4 Haziran 2010 Cuma

haber etsem karşıki dağlara

bugün aldığım cins cins haberlere bi yenisi eklendi. yani bunu duymuştum ama detayına yeni inebildim, idrak yollarım tıkandı (yeni bi tanesi daha eklendi hatta).
sırayla gideyim:

1) maliye bakanlığı, bilgi taleplerinin yoğunluğuyla başa çıkamamış, paralı hale getirmiş. çünkü bildiğimiz tek talep yönetici sistem fiyatlandırmak. öte yandan, tv'deki aklıselim adamın dediği gibi, bir sıkça sorulan sorular köşesi yapmak kimsenin aklına gelmiyor. modern zamanlarda online değiliz. esnaftan 200 tl, şirketten 2000 tl. evet, maliye bakanlığı, kayıtlı kurallı iş yapmak isteyip de nasıl yapacağından emin olamayınca üçkağıta yatmak yerine devletten öğrenmeyi tercih eden vatandaşını cezalandırıyor resmen. sormiyciin. bilicin (billy jean. demiycektim ama.. çok geç). mali müşavirler mesela, bas bas paraları leylaya yapacaklar heralde, sürekli soru soranlar onlar. hani noldu bilgi edinme hakkı? hani noldu e-devletim? yıllar yılı hayali ihracat, naylon fatura, batan banka boğuş, sonra sana soru sorandan para al. yani para da değil, bi asgari maaşın bilmemkaç katı bi ceza kes resmen. allahtan öğretmenler ve imamlar bu sisteme geçmiyor diyor, şükürcüler tarikatına selam çakıyoruz.
2) Google'a  kısıtlama geliyor. ama modern zamanlarda google'ı sansürlemek heralde pek yemeyeceğinden, youtube meselesi üzerinden ip'ler kırpılıyomuş mu neymiş, pek anlamıyorum. bu cümlem bile devşirme. ama anladığım kadarıyla, her haltın google çatısında toplanmasını bekleyip sonra bloke etmek, çok zekice. blogger hala buralardayken, yazın yazın yazın- ve okuyun. yasaklanan siteler solda.

yani neymiş, biz bilgi edinmemeliymişiz. devletim, bilgi edinme hakkı bir, ulaşım hakkı iki, hala anlayabilmiş değil. otoban kenarına kuş yuvası gibi ev dizip toplu taşıma koymamak gibi bir şey bu. internet var ama o güzergahta otobüs işlemiyor yani. bir bilene sorarsanız para alıyor. çünkü bilgi güçtür. ama temel bilgiler değil bebeğim, en hayati iletişim hakkı senin elindeki kudret olmamalı. aman diym, sizin görmediğiniz tenha köşelerde fısıldaşırız diye mi, yoksa ah bu kadar teknolocik süpersonik işlere dair yasal düzenleme, denetim altyapısı filan olmadığından, bu konudaki tüm uyarılara agop'un kazı gibi baktığınızdan, köküne kibrit suyu dökmeyi tercih etmiş olabilir misiniz? bi ihtimal? kolaycılıklar denizi?

3) devam edeyim, express dergimiz, şalalamız. dava açıldı. çünkü youtube gibi onlar da mihrak propagandası yapmışlar, haberleri yok. dava açılıyor, yargılanıyorlar. ne demişler oysa? sahiden bi okuyun, ne demişler? ama tersane ve maden sahipleri kaderin koruduğu sevgili kullar olarak ahireti bekliyor. adaletin bu mu dünya diycem de konuların adalet bakanlığına intikal etmiş olması bile tuhaf, davanın özü tuhaf.


güzel güneşli günler göreceğiz ama. inatla görücez çocuklar. bu sözü veren adama inanmazsak olmaz.

ne kadar zorlasalar da biliyorum ben, aslında zor değil. birine vahiy gelip psikopos öldürüyor ya hani, bana da geldi o vahiyden. münferit olayları yan yana dizip sabır tesbihi yapmam salık verildi. yerseniz. güneşli günlere doğru sabır tesbihi. bak, dinkin avukatı da kanı halıya akanlardan oldu. evinin en merkezindeki halısına kendi kanı bulaşarak ölmek. bunlar reva görülüyor insanlara. bunları duyacağınız kanalları tıkarlar işte. sonra ne kadddaarr böyyük bir memleket olduğumuzun türküsü çalınır. ama duymasanız da oluyor, gerçek bu.

o köy bizim köyümüzdür çünkü. bence o şarkı, "gitmesek de görmesek de" hani, bi çocuğa aşılanabilecek en güzel sorumluluktan bahsediyor. kiminde bu aşı kaşıntı yapıyor, o başka.

*
şurda bahsettiğim dev örümceğin annesi, 98 yaşında gitti.
çocukluğumun en güzel anılarından birinin, en zarif mimarına benden karanfiller.

2 yorum:

aysema dedi ki...

Demek "Adalete havale ettin?" Adaleti de "Ali Dibocu" ya...

Çok hoştu ve çok da acıtıcı...

deryik dedi ki...

yok ben değil, onlar havale etti. yoksa adalete havale edeceğim bir vaka görmüyorum, eğer konumuz express ise.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker