26 Nisan 2010 Pazartesi

kamufl

zeycan şenlikleri kapsamında her gün bi tuhaf yoğundu. bugüne bugün, şehre iner inmez elinde valiziyle falcıya giden bi arkadaşımdan bahsediyoruz. kampüse filan da uğradık galiba. günler o kadar yoğundu ki tek bi gün olduğunu idrak edemedim çoğu zaman. yani arada gözde hanımcımı bile misafir ettik, devasa enginar yaprakları eşliğinde. ben ne kadar özlemişim, ne kadar iyi geldi! cumartesi gününü de ben sosladım, kabul. ah mis gibi geldi işte. arkadaşlar iyidir.

velakin, en yoğun program dündü: deniz kenarı, tamam. vapur, tamam. kup griye, tamam. vatoz bile tamam sen ne diyosun. üstüne beyoğlu çikolatası tamam. özet:

ortaköy-kadıköy-turkuazoo-taksim.

son durak hariç hepsi toplu taşıma araçlarıyla. arada güzergah hatalarını belirtmiyorum bile.

galiba ben dün öldüm, bugün hayaletim ofisi lanetliyo. böyle bir yorgunluk yaşamadım, tam performans. canım çok acıyo. uyuşuk bi hal. ama 1 yıllık kalkınma planı hazırladık, bu da bir şey. güzel de vakit geçirdik, hani o sebeple ölürken farkına varamadım. sabah 9 toplantısı  taze bitti. birazdan karşıya geçicem yeni bi tanesi için. hissiz haldeyim. olmayan hislerimle new york belediyesi atık yönetim sistemi araştırıyorum. böyk. mesela demin olmayan fransızcamla da bi şiler araştırdım. iş arıyorum ama içimden, içimden.

okulum, mis kokulum. çam ağacından salkımların sarktığı güzel okul. hala da benim okulum işte. hıh. bir kedi, bir güneş, bir ağaç, bir bank. sonra otur, etraftaki salkımlar nerelere sarmışlar, iz sür. en güzeli.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker