, öyle diyor. birçokları birçok şeye hayır diyor da o hayırla ne yapılacak, kimse bilmiyor. evet demediğimiz sürece sahipsiz kaldığımız bir güzel politikalar diyarında hayır diyenler kaç kişi olduklarını bilmekten bile mahrum.

ne demişti Rakel Dink... bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamak demişti.

deryik'in canı acır gazetelere baktıkça. Deryik kendi kendini sorgular. ah der evet, bütün bunların ortasında çıkıp çevre politikalarından bahsedene kıçıyla gülmesin de ne yapsın insanlar? ama o başka der sonra. başka mı sahi... başka tabii. aynı anda bikaç işi birden yapabilmek gerek; merdiven çıkıp sakız çiğnemek gibi... hem ölmemek hem yaşatmak gerek. hem bugünü atlatmak, hem düne ağlamak ama hem de yarını kurtarmaya çalışmak gerek. umutsuz olma lüksümüz yok bizim. senin benim, yok işte. çekirdek çitleyip ekrana küfretme çağı bitti.

-ama anne türkiye karbon gazı salınımı artışında OECD birincisi, tabii mühim bu konu.
- kızım hayra alamet olmayan kaç listede birinciyiz haberin var mı?

öyle di mi sahi?
umutsuz derecede iyimser olabilenler, birleşip kararmayan enselerimizi gösterelim...
gerilip gerilip bi tane şaplatsınlar.



* vecdi gönül: yeni cumhurbaşkanı adayınız.
bayiilerden isteyiniz.

not: şeftali kokulu mumlar yakıp sığınak inşa etmek bir işe yaramıyor imiş.

5 yorum:

Tugc dedi ki...

Ben sinirliyim ve de kirginim ayni zamanda sanki. Uzaklarda surekli turkleri yobaz veya bilmemne turlu gorenlerle kavga ediyorum. Ama birden durup dusundum de, ben mi cok iyimser yaklasiyorum ve herseyin bu kadar da igrenclige burunmedigini dusunmek istiyorum acaba, merak ediyorum.

ikinehir dedi ki...

benim blog ülkenin felaket günlüğü gibi olmaya başladı zaten, şimdi de bu olay.. sen iyimsersin ama deryik, ben pek değilim.. sonra yine umutlu insanlara bakıp kendime kızıyorum.. falan filan. acayip zamanlarda yaşıyoruz.

Emir Bey dedi ki...

beynim zonkluyor.

Adsız dedi ki...

kimin cumhurbaşkanı olacağı değil cumhurun başını kimlerin seçeceği gelip bağdaş kurmalı midemizin şark sofrasına.hem kim demiş umutsuzluk suçu işlemeye yatkın bünyeler olduğumuzu..?çiğneyip doğru dürüst tadına bakamasak da hala,dilimizdedir o örselenmemiş şarkı,biliriz yolumuz bozkırlardan geçse de sokakların denizlere çıkağını.. :)

mnemosyne dedi ki...

ben uzun zamandır kısa kızgınlık ve uzun çaresizlik nöbetlerindeyim.pes etmenin kralıyım...bazı anlar var ya....öyle çok yanar ki canınız "bu da oluyorsa kurtulmasın hiçbir şey"der insan...ben o noktadayım...yorganı başıma çekip günlerce yatağımdan çıkmamak istiyorum.en yakındakiler bile bu kadar uzakken ve artık insanlar kocaman parmaklarla işaret edilirken...

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker