29 Haziran 2010 Salı

gıpgri

elbiselerden vazgeçtim. el uzatan herkese bin teşkür; ama anladım ki elbiseyle boğuşmaya mecalim yok. küsüverdim. 2 günde yetişmez hem sanki. hem o parayla kumsalda mojito içicem. sonra sakin sakin buluveririm bi çözüm.

hava öyle gri ki, ruh halime öyle uyuyo ki, ben de kocaman bulutlandım. yüzüm bence kesin simsiyah. kömürcü çırağı gibi is vuruyo içimden dışıma. ofisten, işimden nefret ediyorum. üslupsuzluklar dehlizi. gitmek istiyorum. zaten kaynayarak patlayarak akıcaz duvarlardan, deliklerden.

şimdi tam şu an bi tek sana kaçabiliyorum blog. o yüzden iyi ki blogum var benim. ama nasıl gitmek istiyorum, bu kadar olur. bağıra bağıra aaaaa! dışarda yağmur yiyip, sıçana dönüp, bulutlarla kavga ediym istiyorum. onlar kesin beni döver zaten, hıncımı atarım. kıç üstü otururum. elbisesiz, sinirli, ıslak bi şi olurum.

hani küçükken insan doğumgününde her şeyin taaaam istediği gibi olmasını bekler de işte ne bileyim, saçının ayrığı az solda olunca dünya başına yıkılır ya. öyle bi haldeyim. yaşım 6, en sevdiğim renk mor, köftemi ketçaplı severim, büyüyünce akrobat olucam. öyle işte. tatilim öncesi güzel haber istedikçe, olmadı ve ben küstüm işte. bulut bulutum. öfke kümülüsü.

tatile hemen gitmeliyim o yüzden. kaçarak. iyi gelsin diye. yoksa yorganın altından çıkmiycam.

2 yorum:

AidaSalem dedi ki...

İyi tatiller. Umarım kısa süre içinde kendine gelirsin. Gerçi tatil morfin gibi bir şey... Etkisi bir sonraki tatile kadar devam eden güçlü bir morfin olur umarım bu tatilin diye dilemek daha doğru sanki...

Aysin dedi ki...

Ben hala doğumgünümde her şey yolunda gitsin istiyorum, gitmeyince çıldırıyorum. Gerçi 6 yaşında böyle değildim sanki.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker