15 Şubat 2008 Cuma

kadın ve müze, müzelik kadınlar.

eveet efendim.. bugün de gazete sayfalarında bırakmaya kıyamadığım iki mesele var. hatta üç. yok iki buçuktan üç. yaşasın blog, boş buluyorum yazıyorum, birileri daha da boş ki okuyo. ne güzel.

mesele 1: belki duyan vardır, "50 kuruşlara fotoğrafı basılan kadın" diye bi şi varbu ülkede. bu hanımefendinin ankara düğün başlığıyla çekilmiş bir fotoğrafı kullanılmış darphane tarafından, yıllar önce. kendisi anonim bir model değil, çok mühim bir şahsiyet: Sabiha Tansuğ. linki tıklamayanın kuyruğu çıkıyo. ben özetleyeyim yine, zira her şeyin hazırlop günlerindeyiz..

kendisi küçük yaşlardan itibaren anadoludaki yerel kıyafetlere takıyor kafayı. yıllar ilerledikçe, gezdikçe topluyor, 50 yıl içinde müthiş bir kolleksiyon sahibi oluyor, avrupa şehirlerinde sergiler açıp el emeği göz nuru işleri tanıtıyor. tek derdi, türkiyede de bir giysi müzesi açmak. eh, hollandanın takunyayı pazarladığı günlerde bir bindallıyı sergilemek neden istenir, anlaşılır bir şey... sandınız. "bir kadına mı kaldık" diyolar sabiha hanıma. reddediliyor. sabiha hanım küsüyor. maalesef, bu ülkede iyi niyetliler biraz da kırılgan oluyor. mesela, bilmiyordum, Piyer Loti kahvesini de yine sabiha hanım açıyor. oysa bugün adına bi ufak tabela dahi yok orda. bu giysi, başlık toplama merakı niyeyse 1968'te bir sergi sırasında darphane yetkililerinin ilgisini çekiyor, fotoğrafı basılıyor 50 kuruşa. kitaplar, makaleler yayınlıyor ama tek derdi müze açmak. yüzlerce, inanılmaz zerafette, bilimsel envanterlik giysiyi topluyor sabiha hanım. ne için, kim için? kıymet bilinmezlik için heralde.o bıkmıyor ve görünmezleşen iyi niyetliler havuzuna dalıyor.

2007 haziranında kolleksiyonundaki nadide parçalardan tam 430 tanesi çalınıyor. evet, gidiyor 430 parça. düşünün ne kadar büyük ki kolleksiyon, hala kalıyor bi şiler. 2008, kendisine "halk bilimleri ödülü" veriliyor. sabiha hanım hala buruk. pek bi fetişlediğimiz "zengin anadolu kültürü"nü giysileriyle dahi göstermeye yanaşmayan vatansever zatları o biliyor. eh, biz de duymuş oluyoruz. acaba bu ülkede tekstil tasarım okuyanlar onu biliyor mu, merak konusu.

mesele iki... ARTist diye bir dergi çıkıyor efendim. sanat dergisi. galeristanbul tarafından çok şık basılıyor. genelde ay sonuna doğru geliyor ankaraya, istanbulu bilemem. sadece 2 ytl. az buçuk modern resimle, el sanatlarıyla ilgilenmek isteyene duyurulur. şimdiden 10 bin satıyormuş.

iki buçuktan üçlük haber de işte artist'ten geliyor: guerilla girls. bir avuç kendini bilmez feminist, "müzelere neden kadın sanatçılar girmiyor, neden eserleri depolara kapatılıyor" diye sıyırmış. Feminizmin müzecilik halini de görüyoruz böylece, çok şeker, hafif çatlak posterlerle ABD'ye girişiyolar "hani bizim hemcinslerin işleri" diye. ayrıca "hani beyaz olmayan ressamların işleri" de diyolar. yetmiyor, italya'ya, aa çok ayıp bienal üzerinden türk kadın sanatçılara da el uzatıyorlar. 1985'te New York'tan çıkan bi grup kadın bu kavgayı anonim veriyor, yüzlerinde goril maskesi, isimleri ölmüş kadın ressamlar. çünkü amaç mesaj. bana bitch'in müzelere el atmış halini düşündürüyor.



eh anlaşılan, kadınların müzelere giden yolu bile az buçuk dolambaçlı... ya da kopuk.

günün mesajı da budur. ay sonunda ARTist alın, bi hoşluk yapın kendinize.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker