25 Kasım 2007 Pazar

yol

hava 7 derece, yağışlı. Dudok Den Haag şubesinin 3 euroluk elmalı tartıyla günler geçmekte. ayak parmaklarımı rüzgara feda ettim. Ankara gece -5 oluyomuş, düşünüp şükrediyorum, öyle vahim haller. ışıksız günler geçmekte. bu akşam hollandayla ilgili bir yazı yazıcam umarım, hayır hayır turistik değil. önüme bitirme tarihi konmuş her yazı gibi son dakikada yazılacak.

24 aralık günü temelli Türkiye'ye dönüş. tabii bu temel ne kadar sağlam şimdilik ben de bilmiyorum... ama neticede bu yurt odası boşalmalı ve içindeki (nerden nasıl türediğini bilmediğim) her türlü yerleşik hayat uzantısı Ankara'ya gitmeli. sabah uykumdan kargo şirketleri aramak için fırlıyorum. İstanbul'da otursaydım gemiyle yollardım ama Ankara'ya henüz deniz getiremedi gökçek. bir sonraki seçim yılında inşallah.

Bir efes blues daha bensiz geçmiş gitmiş efendim... sağlık olsun.

4 gün paris. paris soğukları. grev bitmiş, metrolar işliyor ve ben yarın sabah yola çıkıyorum. yılbaşı kutlamaları öncesinde ortalığı bir ırkçılık gösterisine çeviren bu ülkede kanım donuyor. işin vahametini merak eden varsa buyrun: Siyah Pitır (bir diğer ilgili link de bu). kıta avrupasında kendini hoşgörü (zira farklı kültürler hoşgörülecek şeyler ya hani- tahammül edilmesi gereken) memleketi ilan eden hollandanın "ay ama bu bizim geleneğimiiiz" diye kıçım kıçım direttiği rezalet. Saç baş yolduracak kadar her yerde ve insanları aşağılıyor; ama ı-ıh, hollandalılar'da tık yok. Ve siz gözler faltaşı açılmış yuh çektiğinizde çipil gözlerle size bakıyorlar.

işte o an. tam o an var ya... bu fanus içi huzur memleketinden bir anda tiksiniyorsunuz. bir anda, her şey, her şey deforme edilmiş bir masal diyarında yaşayan, dünyadan bihaber, refah içinde büyümüş safitirikler ordusu oluyor. Beyaz al yanaklı hollandalılar değil sadece, simsiyah oğlunun yüzüne siyah boya süren Surinamlı anneye bakıp bakıp dehşete düşüyorsunuz: bu kadar mı kör, bu kadar mı farkında değil?

çok acı çok. insanoğlundan umudu kestirecek kadar acı. her vitrin, her sokak lambası, her dükkan bu Zwarte Piet karakterine bulanmış vaziyette, hep beraber elele ırkçı bir şenlik havası hakim. ve yüzünüze üfleyen ayaza rağmen sinirden kanınız kaynıyor. 5 Aralık'ta biticek bu işkence, gidiyor siyah pitır.

ve ben yılbaşını beklemeye ancak o zaman başliycam.

5 yorum:

QM dedi ki...

zwarte piet fena cok fenaymis..neyse ki, bitiyor iste "demokrasi ambalajli irkci avrupa" gunleri deryikcik! 24unde temelli donuyorsun ya, var mi senden mutlusu!

Adsız dedi ki...

tam,buradaki son yazı ne olursa olsun,Nur Çintay'ın bugünkü yazısını tavsiye etmek üzere açtım bu blogu ve bana sürpriz oldu...
sevgiler

Adsız dedi ki...

yani tavsiye lafı tırnak içindeydi aslen,kalben...
şahsen,okurken yalnız olduğum halde,sesli tepkiler vermek suretiyle dumurdan dumura sürüklendim,seni de üzücem ama oku lütfen...

deryik dedi ki...

QM: yok vallahi yok :)

isimsiz: arayip buluciim efendim derhal :)

Adsız dedi ki...

27 kasım tarihli yazısıdır efendim,
ama ben böle söyleyip pişman oluyorum sonra,ben tepindim çünkü okurken...alışamıyoruz bu insanlara,olmuyo...

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker