Döndüm! böyle yazınca ne kolay, dün otelden çıkışımızla bugün eve varışımız arasında 24 saat vardı oysa; 3 ayrı uçak, bekleyişler, bekletilmeler falan filan. Sabah Heathrow'da her şeyi 40 dakikada halletmek iyi geldi, bi olimpiyatımız eksikti çünkü.
Londra bıraktığımız gibi, 2 derece bile ısınmamış; ama güneşle
karşılayacak kadar da düşünceli. Gelir gelmez yağmuru kaldıramazdık. Bugün büyük bir aşkla türk mutfağına sarıldık, kahvaltıda peynir, zeytin, domates mühim şeyler. yorgun ve ayılmaya çalışarak geçti. toplam 1300 tane mi ne fotoğraf var bi de, kaçı gerçekten fotoğraf, kaçı titrek tekrarlar filan, onları ayıklamak gözümde büyüyor.
Sana laflar hazırladım blog, hepsini yazacağımdır. Biraz kendime gelmeliyim, heralde yarına. Korktuğumuz gibi olmadı; yağmur yağmadı, o iyiydi. onun dışında aklımızın ucundan geçmeyen aksilikler de oldu tabii, uzun hikaye. Sırt çantaları çok işe yaradı, bel şikayeti sıfır. yola çıkmadan önce türlü çeşitli ipucu veren herkese çok teşekkürler, hepsine sıra geldi, hepsi işe yaradı.
Tatille ilgili özet de şudur: okyanus, zanzibar güzel tabii, evet; ama o afrika çalıları var ya hani, işte o başka. ışığı başka güzel, kendi başka güzel. orası ayrı bir yer, gökyüzü bile daha geniş sanki, ufuk çizgisi ayağınızın altına devam ediyor. benim kahramanım zürafalar oldu, şansıma bol bol da gördük. ağır ağır, kuğu gibi süzülerek incecik, kuru bir ağacın arkasına saklanan (saklandığını sanan) bir zürafanın sizi izlemesi ve fotoğraf çekmeyi bıraktığınız an uzun uzun bakışmak kadar güzel bir şey yok. okyanus kusura bakmasın; hiçbir turkuaz tonu buna denk gelemiyor.
dedim ya, anlatacağım. çok da uzun olacak - arkası yarın.
1 yorum:
sabırsızlıkla bekliyorum
Yorum Gönder