22 Kasım 2010 Pazartesi

akrobasi


oh be.
geldi, döndü, blog alemi titresin, efsane yeniden - yazıyor, döktürüyor. havası batasıcalar deliklerine kaçsınlar, jelatin döndü! bir senelik acı dolu sessizlik kahkahalarla bölündü okuyucu. bi süredir buralarda ama izniyle davullu zurnalı duyurmak istedim. bir ömür o balonlu veda postunu göreceğimize dair korku, puf oldu dağıldı. o da bizi özlemiş lay lay lom, o da bizi seviyor bim bam bom.

(reklam değil vefa, modern zamanlarda.)

22 kasım. kasım da bitiyor. sonra aralık. siz şimdi yeni yıl geliyor diye sevinirsiniz de allah bilir.  ben bile olmayan ağacıma süs bakmıştım, kırmızı tüylere aldanmıştım. sonra bir-ki-üç-ebelik güç! pim pam pom- hoppala pof! böyle uzun bi pof. balon sönme efekti ne olabilir ki? puuuf-ffülülülülülü filan mı? ondan olsun. ebelik güç. 22 kasım nasıl olabildi ki? kasım seni sevmiyorum; ama lütfen bitme. aralıkla aramda böyle güzel ve sarı bir tampon bölge olarak kal.

ofisi de sevmiyorum. şu an burası, 40 yıllık memur tahsin beyin küf kokulu masası kadar eski, sararmış klasörler kadar nemli, nemrut ve köhne. köhne derken çıkan o boğulma sesi en uygunu: köhn-köhn- öksürür gibi. anlatamıyorum.
her gün hevesle çarpıladığım takvimim, renkli kalemlerle kendine gelmeye çalışan kişiliksiz kalemliğim, üstünde "feel better!" yazan, gülümseyen bir güneşin olduğu ilkokul sempatiği posterim, "meyve ye- denize açıl- yüz" yazılı sticker notlarım, nerden geldiğini hiçbi zaman çözemediğim kozalağım, kinder hediyesi firefox oyuncağım filan: buhrandayız.
onocak. konacak.

sürekli kitap alıyorum. okumaya bol bol vaktim olacak, uçacak konacak ve onocak. ondan. kovuğuma taşıyorum, bozdur bozdur harca. çarp böl parçala. bumbumşaralop.
bi de: planlar projeler ve stratejiler. bu sefer ciddiyim. üç nal ve bir at bulamazsam, çok sinirlenicem. asabi halimi bilmiyorsun blog. planlarım var, çalıkuşu olucam. bari çalıkuşu. uçacak, konacak ve onocak. yeni bir fiilim bile var, bak. kelimeleri bozmak, "asabiyim, o zaman wasabi yiyim" gibi sonu gelmez geyiklerle kendimi kandırmak istiyorum. harfleri ve kelimeleri boza boza birbirine benzetmek, dönüştürürken sevinmek, büzüştürürken delirmek filan, kendinden kaçma işaretidir bence. söyleyebileceklerinden korkarak, en iyisi mi söylenemez hale getirmek. ya ya, teşhisim bile var. bağımlılık yaparsa üzücü bile oluyor. üzücü büzücü süzücü.

anlamıyorsun blog. keşke anlasan. "tanısan severdin" gibi, anlasan çözerdin belki. anlamıyorsun. peh, ben anlıyorum da noluyor. aptal saptal türkçe pop şarkıları, hanimiş birinin anadilinin kıvrımı. aslında içimde bir kek kabarıyor, afiyetle yemek lazım. bunu düşünüyodum sabah, nil'in kek şarkısınn klibini gördüm televizyonda. niye başka şey değil de kek, anladım. aşk kek gibidir, kabarır. ya ya. blue jean'den hediye.

bir şeylere kızgınım, küskünüm, bozuğum, oynamıyorum. adını koyamıyorum. kapris değil, geldi içimden. derinden. filizlendiğim köşelerden. bi yandan da sanki gelecek güzel günler "niye bizi hevesle beklemiyorsun be salak" diye bana küsecekler gibi hissediyorum. küsmeyin, sizi de seviyorum. belli etmesem de, aslında, teşekkürler, en çok size.
her şeyin çok tahmin edilebilir olduğu günler ve gelecek, şüphesiz ki benim heyecanımı haketmezdi. şüphesiz ki taklalara alıştıkça ustalaşır insan, trapezinin tepesinde. ilk taklada boyun kıracakken, onuncu taklada gülümseyerek yere iner akrobat. ben acele etmeyecek kadar gencim hem. şuncacık genç irisi halimle, sabit adreslerde tosarıp, atamadığım taklalara hayıflanıp sonra adını "mutluluk" koyamayacağım. yok vallahi, kalsın.

eveeeet, anladınız:
talcid yayıncılık'tan taze çıktı: aslında zor değil by pollyanna, 100. baskı. altın vuruş.

*

 nihayet canım aloş'un sergisi, rakı-meze, alphawezen, ah o güzel kerebiç, devasa nar ve diğerleri...
günler fena geçmiyor, haksızlık etmek istemem. hem la durée açıldı, mutluyuz gururluyuz.
kardeşim de nihayet semada, kendi evine dönüyor.
bi de aşığım ben. bilmiyorsanız. bulut bulut. pırpır. ikilemeler halinde aşığım. zaten.
sahi, aloş yazacaktım ben. okuyamadınız, gezin bari.

2 yorum:

jelatin dedi ki...

sönen balonun sesi osuruğa benzer. söylemek istemezdim ama, öyle. zori. :(

deryik dedi ki...

benzer evet. benimki de kibar osuruk efekti. pof ya.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker