29 Ağustos 2008 Cuma

hafta bitemezken

bugün patronum telefonda "aa kimle görüşüyorum?!" dedi. tanımadı sesimi. bööö. derya erkek adı da olabiliyo allahtan, iyileşene kadar sorun yok. neyse, uzun yazıcam korkun benden. çok daraldım bugün.

dün sulukule'ye girdiler. girmişler. birlikler. dozer nuriler. yıkacaklar kaçış yok, dümdüz edilecek. pürüz bildikleri her şeyi dümdüz edecek devasa ütülerle şehre giriyo birlikler. hiç ütü yaktı mı bi yerinizi? ütü yapışır kalır, derinizi zor ayırırsınız fazla kalırsa. öyle bi girdiler, kararlı, yıkarak, yakarak. hani kilometreler öteye diktikleri TOKİcanlar var ya, toplu toplu, konut konut... 620 ev yapılacak. 570 tanesi çoktan satılmış sulukule dışından insanlara, elde kalırsa kamulaşmasın diye. sulukuleliler toki'ye bile giremeyecek. devamını da söyliym mi? sosyal bilimler 101: girenler de satacak belki, masraf yapmasın da bari para getirsin diye. böyle tuhaf ilimler bilimler var, dünya ne garip, birileri gerizekalı gibi oturup araştırmış "kentsel düzenleme" nasıl olmalı diye. hani belediyeler filan kullanırsa diye. saflık, salaklık oysa. diğ mi diğ mi.

hcg okumak, kramplara vesile. türrrkler ve müsllllümanlar üzerine retorik köşesi. gerisi kalanlar da "olsun, sizi böyle DE sevebiliriz" insanları onun gözünde. hele bi "ulusalcı kim milliyetçi kim" yazısı vardı ki... hani "aman diym ikisi başka" paniği.. necmiye alpay cevapladı kendisini allahtan. neyse bugünden bi alıntı: Kıbrıs örneğinin ve Kürtçü ayrılıkçı faaliyetlerin, son olaylarla hiçbir benzerliği yoktur. Gürcistan, zaten federatif bir yapıya sahiptir; Abhazya ve Güney Osetya özerk cumhuriyetlerdir. Üstelik buradaki halklar, din ve kültür bakımından da tamamen farklıdır. Hmm... kıbrıs rumlarının müslüman olduğunu bilmiyodumv ve "kültür"ün dili de kapsadığını düşünürsek, kürtçe bilmediğimden de hareketle... neyse. Gürcistan, çok affedersiniz ama Gürcülerin de kabul ettiği üzere, göt kadar bi ülke. filler tepişirken ezilen çim. şimdi siz çimlere bakıp "ay bu müslüman çimi, bunu sevdim ben" derseniz, bi bakmışsınız fil hortumu ensenizde soluyo. neyse ya hcg, senden de olsun, sen de yaz. ne diym. 1984'ü okuyuşu bile renkli kendisinin.

paraguay'ın eski diktatörü geçmişte yaptıkları için özür dilemiş. ha kimimize yüzsüzce gelebilir ama bence buna da şükür. misal, nü bir resim çizip halkına da sunabilirdi, konserlerde protokolde sırıtıp en kritik zamanlarda yüzsüzce fikir belirtebilirdi. ay pardon, o bizimki. mesela zorunlu din dersleri şirinliği de kendisinin eseri. denetleyemediği şeyleri zorunlu hale getirip sonra onu da denetleyememek de bizim çilemiz, alışkanlığımız.

sonra bazı şeyleri dert edince keriz yerine konuyosunuz: DSİ allianoi'daki tarihi künkleri kırmış kepçesiyle. kırıvermiş. gerzeksin kızım sen. aynı kepçeler şehrin bi kısmını söküp atıyo bi şi yapabilen yok, allianoi kiiim, künk ne.

İmilih, sevgili belediye gülü, tükürük fıskiyesi, dikmen'de fal bakmış. cemevi yıkılacak, suç belediyeye atılacak, halk galeyana getirilecekmiş. bir, halk galeyana 15 yıldır gelmiyo imilih, müsterih olunuz. yoksa su depolarındaki pası bile söken sülfatın musluk suyundan akmasına bi şi derdi birileri. ankaranın amblemi mesela, hitit güneşi olarak kalırdı, kendi belediye mecilisin bile öyle istedi çünkü. ne biliym... keçiörende zabıtalar insanların hayatını kaydırırken, kimsenin bilmediği mahallelerde travestilerin evleri taşlanırken, VIP camii projeleri hazırlanırken (ekstra sevaplı)... tıss. yıkmak ne kelime, yakar da isterse. ankara burası: melih gökçek'in at koşturduğu futbol sahası. yakar, sonra da "yanmaz malzemeden inşa edilmemiş binaları imha etmek görevimiz" filan der. atar tutar.

bakırköy'de de 15 kişiyle ilgilenmiş zabıta, çivili sopalarla. balıkçılarla. araya girenlere de odun.

bu ara cnn ve ntv pek bi yeşil, pek bi çevreci. iyidir. cnn şöyle basit bi bilgi verdi: Almanya'nın, ki kendisi malum pek güneşli bi ülke diil, yıllık güneş enerjisi üretimi keban barajı kadar. almanya ve güneş enerjisi! kaç ay güneş var allah aşkına orda, 2 mi?? biz burda Avrupa'nın en çok güneş alan ikinci ülkesinde iki kişi arasına bile hidroelektrik santral kuruyoruz ya, yatacak yerimiz yok. yunan mitolojisinin en güzel yanı, cehennemdeki her insana günahına göre ceza verilmesi. hah, bu baraj açlığından gözü dönenlere sonsuz susuzluk cezası verilebilir bence. 65 tane yeni baraj yapılacak bu yıl, haberiniz var mı? barajlardan yeraltı sularının rejimleri bozuldu, göller, sazlıklar, sulak alanlar yok oluyo, ilginizi çeker miydi? Keban barajı, almanya... üstelik bu sadece bireysel üretim, yani hanelerdeki güneş panelleri. rüzgar konusuna girmedim bile. o kadar mümkün ki daha iyisini yapmak, yapmıyo oluşumuz sadece bizim utancımız olacak. hiçbir özrümüz yok. gerçi utanmayı bilmeyen adam aynadan korkmaz.

"çevrecinin daniskası benim" demişti başbakakalan. "yol yapıyoruz, yol yapmak çevrecilik değil mi" gibi temel bi kafa karışıklığı var aslında. bir yeşile sevdalı olduğu doğru da, bu maalesef o yeşil değil. "boş gezenler"miş. tabii boş gezmek yerine il il gezmek lazım da yeşiller partisinin maalesef o kadar parası yok. bakınız: "Balık çiftliklerinin dünyanın en güzel denizlerinden Güllük Körfezi'ni öldürdüğü haberlerine de sinirlenen Erdoğan, “Tayyip Erdoğan'a vurayım diye bunu yazamazsın. Buna hakkın yok” dedi". Nasıl bir ego, nasıl bir paranoya, nasıl bir narsis hal.. kendisine burdan bi şarkı yolluyorum: mfö- sen neymişsin be abi.

bi de radikaldeki yorumlardan seçtiğim bir cümleyi yolluyorum:

"Çevreci olduğumu kanıtlamak için 10 megavatlık rüzgar santrali mi kurmam gerekiyor? Bunu yapacak olan sensin sayın daniska."

2 yorum:

aysikukedisi dedi ki...

deryik hağnım sakinn olmalıyım derken siz biz bi haber de benden gelsin o zaman,sevgili sarıgül tv de çıkmış kendi belediye sınırları içindeki binalarda yapılacak dış cephe yenilemelerinden bahsediyor.belediyenin işi üstleneceği çalışmalarda ev sahipleri de giderleri üstlenecekmiş buraya kadar normal herşey diyelim.neyse sonra sevgili sarıgül yenilemenin nedenini şöyle açıklıyor;"helikopterle istanbul semalarında turlayan turistler bu çirkinlikleri görmesin artık".tebrik ederim sayın sevgili canıms sarıgül.
ps ms :geldim gördüm çok sevdim burayı heh.

deryik dedi ki...

"mıstaa ağabey üzülme gayri, helikopterler binayı cepheden diil tepeden görüyo, damı aktarsak yeter" diyor selam ediyorum efendim.

Powered by Blogger

eXTReMe Tracker