14 Eylül 2012 Cuma

mercan

haftada bir. arayı açmışım. olur öyle.

ay çok sıkıcı bir iki paragraf yazmışken sildim. sıkıcıydı çünkü. nezle, tamirci ustalar falan. bulaşık makinesi bir, kalorifer iki: bence hiçbir zaman çözülmeyecek sorunlar. alıştım.

tahin pekmez aldım. ben ikisini de ezel evvel hiç sevmem. burda pek bir sevdim niyeyse. aklıma zeycan geliyor. tansiyonum 4'e düştüğünde bana kaşık kaşık pekmez yedirme çabası. acaba niye sevmezdim ki? zaten küçükken patlıcan da yemezdim ben, saçmalık. gerçi karnıbahar baki. pişerken çıkardığı kokuyla sebzelerin durian'ı benim için.

evde her yer raf. dolap değil, raf. raflardaki her şey gözüme batıyor, tozlanıyor filan. hepsini kutulara kaldırmak istiyorum. minik bir ecza deposu görüntüsüne doğru, son hız. dekorasyon bloglarına filan bakıyorum, hep aynı soru zihnimde: peki EŞYALAR nerde?  bir sürü raf veya masa. hepsinde etsy'den alınmış baskılar, sulu boyalar, biblolar filan dizili. odada sadece 3 çekmece ve yine minik minik ıcır bıcırlar filan... kuzum battaniyeyi nereye kaldırıyosunuz? yedek çarşafın da mı yok? sadeleştin arındın da, bi sandalet, bi çizme, bunlar nerde?

yatağın bazasından şüpheleniyorum. sanki her şey fotoğrafı çeken kişinin arkasında, dev bir depoda üst üste duruyor. bu kare de böyle, sahiden bi "dekor". western filmleri gibi. dağınıklık değil bahsettiğim, fonksiyonel hiçbir nesne yok gibi. giysiler açıkta, bir ikea askıda dizili. kuzum o tozlanmıyo mu? onların hepsi gömlek, belin bıkının üşüdüğünde hırka giymiyo musun? nerde o hırka - kazak? yani o boydan boya raydolap kaplı odalar bile daha gerçekçi geliyor bana. eşyayla dolup taştığım için değil; en azından daha fonksiyonel. ayh ne bileyim.

defterlerim ve boya kalemlerim var. boya kalemlerimi kullanmıyorum sayılır. defterler güzel. saçma şeyler arıyorum: mesela minik, ahşap mandallar. kırtasiyede olur heralde. minik minik girişimler. çerçevelettiğimiz resimler nihayet yerini buldu. birini ısrarla asmıyoruz, belki karanlık oda baskısı yetişir, değiştiririz diye. ne mühim, di mi?

iş arıyorum iş. aslında işim bu.

4 yorum:

E. dedi ki...

"belin bıkının" dedin ve direk anne lafıdır, dağıldım.

Adsız dedi ki...

Eger rafsa minikli buyuklu kutular almani oneririm. Mesela puf ama sandikli gibi icine bir suru esya alir sonra sepetler olabilir onlar da bir suru ivir ziviri toparlar tabi butun bunarin yaninda arinma yapabilirsin zaten yeni tasindim arinma da yaptim diyorsan eger senin icin cok ozel olmayacaksa evinin bazi fotograflarini paylas bizde fikrimizi soyleyelim olur mu?
Blk...

deryik dedi ki...

E: ya ama öyle işte. :)

blk: arınma yaptım, zaten çok eşya da yok. kutu da var bol. öte beri batıyor benim gözüme, galiba asla fotoğraflık olmayacağını kabul etmeliyim :)

Aysin dedi ki...

Tam bir biriktirici ve kesseler atamayıcı olduğum için ne zaman dekorasyon sayfalarına baksam benzer hissiyatlarla dolup taşıyorum. Sonra "benim evim bana benziyor" diyorum. Bunu söyleyince bi anda her yer çok dekoratif görünüyo gözüme:)

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker