9 Şubat 2007 Cuma

mürettebat I

ne komik mesela, hindistan'ın bilmemne bölgesinin bi şi birimi üst düzey temsilcisi bi sınıf arkadaşım var. hatta okul içinde "hintli bürokrat" esprisi dönüyo. bissürüler. çok şeker insanlar. hepsinin ayhan ışık gibi bi bıyığı var, biraz daha kalın; ama abdullah gül kadar diil, tam bi dikdörtgen. sonra bi de bissürü afrikalı bürokrat var. mesela aylardır aynı sınıftayım, çocuğun bilmemne doğal parkında gorilleri korumakla görevli hebedöbö'de idare müdürü gibi bi şi olduğunu yeni öğrendim. bi diğeri "elimin altınd 5 bin kişilik data var istediğim anketi yaptırırım" diyo. öööeeh yani. sonra pakistan ordusunun "master doktora bitmeden gelmek yok!" diye zorla akademik kariyer yaptırdığı askerler var. ne biliym işte, mesela galapagos adasında ekolojik iletişim üzerine çalışmış bi arkadaşım var. fotoğraf, grafik ve heykel bölümü bitirmiş kalkınmacılar var, mimar var. sonra işte endonezya dışişleri bakanlığından diplomat bi kızla yemek yiyorum her gün. bööle insanlarla konuşurken bi temkin hali, hani sanki herkes bi dünyalar kurtarmış da gelmiş.

varoğluvar yani. en sıradan benim.

ama bunların içinde bi tanesi var ki... ülkesinde herkesin tanıdığı bi manken olarak defile, reklam vs derken, paranın dibine vurmuş zamanında, balkan-latin melezi. sonra "hööeeyt" demiş daralmış, bırakmış. sonra 3-4 kez bölüm değiştirip sonunda bilgi yönetimi diyebileceğim bi branşa yönelmiş. sonra kilo almış, hiiç takmamış. şimdi BM'de, UNDP'de çalışıyo, hafif çatlak bi kız. "başbakan olucam" diyo, olur o. korkutucu derecede her dediğini yapan bi kız. arada saçlarını kısacık kestirip kadınlar tuvaletinde "burası bağyaan sıçmığı için, lütfaan yan tarafa yanee" demelerine bile gülmüş, "kadınım" demiş, zamanında dişilik sembolü olan arkadaşım. trampet çalmış. 4 kez evlenme teklifi almış. dün köpeği ölmüş. knowledge is power, power is mine. bööle bi insan. bu çatlak insan çığlık atar, zılgıt çeker, arada hırvat damarı tutar ederlezi söyler, balkanlığını hatırlattım diye hop beni kucağına alır, fır fır çevirip bırakır. ondan sonra aniden latin olur reggaeton söyler. illa bi şapkası vardır. ben türkçe şarkıları tercüme ederim, güler güler güler. bana deli der, aynaya bakmaz. hep dans eder, hep güler. ağladığında gizlice ağlar, odasında ağlar ya da yanımda, biralıyken ağlar. sonra geçer. çapkındır, kaçan kurtulmaz, arkadaşlarıyla bile flörtleşir, bizle de flörtleşir. her yerde flört görür, güldürür. bööle bi muzip bakar sonra kristal kahkahalar atar. anahtarlarını ve telefonunu hep boynuna asar, arada bi gizlice makyaj yapar. en çok "fucked up shit" der, bu lafı çok sever. manyak mavi gözleri vardır, sanki bööle yeni buz tutmuş gökyüzü gibi, ama donuk diil, saydam parlar. bakışlarıyla adam öldürebileceğini bilir, gözlerini saklar. azmetse bu yazıyı da okur anlar. delidir.

sonra onu çok iyi anlarsınız, "nerden bildin yaa.. nası bildin yaa.. canımsın sen yaa" der, sarılır, bırakmaz, "bizden kaçmazzz" bakışı atarsınız, "delisiniz hepiniz" der güler, hiç aynaya bakmaz. günde üç kez onu görmeden olmaz. gecenin üçünde "yeni bi komplo teorim var" diye aramazsa olmaz. moraliniz biraz bozulsa ara gaz vermede ondan iyisi bulunmaz. yüzü biraz dökülse, peşini toplamadan olmaz. sayfalarca "yaşadığımızı anladık mı" soru-cevabından sonra "que idiota!" ünlemiyla alna vurmadan film izlemeye oturulmaz. mutfakta çırak, bilgisayarda guru bi star trek hastasına piyano çaldırmadan olmaz.

bu da bööle bi arkadaşımdır.

10 yorum:

Dilara dedi ki...

feci enteresanlıklar ihtiva eden bi şahsiyet. yanınıza yakışmış efem :)

Adsız dedi ki...

vay be! :)

Emir Bey dedi ki...

maşallah!

jelatin dedi ki...

Benim de atı olan arkadaşım var. Atı var abi! Sonra uygun yer olmadığı için "evlerinde" -ki sanırım ona malikane demek daha uygun olur- satmışlar efendi atı. Evet, atları olan arkadaşlarım var. Ve bunu satıyorlar filan.

...

Çocuğun biri diyor ki bana, "Fransa'ya ilk gidişin mi?" "Evet." dedim ve ekledim, "Peki ya senin?"

-Ben daha önce Fransa'ya kaymaya gitmiştim ama Paris'i ilk kez gördüm.

Peki diyorum, abi sen kaymaya Fransa'ya mı gidiyorsun?

"Hayır, kaymaya genellikle İsviçre'ye gidiyoruz."

...

Hahahhahah! diye histerik kahkahalar atıyorum. Ne güzel lan diyorum. Yok yani, benim aklımda yok öyle bir şey. Hani Rahmi Koç bile Uludağ'a gider sanki kaymaya. Ne gerek var yani, Alpler filan? Bilmiyorum aklım almıyor. Öyle bir zenginliği düşünemiyorum. Okuduğum okul böyle insanlardan oluşuyor, ben de şaşkın şaşkın geziyorum.

...

"2 çizme aldım, 800 YTL tuttu." diyor kız arkadaşım. İçim acıyor birden. Birden "3 al 2 öde kampanyası vardı, bir de ayakkabı aldım." diyor. Onunla birlikte biraz rahatlıyorum. 800 YTL ne demek?! Birden çıkarıp, çot diye, 800 YTL'yi koyuvermek. Kasaya. İki adet çizmeyle dışarı çıkmak.

Neyse bu da Jelatin'in Parishiltongil Gezegeni'nden serzenişleri olsun.

PS: İllaki gerizekalının biri -ki onların çoğu kadın oluyor- bunu okuyup "Ama neden herkes kendi parasını istediği gibi harcamakta özgüüüüür?" içerikli, "SİZ BİZİM ÇOK ZENGİN OLMAMIZI KISKANIYORSUNUZ!" anafikirli yorumlar yapacak. Değil ama. O değil! Sen anladın di mi ama Deryam? Herkes kendi okulunu anlatsın şeyi olsun bu. Ondan. Ay cümle kuramıyorum. Öptüm.

ikinehir dedi ki...

ben çokçok sevdim senin bu arkadaşını deryik. cesurmuş hem de çok. gözümün önüne getirmeye çalışıyorum, pek beceremiyorum ama sanki bi gülüş duyar gibi oluyorum.
böyle kocaman bi gülüş.
ne güzel.

ikinehir dedi ki...

ben çokçok sevdim senin bu arkadaşını deryik. cesurmuş, hem de çok. gözümün önüne getirmeye çalışıyorum, pek beceremiyorum, ama bi gülüş duyuyorum sanki.
kocaman bi gülüş.
ne güzel.

deryik dedi ki...

lavender: valla bi ömre bi tane yeter denebilecek bi şahıs kendisi :)

gulin: :D hikayesini o kadar sakin anlatıyo ki, iki kez vay.

emir bey: tahtaya vurun efenim :P

jelatin: anlamaz mıyım... senin üniv arkadaşların benim lise arkadaşlarımdı, hatırlatırım :) gerçi o zamanlar yanlarında burslu öğrenci olabilir diye susarlardı biraz.
ama işte mesele "param var harcıyorum" da değil, hani parayı neye nasıl harcadığı da bi şi. ne bileyim insan dünyayı gezer, kendini geliştirir, bi şi yapar. yok ama, "param var ve gözünüze sokuyorum, bunda bi beis görmüyorum, kendimi mini bi monaco prensesi sanıyorum" hali. yaşadığı yerin gerçeklerini bilmeyen... büyüyünce geçiyo zannımca. geçse yani. aynen öptüm :)

ikinehir: blogun derinliklerinde bi fotoğrafı var; ama evet, akla ilk kahkahası geliyo düşününce :)

jelatin dedi ki...

Geçmiyor baboli ya.

100 tane var. Yok yok 1000.

Ve onlar...











...


ARAMIZDA!

pigmelerle.dans.eden dedi ki...

Selam,
sen benim bloga bidirdadiktan sonra ara sira yazilarini okuyorum da en cok deffosa yazdigin dink yazisini begenmistim. ama dedim ya hepsini okumadim, daha guzeli de vardir helhal.
Simdi sana bu arkadaslarindan birini sorcam: Gorillerle ilgili olanini tabii ki. Uganda`da midir ikameti? Adi nedir? Tanirim belki diye.
Meltem

deryik dedi ki...

meltem: hayır maalesef, Ruandalı kendisi... Francis Musoke. belki burdan dönüşünde tanışırsınız :)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker