18 Eylül 2013 Çarşamba

tefadüs

Bir zamanlar burada demiştim; ama şimdi bulamıyorum (pazar yerine döndü iyice blog zaten), benim hayatım hep "ne gele gele" kararlarla şekillendi. en fazla bir seçenekle, iki oldu mu delirerek. hep de güzel şekillendiğinden, sanırım onun verdiği bir rahatlık, bir ölü toprağı var. ne zaman ki böyle şekillenemedi, ben aptala döndüm. mesela son 1-1,5 yıldır aptal haldeyim. bir tek seçenek çıksın, o da iyi çıksın istiyorum. böyle şanslı olmayı bekliyorum. salakça ama öyle işte. "şansını sen yarat" diyenlere cevabım yok.

cuma günü mülakatım var. o işe başvurdum, hani fazla tanıdık olan. maaş > zevkler ve renkler. randevu için telefon ettiklerinde ölü balık sakinliğiyle "hı hı evet. hııı. evet teşekkürler" diye konuştum. güvenli suların heyecansızlığı. şimdi fark ettim ki sandığımdan daha da tanıdık, çok daha fazla. o kadar ki ben dönüp dolaşıp aynı kişilerle çalışacak bile olabilirim. tamam daha ilk mülakattan havalara girmeyeyim; ama hayat çok, çok acayip. çok garip hayat. zaten tesadüflerin üzerimde mıknatıs gibi bir etkisi var, "aa her işte bir hayır vaar!" diye koşarak atlıyorum. işi o zaman sevmemiştim; ama bir sebebi de iş tanımı dışında, önüme gelen her şeye bulaşmak zorunda kalmamdı. belki şimdi sevebilirim. en azından insanları sevmiştim. demek ki delirmeden bir süre devam edebilir. iyi ki havaya girmiyorum bu arada.

neyse, bu işi de alamazsam eğer, bu posta bakar bakar güleriz artık. çaylar benden.

Hiç yorum yok:

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker