20 Kasım 2008 Perşembe

çakılı çivi

solda ortalama bi ilkokul "pencere resmi"-- hafızamda kalan parçalarıyla sunuyorum. sağdaki de yes, benimki. oricinıl.





çocukluk hayallerimiz ve hayata geçemeyişleri adlı eserimde, gördüğünüz üzere sadece perde kısmını tutturabildim. karşımda güneş, bulut ve ağaç yok. balkon, beton ve cam var. perdenin ortasından geçmesi gereken ahşap zımbırtı simetriden uzak. evde çok sıkılıyorum atam. karşı binayı yıkıp dutluk yapıcam. çocuklar her şeyi simetrik seviyo sanki di mi? sola 14 çiçek, sağa da 14 çiçek. neyse işte. çivi delisi oldum. arada bi düz çaktığım bile oluyo.


bugün jelatin hanıma kavuşmak için halka indim. bayaa indim yani, yerlere kadar. otobüste bayılmışım. bence ego'nun da iett gibi "biz insan taşıyoruz" dönemine girmesi gerek. sıcak, basık, kalabalık, havasız. bayıldım ama düşemedim bile, öyle bi yığındı. tamam, otobüs nedir ben de biliyorum. ehliyetsiz ömrüm toplu taşımayla geçiyo. ama bugünkü şey ton balığı konservesiyle insan kaçakçılığı şebekelerinin kamyonları arası bi şiydi. siz de insan taşıyın artık egocum. nolur.

bi de otobüste bayılınca rol dağılımı hep şöyle oluyo:

1. kolonya/ sarımsak/ su vs isteyen ve her istediklerini bulan 2-3 amca,

2. "kızım yere oturma, kızım kalk, kızım hişt, kızım bak kuş, kızım dudağın beyaz, kızım nen var, kızım niye susuyosun, kızım iki kere kiki" gibi aralıksız dürtükleriyle sizi illa ki ayıltan ısrarlı teyze,

3. çok normalmiş gibi müzik dinlemeye devam eden "hayatın zaten kendisi bi baygınlık ve hepimiz bi gün ayılıcaz" ergenleri,

4. yer veren; ama o an verdiği yere oturamayacak halde olduğumu anlamayıp "hıh yer verdik oturmuyo... niye oturmuyo? bak yer var yer bak! peh oturmuyo.. işte küstüm!" kıvamı soru işaretleriyle yüzüme bakan kişi,

5. 30 yaşlarında, iş arkadaşlarıyla beraber otobüse binmiş, genelde boyalı sarı saçları ve şeftali tonlarında makyajı olan "ay benim de kardeşim bi gün bayılmıştı"/ "böyle bayılınca hemen avokado dilimlemek lazım" gibi kendince enteresan konular açan uzak köşe kadınları,

6. "kızım hasta mısın? kansersindir belki? belki saradır? belki kalbin var? gencecik vah vah vah" kıvamı felaket tellalları (ki o an hepsine kafa atmak istiyorum),

7. "iyi misin, durağın neresi, iki durak kaldı, ben haber vericem" diye usulca fısıldayan gerçek hayat insanları. son gruptakiler ayrıca evet-hayır cevaplı soru sorma ustasıdır, hiç yormazlar. mis.


çok utanıyorum bu olunca. iki kere oldu gerçi sadece, bilmem kaç yıl arayla. yine de fena, panik yaratıyo etrafta. halbuki sadece ani bi tansiyon düşmesi ve çabucak geçiyo (evet doktora gittim). neyse, turp gibiym ama hala tüy gibi hafifim. uyku vakti.



ben derim ki kendinize yapacağınız en büyük iyilik, size iyi gelen şeylere yakın olmak.
basit ama zor bi iş.

11 yorum:

gülş dedi ki...

çok geçmişler olsun deryik..

Adsız dedi ki...

Off ya geçmiş olsun Deryik şimdi nasıl durum.

Adsız dedi ki...

öncelikle geçmiş olsun tabii. ancak teessüf ediyorum. her ne kadar ergenlik denen kişisel fetret devrini atlatmış olsam da köşesinde müzik dinleyen insanlardan biriyim gruplamanıza göre. gözümün önünde bildiğin yavaş çekimde bayılırken tutup yardım istediğimde neredeyse dayak yercesine otobüsten indirildikten sonra (indirilme sebepleri sapık olmak, tacize yeltenmek, satanist olmak olarak algılandı tarafımdan) artık paranoyak yardımsever olarak hayatıma devam ediyorum. otobüse biner binmez potansiyel yorgun ve bayılma ihtimali olanları belirleyip, yardım ettiğimde tepki vermeyecek olanları seçiyorum. kalanları da otobüsün stratejik bayılma noktalarına yerleştirip huzur ve müzik eşliğinde yolculuğumu tamamlıyorum. neyse ne, lütfen nefret etmeyin köşede kayıtsız müzik dinleyenlerden. ergenlerden edebilirsiniz.

Damlo dedi ki...

kompakt buhran bi yerde fire verdi galiba. çok geçmiş olsun, iett çok da farklı deil yahu. bi de çantanda çikolata, kesme şeker falan taşı. avakadodan daha hafif en azından :)

Peanut Butter and Black Coffee dedi ki...

deryikko!
gecmis olsun!
yalniz o halinle baya bir gozlem yapmissin yine - beni sabah sabah guldurdun (dehset icinde.)
bir de evet, cocuklar her seyi simetrik sever hakikaten di mi? anne-baba da bir simetri mesela.
bazilarimizin simetrisi kayiyor, sonra ne oldugumuzu sasiriyoruz, o ayri.
muck.

deryik dedi ki...

gülş: teşekkür ederim..

crafts woman: iyiyim teşekkürler. toparladım zaten anlık bi şiydi.

malkav: aa yanlış anlaşılmasın, ben de müzik dinlerken bayıldım zaten:) benim demek istediğim, tepkisizlik. yani "hepimiz ölücez, hayat zaten kötü" ergen buhranı. bütün ergenler de diil bakınız.

eğreltiotu: o da iyi gelmiyo, aniden şeker fırlaması. bu bi de cidden ortam koşullarından oldu. türk hamamı, hatta türk hamamında halk günü tadındaydı.

pbbc: teşekkürler şeker. ya yok bu istem dışı gözlem, "hepiniz bi susun noluur" hali. o çocuklar büyüyo, asimetrik pencerelerden bakıyolar sonra :P

Adsız dedi ki...

size iyi gelen şeylere yakın olmak..

herhangi bir gün herhangi bir ruh haliyle okusam bu kadar derinden anlayamazdım belki.
ama
şuan için öyle iyi geldi ki...:)

Damlo dedi ki...

feci bi panik hali; gelemiorum ben. umarım olmas bi daha.

mermaid dedi ki...

daha yeni okudum deryikcim, 20lik dişle ilgili yorumun zaten dehşete sürüklemişti beni gülerken, bu yazı da öyle oldu, hangi arada bayıldın hangi arada ayıldın da gözlem yaptın şaştım:)

çok sevgiler ve geçmiş olsunlar

ısırganotu dedi ki...

geçmiş olsun, gözlem yeteneğine gerçekten hayranım :) en azından son gruptan birilerine rastlamış olman süper, yoksa insan ayılmak bile istemez o curcunada, değil mi?

deryik dedi ki...

cm: anlaşılmak güzel. bu ara içimde yankılanıyo bu cümle çünkü.

eğreltiotu: yok yok bi 6 yıl daha var en az :)

mermaid: turp gibi geri döndüm :P

ısırganotu: :) o teyze ayıltıyo gerçi ama evet, son grup iyi ki var. sersemleşiyo insan yoksa.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker