21 Ekim 2011 Cuma

palto

buna mı takıldın diyeceksiniz ama:
askerlerin cenazesinde bir fotoğraf: gül paltosuz- atkısız. bence, o acı ölümleri engelleyememiş bir devletin en üst düzey temsilcisinin kıyafeti bu olmalı. o annelerin, ailelerin karşısında bir zahmet takım elbisesiyle durmalı.

başbakan erdoğan'sa, soğuktan nasıl sımsıkı koruyor kendini, atkısı var, paltosu var. üşümemeli. orada ciğeri yananların yanında, o nezle bile olmamalı. burnu akmamalı mesela. hatta bakın bir fotoğraf daha buldum, bir tek o paltolu. o öyle üşümedikçe, o öyle bir görevi yıllardır yürütüp yine de bir cenaze süresince bile üşümeye gelemedikçe, ben sinire kesiyorum.

azıcık samimiyet yahu. azıcık sorumluluk almak, azıcık yerini, haddini bilmek, azıcık kendinden başkasını düşünmek lazım. o ailelerin yerinde olsam, sanırım o paltoyu, o atkıyı, o taranmış saçları dağıtmak için atlardım üstüne, tutamazdım. kusura bakmasınlar.

bugünün, bunca günün, bunca yılın üstüne, bence bu palto her şeyin özetidir. böyle bir fotoğraf görünce beynime bir sürü şey üşüşüyor:

bir operasyonda askerler ölür, karşı operasyonda dağdakiler ölür. herkes, hemen ölüverir, ölebilir. bir anda on, yirmi, kırk, seksen. sayılar, sayılar insan değil. oysa onların da vardır elbet, yün atlet giydiren anneleri, atkı ören sevdikleri. burnu akınca nane limon kaynatan birileri. ölümlere karşılık ölümlere acıkanlar kadar, onların da vardır sevenleri, hayalleri. 35 yıldır, taş çatlasa 35'inde olan binlerce insanı bu kadar "ölebilir" görmeyen birileri vardır elbet. "bizden misiniz, onlardan mı?" demeden önce, "barış" diyebilenler kalmıştır illa ki.


anneannem hep "allah soğukla terbiye etmesin" der; çünkü fena terbiye eder soğuk. üşümek, iliklerince üşümek, bazen en iyi terbiyedir. bilmem belki de ölümün soğukluğuna yaklaştığı içindir. hani belki, cenazelerde biraz üşümek gerekiyordur?

bir de, gogol'un muhteşem bir öyküsü var "palto" diye. Akakiy'in hayaleti geri döner de paltolarına yapışır kasabadakilerin. başka bir sebepten elbet; ama işte aklıma geliyor, geliyor da gitmiyor. acaba başbakan hiç gogol okumuş mudur? kısa öyküler hem, okusa hemen biterdi. belki de bu cümlelerimi okusa, bana sinirlenmekten sonunu getirmezdi. başbakan hep sinirli gibi geliyor bana. hep kızgın; ama biz ona hiç kızamıyoruz.

sonra işte böyle bir anda, tek bir fotoğrafa takılıp kalıp, paltoyla, atkıyla kavga ediyorum ben. ölümlere, ölmelere karar verenlerin üşümeye gelmeyişine takılıyorum, takılıp kalıyorum. başbakan üşüsün istemem tabii, hâşâ. bana kalmadı zaten; bende kimin ne yapacağını veya acı çekip çekmeyeceğini belirleyecek güç ve yetki yok. birilerinde varsa bu güç, iyiye, güzele doğru kullanıyolardır, değil mi?

ah işte böyle fotoğraflarca geçen günler, blog.
ne güzel demiş orhan veli:
neler yapmadık şu vatan için!
kimimiz öldük;
kimimiz nutuk söyledik.

ne acı ki hâlâ böyle orhan'cığım.

6 yorum:

Damlo dedi ki...

ya aslında bilmiyorum, prosüdür falan bile değil, olabilir bu palto-atkı giymemek; fotolara bakınca böylesine sivrilmek, sakil durmamak adına çok ağır nezle bile olsan çıkarabilirdin o üstündekileri gibi geliyor bana.

birileri paltoyla daha haşmetli görünüyosun bile demiş olabilir.

midyeyle düşmanlık yapmak, paltoyla güç gösterisinde bulunmak falan. burası türkiye.

ps: hoop gitti kafa.

Adsız dedi ki...

doğaçlama yada içlerinden geldiği gibi bi şeyler yapmadıklarına eminim hepsinin. her yanlarından samimiyetsizlik akıyor çünkü. mesela seçim öncesi dolaşırken bi kadın gelip derdini anlatsa ya yapmacık aşırı bi ilgi ile eğiyor kulağını, yada unuttuysa ezberletilen davranışları sırtını sıvarken başka yöne bakıyor. gülün paltosuz olmasıda tesadüf değildir heralde. başbakanında imaj danışmanı bu ayrıntıyı atlamamıştır, sorun şurada bu ayrıntıyı umursamıyorlar bile...
nur

hep dedi ki...

Yine haklısın Deryik...bi de bunları dile getirdiğin için canımsın Deryik...

deryik dedi ki...

damlo: olabilir evet. paltolu olunca "halktan" oluyodur tahminen, böyle salon adetlerinden uzak, samimi.

nur: aynı şeyi düşünmüştüm, hiç mi olmamış bir uyaran? ne bileyim, yok mudur bu işin bir raconu, herkes çıkarmış sonuçta? umursamadıkları doğru.

hep: teşekkür ederim efendim.

sizden biri dedi ki...

görüşünüze ve detaylarınıza sağlık ben hiç düşünmemeiştim doğrusu paltolu ve paltosuz duruşu hem kimin umurundaki ölümler yoksa bir önlem alınamazmıydı kuyu gibi bir yerde karargah olursa çok sıkı korumak gerektiğini sahi hiçmi bilemediler ölümün nerden geleceğini bilmeyen gençlerimize ve onu yetiştiren anne ve babalarımıza yazık değilmi paltonun ne önemi var artık ....:(((........sizde biri

deryik dedi ki...

sizden biri: elbette ki bir sürü şey yapılabilirdi; yapılmalıydı da. onu siyasi ve askeri uzmanlar günlerdir söylüyor. ben, nihayetinde bir şey yapılabilmesi için önce ölüm nedir, nasıl bir acıdır anlaşılması ve saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. belki çok şekilci bir tespit benimki; ama işte, gözüme battı. şimdi karşı harekatla 41 kişi öldürüldü haberi geliyor. 100'e tamamlayacaklar heralde evlat acısı çekenlerin sayısını. bilgisayar oyunu değil, ölüm. biraz üşüyüp anlasalar isterdim.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker