19 Ocak 2011 Çarşamba

4 kez : yok, yok, yok, yok.

bugün yine, koşturarak ntv aracı civarında, huzur apartmanı yakınlarında, az buçuk rötarla saat 15:03'te, bir balkona bakıyordum. geçen seneki dişçiden sonra bu sene ortopediste gittim. biricik 19ocakpartnerim narsis hanımcım o kalabalıkta beni bulabildi. "saat kaç yönünde balkona bakıyosun?" gibi gayet pratik bir soru sonrasında, insan seliyle yanı yanı başıma gelmişti. orda olduklarını bildiğim ama göremediklerim de vardı elbet. binlerdik yine: bin-ler. onlar, yüzler değil, hatırlayın: binlerceydik. 2011'in ilk notu.

hani çoğu insan bu kalabalıklara uzaktan bakınca hiç de kendilerine benzemeyen bi grup entel liboş görüyor ya, öyle değil kuzum. evet tabii var denizli horozları, tabii var çav bella kostümlüler (ki iyi ki varlar, ona takılmıyorum); ama bu balkonun en mutlu eden yanı altındakilerin gayet senin benim gibi insanlar, bakkal amcalar, tonton teyzeler, kokoş ablalar ve sümüklü çocuklar olması. bebek arabaları ve lolipop sallayan kargo elemanları. mesela. orda toplaşanlar, zannedildiği gibi "uzaylı" değil - belki de medya için esas haber buradadır. tek tek bakınca o kadar tanıdıklar ki o kalabalığa her seferinde şaşırarak sevinmemiz aslında bir garip kaçıyor. iyi ki iyi ki binlerdik. düşünün: boğazınızdan yumruğunuza giden bir yol var, düğüm düğüm, o balkonun altındayken biraz ferahlıyor.

orada olabilmek için dar vakit izin aldım (bu kısım tuhaf bi mucizeydi hatta), sonra da ofisten gece 9da çıktım. şart değildi ama diyetimi ödedim bi nevi. akşam 7de de taksimde yürüyüş vardı ama yetişemedim. beynim zonkluyor, öğle yemeğimi 6da yedim. yemek de değil, yuttum. pilim bitmişti. şu an hala ekrana bakabiliyor olmam mutasyon işareti. seneye umarım, adaletin geç de olsa tecellisini, güvenmemiz gereken kurumlara güvenebilişimizi kutlamaya gideriz.

*
bu arada içiniz açılsın: isteyen CV'sine filan da yazabiliyomuş, bekaret artık yargıtay tarafından tasdiklenmiş bir "evlilik için gerekli vasıf". aaaayh ay. daralıyorü. vasıf! vasfınıza sığınıyorum, karara itiraz eden 2 üye de "ama kadın bekaret raporu almıııış" diyor, itiraz dertleri de bu yani: raporlar okunsun efendim, süs diye mi yazılıyor? neticede raporun sonuç kısmının c bendinde lay lay lay. o biricik belgeseldeki taş sabrına ermiş avukatın 12 eylül için dediği gibi: "her türlü hukuksuzluğu yaptılar ama bürokratik işlemler asla aksamadı; neticede hepsi memurdu".

kirpik diplerim ağrıyor. şakaklarım gözüme batacak kadar yorgunum. oysa kitap mitap okuyacaktım.
sanırım portakal-mandalina yiyerek ve özlediğimi düşünerek uyuyakalıcam.
daha n'olsun.

5 yorum:

Tugc dedi ki...

Aradım ben de sizi görebilir miyim diye; bulamadım. Daha arkalardaydım belki ondan.

deryik dedi ki...

telefon etseydin keşke, biz öyle buluştuk anca.

Tugc dedi ki...

nilayla konuştuk, beraber gidelim dedik hatta; sonra onun işi çıktı, gelemeyeceğim dedi; ben de koşa koşa yetiştim. Arayacaktım yoksa.

deryik dedi ki...

bi dahakine diycem ama bi dahaki olmasın. bitmiş olsun o zamana.

Adsız dedi ki...

benim şimdi evlilik için gerekli vasfım da yok. temyize gidiciiim...

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker