bu sabah gunes yoktu. ev buz. gunes dogsun diye bekledim. dogmak bilmedi. giyindim, gok pembelendi. sonra tekrar mutfak penceresine gittim ve ta taa - bi kizilgerdan ucuverdi. mutfak penceresinin dibindeki agacin dalinin en ucunda duran kizilgerdan (kurdugum en uzun tamlama) oldugundan eminim, niyeyse. iyi denk geldim.
her zaman nefret ettim bu zifir karanliktan, soguktan. yari uyur halde gecirdigim aylar. aralik ve ocagi eskiciye verip mayisla eylulu uzatabilmeliyiz. 21 aralik gelsin de gitsin artik nolur. ciceklenen bahar agacindan guzel bir sey mi var, rica ederim.
***
bi hafta icin turkiye'ye gittim geldim. her seferinde oldugu gibi, yorgun ve cok yorgun dondum. dinlenemedim, dinlenmek icin bi tatil daha lazim. habire fon cektirdim cunku burdakinin beste biri fiyatta ve biraz suslu hissetmekten bir sey olmaz.
yeni yil dilegim de bu t-shirt. nerden bulacaksam artik. |
dem'e de gittim nihayet. her istedigim cay icin "ay o mu? iiy yok, o soyle boyle" deyip baska sey onerdiler ama neyse. sanki menuyu ben hazirladim.
***
her gun yeni bir bilgi: anemon aslinda bir cicek. yani cicegi de var. ben denizler altinda yirmi bin balik halini tercih ediyorum sanirim, boyle su altinda dagilan, uzun sac tutamlari gibi. mavili balikli sac. guzel ondan. cicek hali de pek guzel gerci, el isi dersinde yapilmiscasina. su an TARIMDA ANEMON YETISTIRICILIGININ YERI VE ITHAL CICEKCILIK yazilarina filan denk geliyorum da buraya ozetlemiyorum. aa bi de kremi varmis, yaslanmayi engelliyomus. neyse, yunancada ruzgarin kizi demekmis anemone. afrodit, olen sevgilisi adonisin kanina nektarlar serpince acmis bu cicek. bir nevi gelincik. ama ayni zamanda deniz altinda da bi guzellik. daha ne olsundu, rica ederim.
***
yeni yil tanrilari sesimi duymus olacak ki biricik cicegim simge londra'ya tasiniyor. arkadaslanma danslariyla kutladim bu fikri. bavuluma atip kacirmak istedigim insanlarin sayisi bir azaldi. arkadaslar guzeldir, pek sevincliyim.
bi de ben buradaki vizemi uzatacagim, vizelerimizi uzatacagiz. benim canim sirketim, karsilamiyor masrafimi. zorunda degil zaten de bi ikram yapabilirlerdi. yapan yapiyor. ama iste, yapmiyolar. sasirmadim ama iste, bi umut var miymis neymis. tulum peyniriyle yedim onu da bi guzel.
londra zalim, yilbasi yakisiyor. yabanmersini sosundan bence. guzel sehir. fark ettim ki ben burda yasamayi seviyorum - yani, alismaktan ote bu. turkiyeyi (hayir, turkiyedekileri) ozlesem de. londra henuz ne kadar evim, bilmiyorum. 2,5 yil oldu, az degil; ama bunlarin kafamda dereceleri farkli sanirim. ankara 8 yila ragmen tam bi ev olamamisti mesela. londra bazen cok ev. bazen de iste, benden vizeler istiyor filan. neyse, "yasamayi sevdigim, istedigim sehir" sanirim simdilik. ev olusu suruyor.
***
baska? kendimi dinliyorum. biliyosunuz cok konusuyorum, dinlemesi de zor oluyor. 2015'ten niyeyse pek umutluyum, sanki herkes oyle. her seyin guzel olacagi bir yilmis gibi. olmazsa n'apcam bilmiyorum. pirpir hallerdeyim. sanirim iddia ettigimin aksine, ben bu yeni yil bekleyislerini seviyorum. 2015 de bekleneni yapsin rica ederim. isi ne.
daha fazla bilgi edinsem mi, yoksa anlamis miyimdir? hmm hmm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder