5 Ekim 2011 Çarşamba

işgüçşalala

yeni blogger arayüzünü kullanıyorum. değişiklikleri sevmeyen, yemeksepeti sipariş çeşitliliği bile 5'le filan sınırlı bendeniz için bu resmen bir çılgınlık. bir önceki arayüz geçişini blogger beni zorladığı için yapmış ve uzun süre sövmüştüm. şimdi büyüdüm ve çılgınlıklar yapıyorum.

cumartesi günü 1 haftalığına singapur'a gidiyorum. bu benim ilk defa 3 saatin üstünde uçuşum olacak (türkiye'ye 3 saat uçuş mesafesinde 950 milyon insan yaşıyor. bu saçma bir bilgiyi  hatırladım bu vesileyle).11 saat aynı yerde oturup, zamanda 6 saatlik kayma yaşadığımda bakalım nolucam ben. neyse, iş için gidiyorum. bütün gün tek bir binadan çıkmiycam. akşamları belki görürüm etrafı. gerçi galiba 1 boş gün olacak, emin olamadım. görüldüğü üzere, heyecansız bir bokum ben, havam batsın. burnumdan gelme ihtimali, delice bir yorgunluk, bir değil, iki değil tam on kişilik koşturma, bir önceki iş seyahatimde belimi sakatlayıp fıtığın eşiğinden dönmüş olmam, üzerimden iş alması gereken insanların iş yığması, bu ve benzeri şeyler yüzünden böyleyim. ama tabii "hadi len ordan!" da denebilir bana, mümkün. pazar günü anca havaya girerim ben, kısmet. allahtan sakız çiğneme filan gibi alışkanlıklarım yok. dönüşte de hop! aynı gün düğüne gidicem. vuhuhu.

3 gündür çooook yorgunum. aslında öncesi de var ve devamı da olacak. uykusuzum, sinirliyim. bu sebeple sanırım, şifayı kaptığım gerçeğiyle bugün yüzleştim. böyle gardımın düştüğü anlarda avlanıyorum zaten. boğazım şiş (boğazlarım lafına siniiirrrr olurum. çoğul olan şey bademcik. boğaz bir tane; tabii marmara bölgesi değilseniz. ho ho ho. bu berbat şakayı hep hatırlamanız için özellikle yaptım). boğazım şişince kulağım tıkanıp ağrıyor, bu da yeni moda. aman işte bi garip haller. kendimi kampa alıcam, eğer olmazsa 3 gün içinde hem hasta olmayı hem de iyileşmeyi hedefliyorum. zaten ofisimizin genel yaklaşımı: "hastayken anında burdan defol, 12 saat içinde iyileşmek üzere kendine büyü yap". haha evet, bu arada: 12 saat sonra benim toplantım çoktaaaaan başlamış olacak. mesela bugün de gün o kadar erken başladı ki sabah olan bazı şeyler dün oldu sanıyorum.

amaan neyse, çalışan şeerli kadının burjuva dırdırını dinlediniz, allah başka dert vermesin. bazen böyle şikayet ettikçe birinin enseme güçlü bi şaplak indirmesini ve kendime gelmeyi filan istiyorum; ama n'aparsın, hepimiz zaman zaman kuyu dibi kurbağası olup dünyayı minik dertlerimizden ibaret sanıyoruz. maksat kuyunun dibinden dışarı zıplayabilmek veya ne bileyim, bari kuyuda olduğunu fark etmek.

bi de buraya yazıp link filan verecek takatim olmasa da, canım ülkemin gündemi yine birbirinden güzide haberlerle dolu. aaayh ayh yani. agghh. onu da yazarım elbet.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

eger takmanda bir sorun yoksa (bunalmiyorsan vs.) mutlaka ama mutlaka uyku gozlugu gotur. bazi zeka kupleri perdelerini actiklarindan zinhar uyuyamiyorsun.

deryik dedi ki...

eveet, iyi fikir! aydınlıkta hiç uyuyamıyorum, evde bile kullandığım oluyodu bi ara. o yüzden şart, kesin. hatırlatma için teşekkürler!

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker