24 Eylül 2011 Cumartesi

kıvırcık

bugün güneşli bir cumartesi çünkü dün Güneş doğdu, minik bir Çınar'ı aydınlatıyor şimdi. pek minik ve güzel.

Bugün güneşli ve benim 36 karelik filmim var. bir lomo acemisi olarak ilk partiden pek memnun değildim ama sevgilim canım beğendi. o beğenince biz de beğenmiş sayıldık blog. demek ki sandığım kadar fena diilmiş.

Ayın en güzel zamanlarından biri de nihayet bir+bir'in çıktığı gün. mesela size bir anda turgut uyar'ın "efendimiz acemilik" lafını hatırlatıyor. tüm saçma koşturmacaları bir perde gibi çekip, kenara atıp size en haşmetli haliyle uyar'ı gösteriyor pencereden: "bak burnunun ucunda ne var, unuttun yine". öyle güzel bir şey işte bir+bir.

kahvaltıyı neden çok sevdiğimi buldum: aslında çok kolay bir hazırlığı olmasına rağmen, belki de bu yüzden, habire atlanan, geçiştirilen bir zavallı öğün. halbuki yeni uyanmışken azıcık aylaklık hakkı olmalı insanın. kahvaltıyı atlayan kendine çok haksızlık ediyor. sonra gidip napacaksın yani, fasulye-pilav için mi vakit ayırıp masaya oturacaksın? buna mı acele edeceksin? bi de büyüdükçe ilkokul kahvaltısına dönüyorum ben: bi bardak süt filan. en güzeli.

falımda leylekler var, umarım kanatları çarpışmayacak.

bazen bazı şeyler çok eğreti duruyor insanlarda. çok istekli, çok azimli; ama işte bir o kadar da ödünç. yani sanki, yanlış bir istek, çarpık bir azim. hani kağıt bebeklere giydirilen kağıt kıyafetlerin katlama kulakçığı illa ki ya yırtılır ya eğrilir ve kıyafet sadece bir tek pozisyonda aşırı bir dikkatle tutunca düzgün durur ya, onun gibi. en ufak harekette fire veriyor. ne fena bir his olmalı o sürekli kendiyle savaşan haller, kendine kağıttan elbise biçmeler. büyük bir azimle katlanan kulakçıkların hep kayması, düşmesi. çok zor görünüyor dışardan bakınca. insan sadece içinde olmadığı için seviniyor. hani olmayacağı oldurmaya çalışmak da yorucu mesai bi yerde.

teoman'ın en sevdiğim şarkısı sessiz eller. o şarkıda b.ortaçgillik bir şeyler var derken, meğer düetini yapmışlar zaten. çok mutlu oldum kendi kendime. ne zaman olmuş da atlamışım, bilmiyorum.

bi de şu dünyada mulatu astatké'yi canlı dinledim ya, bu da bir şeydir blog.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker