9 Kasım 2010 Salı

doğumdünü

dün tarihlerden doğumgünümdü efendim. evet evet balonlar uçuşsun.
2 saatlik bi toplantı için ankaraya gidip gelmekle geçti günüm. toplantı da yarım saatte bitti, öğle yemeğine gidiceklermiş. evet öğle yemeği saati olduğunu önceden bilmiyoduk. toplantıda dev, turuncu bi cihazın tanıtımını izledim, eski türk filmlerinde ve hatta hatta "dünyayı kurtaran adam"da rol alabilecek bir makinaydı, beyaz önlüklü bi amca tanıttı. ben filmi izlerken ve makinanın gerçeğini gözlerimle görürken çizgiroman efektleri hayal ettim. sbamk - nınınınıııı- torororo- piuuuuu- trank trank trank! filan. neyse, işte, arabada değilsem uçaktaydım, sabah 7'den akşam 5'e kadar. kitap oku, dergiler yut, böyle bir gün. arada kardeşim beni arayıp "sabahtan beri çok üzülüyorum senin için. artık resmen yaşlanıyosun" dedi. yaa yaa.

eve geldiğimde bir zarf, hatta iki zarf, biri bana. harika bir zamanlamayla, inci gibi bir el yazısıyla, içindeki sürpriziyle çok çok sevindirdi beni.

sonra akşam. süslen püslen ve kutla. aynı anda hem boğaz köprüsü, hem yeni camii hem vapur hem de böyle kocaman dalgalar. hem rakı-balık ve hatta meze. güzeldi efendim, güzeldi. en kötü günümüz böyle olsun. istanbula bakınca gözlerim doluyor. rakıdan da olmuş olabilir; ama bi düşününüz rica edicem, boğaz ve onca güzelliği ve o içten içe dalgalı hali yetmiyor, bi de haliç var! öyle bi muhteşem. bak bak için açılsın.

yeni yaşıma girişime bakarak fal tutalım: leyleği havada görücem, bol bol gezicem ve hep denizlere çıkacak sokaklar. daha nossun. ah bir de: su perim var benim artık, boylu boyunca. gustav amca su perisi, başımın tacı. hiçbir şeyi unutmayan kavalyeme teşekkürler.
bi de bi de, küçükken "leylek leylek havada/ yumurtası karada" diye saçma sapan şarkı söylememe sebep olan, ama aslında o uçan leyleğin yumurtasının tavada olmasına, bu sinsi avlanma haline veya benim bunu neşeyle söylememe gönlü el vermeyen anneme de teşekkürler. yumurtası tavada olsa kesin ağlardım ben, zavallı leylek.

doğumgünü güzel şey, seneden bir gün çalıyor insan. aptal atm bile kutluyor, böyle bir yanılsama. şimdi gazete haberlerine, ofis saatlerine, aptal "mail atmışsınız ama okumaya üşendim, hadi telefonda anlatın" telefonlarına, tonlarca çaya geri dönüyorum. merhaba 9 kasım.

1 yorum:

axel dedi ki...

gecikmeli bi' doğum günü tebriğim olsun.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker