17 Mayıs 2006 Çarşamba

gidelim burdan

Hakikaten bir tuhaf haldeyim. İstanbul'u yaşamak için 3 haftam ve düşünmek istemediğim bir sürü iş var. Şikayetçi değilim, bitiyo öğrencilik işte, bi daha istesem de yok; ama vakit alıyo. Neyse, hayatım hollanda üzerinden bafra'ya bağlanmak üzere, henüz ailemle konuşamadım bile. İçten içe, bana sunulan her teklife "aa tabi bak nasıl da mantıklı" diye atlayarak kendim için düşünmekten kaçtığımı düşünüyorum (uzun bi cümle evet). Kolaycılık yani (bu da kısası). Bir yandan da bunu milyon değişik yöntemle meşrulaştırıyorum, şimdi tekrar edemiycem ama itiraz edecek gibi olanlar da ikna oldu. Bütün bunlar benim aklıma sadece tek bir şeyi getiriyor:




Gidelim burdan cümlesi. Zamanında bir Atilla Atalay kitabında görüp "aa işte beeen!" diye sevindiğim, kendisinin şahane bir şekilde anlattığı "gidelim burdan krizi" söz konusu. Bu cümle yankılanıyor beynimde. Eskiden öylesine, ansızın ve genellikle ocak ayı civarında olurdu. Bu aralar ise kaçmak için yankılanıyor. Gitmek istiyorum - bir yere değil, yer mühim değil. Gitmek istiyorum. evet aynen öyle korkakça kaçarak uzaklaşmak için... Ben bu kadar büyük kararlar için çok küçük hissediyorum.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker