25 Aralık 2008 Perşembe

kıtipiyoz

hava muhalefeti sebebiyle bir gece daha kazanmak... güzel şey. çok güzel.
yol boyu uyku, yanımdaki kızla aynı pozisyonda uyuduk huşu içinde. finiş.

~*~

bir şehir düşünün, düşündükçe elinizde kırmızı balonlar, saçınızda konfetiler, boynunuzda parlak boncuklu kolyeler filan... ordayken yani ya da orda olmayı düşündükçe. en iyimser noktanız. en pembe gözlüğünüz. en bahar erguvanınız, en yavru martınız filan. öyle bi yer. üstünüze çamur sıçradığında gül kokuyo, trafik tıkandığında sebebi uçan filler filan. kafayı yemedim ama durumu özetlemem lazım. böyle bi ruh hali düşünün. orda güç geliyo size. sailor moon'un tokası mı bi şisi vardı, onun gibi. süpermen'in kriptonunun tersi. güç geliyo işte, olabilirlik hissiyle, pamuklar içinde...

sonra otobüs.

sonra iniş. 35 dakika sonra hani şu waterboarding tekniğiyle "acı gerçekler duşu" işkencesi. boğuluyorum hissi; ama aslında boğulmamak. bütün bunların "hoşgeldin yeni yıl" melodisiyle beyninize saldırması. en kaçmak istediğiniz gerçek. ne bileyim, faturalardaki puntoyla yazılmış yazılar. bozuk elektronik aletler ve çiğ kalmış kıyma gibi bi şi.

arada 1984 yılında dünyanın başına gelmiş en tuhaf şeylerden biri olan gremlins filmini kardeşle tekrar izlemek (niyeyse), o aptal fon müziği kafanızda yankılanırken bi daha waterboarding. balonlara saldırıp konfetileri saçan, kolyeleri koparan gremlin ordusu, filin hortumunu düğümlemişler filan (yine sırf açıklayıcı olmak için saçmalıyorum, ona göre). sonra kısa bi es, yine yavru martılar, ucibik sevimli iyimserlikler. gremlinler uçan fillere binmiş, melih gökçek vapur kaptanı. "meraba koca götlü lucy, yana kay ben de göklerde dalgalanıcam" çığlıkları atma isteği. falan filan.

kavram kargaşı, duygu sarhoşu, bulamaç bi beyin.

sonra telefon beklemeler. alo mirebağ. alo mu acebağ. son kararım memetalibiy. son karar kimin ki memetalibiy? siz mesela kaç kez son kararım diyerek evlendiniz, sonra boşandınız memetalibiy. ay yoksa siz "son kararınız mı" demiyo muydunuz memetalibiy?

bokbokbok.

yavru bi güvercinin çatının kenarından ilk uçuşunu gördünüz mü hiç siz değerli hayata hep bi hayvan belgeseli örneğiyle yaklaşan okurlar? güvercinlerde dişi ve erkek sırayla ve eşit sürelerde kuluçkaya yatıyo. yavruya da beraber uçma öğretiyolar, tenhada. hop o köşeden bu köşeye. temkinli. ama gün geliyo yavru güvercin yıldız-karayel filan derken, dengeyi tutturup karşı binaya uçuyo işte. diğ mi diğ mi.

herkesin kendince haklı olduğu bi dünyada yaşıyoruz. bence sen de haklısııığn. hepimiz haklıyız yaşasın. haklılıktan ölüyoruz, anlayıştan geberiyoruz. hak hukuk. guguk kuşları gagalasın bence bizi.

düşünmem gereken bir sürü şey var. cevapsız sorular, alınması gereken kararlar ve tabii ki olmazsa olmazımız: dar vakitler var. lay lay lom yaşasın.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgilinize söyleyiniz hanfendi, sevgilisiyle daha fazla vakit geçirmek için tebeşir tozunu gözü kapalı yuvarladığını biliyorum. Herkesi kandırabilir, beni asla.

deryik dedi ki...

sorma, sonra bolu dağına bile el attı :) borcum borç, sözüm söz, boynum da bükük.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker